10 Ekim Katliamı sanıklarının, bir kişiyi infaz etme ve IŞİD kamplarında eğitim görüntüler, ısrarlara rağmen ancak 7 yıl sonra dava dosyasına eklendi. IŞİD’liler MİT raporuyla serbest bırakılmıştı.
10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nda avukatların yıllardır talep etmesine rağmen gönderilmeyen deliller IŞİD’in bombalı saldırılarının nasıl göz göre göre geldiğini bir kez daha ortaya koydu. 10 Ekim Ankara Katliamı’nın sanıklarından Ahmet Güneş, Mustafa Delibaşlar ve Ökkeş Durmaz, 25 Mart 2014 tarihinde Şanlıurfa’dan Gaziantep’e doğru giderken rutin yol kontrolü sırasında araç içinde çeşitli örgütsel dokümanlar ve araç dışında çalılıklar arasına gizlenmiş dijital materyaller yakalanmıştı.
Üzerlerinde yakalanan materyallerde, Suriye’de çatışma bölgelerinde yer alan IŞİD askeri eğitim kamplarında bu kişilerin silahlı eğitim aldığı ve bir şahsı infaz etiği görüntüler bulunmuştu. Tutuklanan sanıklar hakkında Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesinde örgüt üyeliğinden dava açılmıştı.
MİT ‘YOK’ DEDİ, SERBEST BIRAKILDILAR
Ancak IŞİD kamplarında eğitim aldıkları ve bir kişiyi öldürdükleri görüntülerle sabit olan IŞİD’liler 30 Haziran 2015 tarihli MİT raporuyla serbest bırakıldı. MİT’in raporunda bu kişilerin ülke içinde ya da dışında faaliyet gösteren herhangi bir terör örgütü listesinde adlarının geçip geçmediği hususunda bilgiye rastlanılmadığı ileri sürüldü. Bunun üzerine yakalanan 3 IŞİD’li 6 ay içinde serbest bırakıldı.
10 Ekim katliamından yalnızca 12 gün sonra Ökkeş Durmaz ve Mustafa Delibaşlar hakkında beraat; Ahmet Güneş hakkında ise terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Ancak çoktan serbest bırakılan sanıklar Suriye’ye dönerek IŞİD’in eylemlerinde yer almaya devam etti.
GÖRÜNTÜLERDE DAHA NET ORTAYA ÇIKTI
10 Ekim Katliamı Davası’nda infaz anına ait fotoğraflar ortaya çıksa da avukatların 7 yıl boyunca talep etmesine rağmen görüntüler dava dosyasına getirilmedi. Geçtiğimiz günlerde dosyaya gelen görüntülerde, 10 Ekim davasının hem yakalanan hem de firari sanıklarının bir kısmının yer aldığı net biçimde ortaya çıktı. 10 Ekim Davası boyunca “yalnızca Müslüman olduğu ve Yunus Durmaz’ın kardeşiyle evli olduğu için yargılandığını” savunan Abdulmubtalip Demir, IŞİD’le bir ilgisinin olmadığını söyleyen Talha Güneş, IŞİD’e katıldığını kabul etse de orada hiçbir Türk ile iletişime geçmediğini savunan Hacı Ali Durmaz gibi isimler görüntülerde net bir şekilde görülüyor. IŞİD’lilerin birbirlerine isimleri ve kod isimleriyle hitap ettikleri görülürken, video kaydını alan kişi daha sonra görüntüleri sileceğini söylüyor.
DİĞERLERİ DE İNFAZA KATILIYOR
Görüntülerde polis operasyonundaki patlamada hayatını kaybeden ve 10 Ekim Katliamının plancılarından Yunus Durmaz’ın gruba verdiği silahlı eğitim, yine Yunus Durmaz’ın emriyle birlikte Ahmet Güneş’in bir şahsı infaz etmesi an be an kaydediliyor. Durmaz’ın “Yere düştükten sonra herkes bir tane sıkabilir” talimatıyla diğer IŞİD’liler de infaz edilen kişiye ateş ediyor.
MİT ise 10 Ekim Davası boyunca katliamın aydınlatılması, ihmal ve kusurların tespit edilmesi, tutuklu ve firari IŞİD’liler hakkında yeni bilgiler elde edilmesi için yapılan başvuruların çoğuna yanıt vermemişti.
MAHKEME HEYETİ YENİDEN DEĞİŞMİŞTİ
Öte yandan 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu yarın görülecek duruşma öncesi açıklama yaparak davanın mahkeme heyetinin değiştirildiğini hatırlattı. Bu durumun 10 Ekim Katliamı Davası için büyük sorunlara yol açtığı vurgulanan açıklamada, “Gelinen aşama itibarıyla 250’yi aşkın klasör ve dijital evraktan oluşan dava dosyasının her yeni gelen heyetçe okunması, anlaşılması yılları almaktadır. Bu nedenle, sürekli hale gelen heyet değişikliği; dava dosyasının sürüncemede kalmasına sebep olmakta ve dolayısıyla katliamın aydınlatılmasına engel olmaktadır” denildi.
8 yıldır süren adalet mücadelesinde hala gerçeklerin ve gerçek faillerin gizleme ısrarı olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yıllardır süren mücadele içerisinde somut delilleriyle ortaya koyduğumuz halde; Katliam sorumlusu olmasına karşın kimliği tespit edilemediği iddia edilen, fotoğraf ve videolarda apaçık görünen ve X-Y diye kodlanan kişiler hakkındaki dosyada 5 yıldır tek bir işlem yapılmamıştır. Katliamla bağlantılı oldukları tespit edilen ve açık kimlikleri bilinen IŞİD militanları hakkında bir işlem yapılmadığı gibi, bütün evraklar bizim tarafımızdan sunulmasına karşın savcılığın aldığı kısıtlılık kararıyla dosya bizden gizlenmektedir. Katliamın planlayıcısı ihbar edildiği, katliamdan bir gün önce kimlik bilgileri tespit edildiği halde hakkında hiçbir işlem yapmayan kamu görevlileri hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Yargılama boyunca delilleri gizleyerek, evrak göndermekten imtina ederek görevini yapmayan kamu görevlileri hakkında tek bir işlem yapılmamıştır. Kamu görevlilerinin sorumluluklarını ortaya seren ve davanın katılanlarından saklanan mülkiye müfettişleri raporunun elde edilmesi için açılan ve kazanılan davaya rağmen bugün hala evraklar katılan avukatlarına verilmemektedir. Katliamın doğrudan faili olan kişiler hakkında görevlerini yapmayan ve hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz Gaziantep Emniyeti personeli hakkında 3 yıldır soruşturma dahi açılmamıştır. Katliama ilişkin görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmeyen Ankara Emniyeti personeli hakkındaki suç duyurumuzda ise hızla ve hiçbir inceleme yapılmaksızın dosya kapatılmıştır. Davamızın da firari sanıklarından olan Savaş Yıldız’ın esas faili olduğu Adana ve Mersin HDP binalarının bombalanmasına ilişkin soruşturma 8 yıldır tamamlanmamıştır ve 8 yıldır süren kısıtlılık kararı nedeniyle kamuoyu bilgi sahibi değildir.”
/Evrensel/