Noam, İsrail’in istemediği ve başlatmadığı bir savaşa girdiğini savunarak, “İsrail milletini ve vatandaşlarını savunuyor. İsrail sivillerin korunmasını sağlamak için gayretle çalışırken, Hamas da onları tehlikeye atmaya çalıştı” dedi.

Gazze’de savaşın sürdüğünü ancak soykırım yapılmadığını söyleyen Noam, İsrail makamlarının hiçbir yasa dışı davranış politikası bulunmadığını savundu.

Noam, İsrailli protestocuların yardımı engellemesine ülkesine bağlı kolluk kuvvetlerinin karşı harekete geçerek, yardım kamyonlarının geçişini sağladığını söyledi.

Uluslararası Adalet Divanı’ndan, Güney Afrika’nın istediği tüm geçici önlem taleplerinin reddedilmesini isteyen Noam, İsrail’e Gazze’den çekilme emri verilmemesi gerektiğini savundu.

İsrailli temsilci, böyle bir kararın, İsrail’in uluslararası hukuk kapsamındaki haklarından mahrum kalmasına yıl açacağını ve Uluslararası Soykırım Sözleşmesini’nin “kalkan yerine kılıca çevrileceğini” öne sürdü.

Daha sonra söz alan İsrail Dışişleri Bakanlığı hukuk uzmanı Tamar Kaplan Tourgeman da, ülkesinin Filistinlilere yönelik yardımları engellemediğini söyledi.

Tourgeman, hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin çektiği acıların sorumlusunun Hamas olduğunu savundu.

Tourgeman, Güney Afrika’yı “soykırım niyetini açıkça ortaya koymak” amacıyla İsrailli liderlerin yaptığı açıklamaları çarpıtmakla suçladı.

İsraillilere ‘yalancılar’ diye bağıran kadın dışarı çıkarıldı

Tourgeman’ın sözlü savunması sırasında mahkeme salonundan bir kadın “yalancılar” diye bağırdı. Protestocu kadın, güvenlik görevlileri tarafından salından çıkarıldı.

İsrail tarafı 2 saatlik sözlü savunma hakkının 90 dakikasını kullandı. Buna gerekçe olarak, kısa sürede yapılan dava çağrısı gösterildi.

İsrail heyeti, kısa ihbar süresi nedeniyle duruşmaya yeterince hazırlanamadıklarını belirterek, bunun hayal kırıklığı yarattığını söyledi.

İsrailli temsilci Gilad Noam, mahkemenin kendilerini Pazartesi günü bilgilendirildiğini, kısa ihbar süresi nedeniyle İsrail’in üst düzey hukuk danışmanlarının birçoğunun Lahey’e gelemediğini vurguladı.

İsrail’in duruşmanın 1 hafta sonraya ertelenmesini istediği ancak Uluslarası Adalet Divanı’nın bu talebi kabul etmediği belirtildi.

Güney Afrika’nın Refah saldırısı nedeniyle ivedi ek önlem talebiyle yaptığı başvuru, uluslararası mahkeme tarafından oldukça kısa bir sürede işleme alındı.

Lahey’deki duruşma sırasında bir grup İsrailli gösterici, mahkeme önünde, Hamas’ın elindeki rehinlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Neler olmuştu?

Uluslararası Adalet Divanı, 28 Mart’ta İsrail’in insani yardım konusunda gerekli ve etkin önlemleri bir an önce alması gerektiğine karar vermişti.

Güney Afrika, İsrail’in Refah’a yönelik saldırılar üzerine, Lahey’deki mahkemeye başvurarak saldırıların sona erdirilmesi ve sivillerin korunması için yeniden acil önlem talebinde bulundu.

Güney Afrika’nın başvurusunda, “Filistin halkının Soykırım Sözleşmesi kapsamında sahip olduğu hakların daha ciddi ve telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını önlemek” için acil geçici önlemlerin alınması istendi.

BM’ye göre, İsrail’in saldırıları nedeniyle 6 Mayıs’tan bu yana Refah’tan yaklaşık 600 bin kişi kaçmak zorunda kaldı.

Uluslararası yardım kuruluşları, bölgede sivillere yönelik koşulların giderek daha da kötüleştiği uyarısında bulunuyor.

Uluslararası Adalet Divanı’nın kararları bağlayıcı ve temyiz edilemiyor. Ancak mahkemenin kararları uygulama gücü olmadığı için bu konuda sıkıntılar yaşanabiliyor.

Güney Afrika’nın acil ek önlem talebi, soykırım gerekçesiyle açılan davadan farklı.

Uluslararası Adalet Divanı’nın esastan görüşmeyi kabul ettiği soykırım davasının ise uzun yıllar sürmesi bekleniyor.

Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasına Nikaragua ve Kolombiya’nın ardından Libya da resmen müdahil oldu.

Libya, davaya katılma başvurusu yapan ilk Müslüman ülke.

Türkiye ve Mısır da, davaya müdahil olma kararı aldıklarını açıklamıştı.

/BBC/