Oktay Candemir: Kayyumistan Özerk Bölgesi

Yazarlar

T.C, 100 yıldır Kürtlerin bütün insani taleplerini reddediyor. Bu hukuksuzluğunu da ‘Türkiye bölünür’ teziyle savunuyor. ‘Tek devlet, tek millet, tek bayrak’ sloganıyla da bunu pekiştiriyor.

Kürtlerin özerklik ve anadilde eğitim taleplerini ‘ülkeyi böler’ diyerek şiddetle reddediyorlar. ‘Batı ve Doğu şehirlerinde farklı mahalli idareler’ yönetimin olmasının devleti böleceğini söylüyorlar. Sırf Kürtler bazı haklar talep ediyor diye demokrasi gibi dünyanın büyük çoğunluğunun yönetim biçimi olarak kabul ettiği sistemi bile kabul etmiyorlar.

‘Ülke bölünür’ diyerek Kürt coğrafyasını Ankara’dan aldığı merkezi kararlarla yürüten mekanizma, Kürt coğrafyasını adeta kayyumistan özerk bölgesi ilan etti. Kürtler, bu ülkenin vatandaşı olarak barış içinde yaşamak için mücadele ederken onlar onlar adeta ‘bölücülük’ yapıyor. Kürtler, ‘Biz de bu ülkenin vatandaşıyız’ diyerek gidip sandıkta vatandaşlık görevini yerine getirerek oy kullanıyor ama Türkiye Cumhuriyetini yönetenler ısrarla Kürtlerin seçme-seçilme hakkını elinden alıyor ve adeta ‘senin sandıkta kullandığın oyun bir önemi yok’ diyor. Aslında bölücülük tam olarak budur. ‘Türkiye topraklarının bir kısmını diğerlerinden ayırmak suretiyle’ farklı-ayrımcı bir yönetim modeli uyguluyorlar. Hem suç işliyorlar hem de yıllarca onarılmayacak yeni yaralar açıyorlar.

Bunu da son seçimi kaybetmiş, ana muhalefet partisine dönüşmüş, demokratik meşruiyeti tartışmalı bir hükümet yapıyor. Seçimi kaybetmiş bir hükümet seçimi kazanmış belediyelere kayyum atayabiliyor.

Beş yılda bir Kürtlere kayyum atıyorlar. HDP’li, DEM’li eş başkanlara ‘Terör soruşturması’ var diyerek kayyum atıyor ama bir süre sonra kendi atadıkları kayyumları ‘FETÖ terör örgütü’ suçlamasıyla görevden alıp onlara da kayyum atıyorlar.

Sadece Van’da Saray Kayyumu İbrahim Bayır ve İpekyolu Kayyumu Sinan Aslan, ‘FETÖ terör örgütü’ suçlamasıyla tutukladı ve uzun süre cezaevinde kaldı.

Şimdi yeni bir anayasa üzerinde tartışmalar yürütülüyor. Özgür Özel ve Meral Akşener’in gidip Erdoğan ile görüşmesi siyasi hamle değil, bir devlet refleksidir. T.C devleti kendini güncelleyecek ve eski temelin üzerine yeni bir nizam tesis edecek. Muhafazakar taban 20 yılda sisteme entegre edildi ve onlarda zaman içinde evrilerek siyasal islamcı çizgiden uzaklaşıp bir ‘Türk boyu’ haline getirildi. Yeni anayasa ile Türklük sözleşmesi Ata-Türklük sözleşmesi olarak yenilenecek. Güney Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da yaşanan gelişmeler T.C devletini yeni bir tutum almaya zorluyor.

Anlayacağınız ‘reklam arası’ denilen dönemin ardından Kemalizm güncellenerek daha güçlü hale gelecek ve Kemalistan yeniden kurulacak.

Hakkari Belediyesine kayyum atanması ise Kürtlere ‘Yeni kuracağımız sistemde siz yoksunuz’ mesajıdır. ‘Ya bu halde yaşayıp gidersiniz ya da size yaşam hakkı tanımayız’ deniliyor.

T.C ilk yüzyılını yara bere içinde atlattıktan sonra şimdi ikinci yüzyılına hazırlanıyor. Bu ikinci yüzyılda neler olacak hep beraber göreceğiz ama T.C’nin bu yüzyılda da Kürtleri denklem dışı bırakmayı planladığı bir gerçek ve politikalarını yine onun üzerinden kuracak.

/hbrcaldiran.com/

İlginizi Çekebilir

İran: Dünün ‘ölüm komitesi’ üyesi, bugünün Cumhurbaşkanı adayı
Erdoğan’ın ziyareti sonrası CHP Merkez Kurulu toplandı

Öne Çıkanlar