Özgür Özel: Devlet Bey bu işe daha ne kadar dayanacak

GündemPolitika

CHP Lideri Özel, dün akşamki Silivri mitinginin ardından bu sabah Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nu ziyaret etti. Ziyaretinin ardından açıklamalarda bulunan Özel, “Biz Terörsüz Türkiye’de varız, siz de tutuksuz yargılamada var olun” dedi.

Özel ayrıca, “DEM ile AKP arasındaki pinpon mücadelesini takip ettiğini“ söyledi. Özel, PKK’nin silah bırakma ve fesih kararıyla başlayan süreçte yaşananlara ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında söylem farkı olduğunu iddia etti. Özel, “Devlet Bey bu işe daha ne kadar dayanacak“ diye sordu.

HALK TV’nin haberine göre Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“BEYEFENDİYLE TIKANDIK KALDIK”

Adalet gemisi alabora olur. Ve öyle bir noktadayız ki şimdi beyefendiyle tıkandık kaldık. Bizim arkadaşlarımızın anlatacak bir şeyi yok. Çünkü iddia ettikleri gibi bir durum ortada yok. O da ispat edemiyor. Pat oldu kaldı sistem böyle. Birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Salması lazım.

“ERDOĞAN YOL YAKINKEN YANLIŞLARDAN DÖNSÜN”

E bu kadar tuttuk ne diyeceğiz? Bizimkilerin çıkması lazım, e savcı bırakmıyor. Nasıl olacak bu? Yaz iddianameyi yazamıyorum kanıtım yok. Bırak gidelim. E millete ne diyeceğim? Tayyip Bey büyük konuştu. Vallahi Tayyip Bey eğer uygun görüyorsa en güvendiği üç hukukçuyu o görevlendirsin. En güvendiğimiz üç hukukçuyu biz görevlendirelim. Bu iddialarla ilgili yani çok da iyimser bir şey olacak yani Tayyip Bey’i yine kandırıyorlarsa yani Zekeriya Öz’ün kandırdığı gibi Akın Gürlek Tayyip Bey’i kandırıyorsa 5 sene sonra, 3 sene sonra milletim affetsin kandırıldım diyeceğine bugünden yol yakınken oturulsun bakılsın bu yanlışlardan dönülsün. Artık bu noktaya geldik yani.

“SİSTEM TIKANDI”

Öyle bir noktada ki sistem tıkandı. Onlar ispat edemiyorlar. Bizim de anlatacak bir suçumuz yok ki söylesin arkadaşlar itiraf etsinler. Bakın bir suç varsa ve itiraf edilirse delildir. Bir suç yoksa ve yalanla savcı hatırı için söylenirse iftiradır. İtiraf da iftira arasında kelime farkı yok. Diziliş farkı var. İtiraf bulamadığı yerde iftira isteyen savcının istediği iftirayı tut ki buradan iki kişi attı. Güya kendini kurtardı. Kurtaramıyor da. Niye kurtaramıyor? Çünkü etkin pişmanlık meselesi indirim konusu sadece.

Savcının dediği gibi basıp da gidemiyoruz. O iftirayı atanın yarın öbür gün iftira attığı ortaya çıkarsa daha ağır cezası var. Niye insanları zorla suça itiyorsunuz? Bak bir suç buluyorsan ortaya koy. Bulamıyorsan suça itme. İftiracılık suçtur. İftira attırdığın kişiler yarın suçsuzluğunu ispatlar bu sefer iftira atanın başı derde girer. Hele hele iftira attıran bir önceki dönemin iftira attıran savcılarının yarısı burada hapis yatıyor.

“KİMSE KİMSEYİ SUÇA İTEMEYE ÇALIŞMASIN!”

Yarısı Pensilvanya’da keyif çatıyor arkadaşlar. Ama iftira atanların hepsi hapiste yatıyor. O yüzden kimse kimseyi suça iş suça itmeye çalışmasın. Vallahi bu işin faili birileri aracısı Akın Gürlek mağduru Tayyip Erdoğan‘sa kandırılıyorsa Tayyip Bey yollasın üç hukukçu yollayalım üç hukukçu anlatalım. Yok. Bu işin faili Erdoğan bu işin faili Erdoğan, tasarlayanı Erdoğan, görevlendirdiği Akın Gürlek’se Akın Bey dönsün gitsin Erdoğan’a desin ki “Dediğiniz gibi olmadı. Beklediğiniz gibi çıkmadı. Bir şey bulamadık. Ahtapotla, mahtapotla bir şey anlatamayız.

“BAHÇELİ, SUÇU YOKSA BERAAT ETSİN DEMİŞTİ: O BERAATİN ZAMANI GELDİ!”

Hukuk ahtapot tarifinden ilgilenmez. Hukuk somut delillerle ilgilenir. Biz istiyoruz diye bir su örgütü icat edemedik desinler bu iş bitsin.” Eğer Devlet Bey geçmiş dönemde olduğu gibi suçlu varsa yargılanıp ceza alsın. Yoksa beraat etsin diyorsa o beraatın zamanı geldi. Bir ricada bulunsun. İddianame yazılsın. Tutuksuz yargılama yapılsın. Hatta TRT gelsin canlı versin. İftiralar da görülsün. Kapı gibi cevapları da görülsün. Biz haklı çıkmaktan, haklılığımızı anlatmaktan yorulduk. Birisi de çıksın. Hadi bakalım çıksın Tayyip Bey’in dediği gibi oldu. Akın Bey’in dediği gibi olsun desin. Yok işte yani. Olmayanı ne yapacağız?

BİR TARAFTAN ÖCALAN İLE MÜZAKERE BİR YANDAN ATATÜRK’ÜN KURDUĞU PARTİ İLE HESAPLAŞMA OLMAZ!”

Zorla olmayanı çıkarıp gönlünüzü yapmayacağımıza göre siz hatanızı kabul edeceksiniz arkadaşlarımız çıkacak. Terörsüz Türkiye tutuksuz yargılanma, toplumsal uzlaşı bunların hepsi birden bir zeminde olabilir. Bir taraftan terörsüz Türkiye derken Abdullah Öcalan’ın kurduğu parti PKK partisiyle bir müzakere, bir uzlaşı kurucuların birbirine teşekkürü giderken Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin namuslu belediye başkanlarıyla böyle hesaplaşma olmaz.

Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanıyla onun partisiyle bu tip bir ilişki içine giremezsiniz. Bugüne kadar demokrasiyi borçlu olduğunuz partiyle çatışma yaşayıp 45 yıldır terör eylemleri yapan bir partinin kurucusuyla bu süreci götüremezsiniz.

“BİZ TERÖRSÜZ TÜRKİYE’DE VARIZ! SİZ DE TUTUKSUZ YARGILAMADA VAR OLUN!”

Götürürseniz milletin vicdanından döner. Biz ilk günden beri diyoruz. Bu süreci kanın durması, annelerin ağlamaması, meclisin muhatap olması sürücü sürecin şeffaf yürümesi şehit aileleri ve gazilerin de dışlanmayıp zor durumda bırakılmamaları şartıyla biz burada varız. Biz terörsüz Türkiye’de varız.

Siz de tutuksuz yargılamada var olun. Türkiye’de tansiyon düşsün borsa çıksın bu milyar dolarlık rezervler boşu boşuna yanmasın daha çok kimse bu işlerden zarar görmesin. Bizim diyeceğimiz söyleyeceğimiz bundan ibaretti

“DEM İLE AKP ARASINDAKİ PİNPON MÜCADELESİNİ TAKİP EDİYORUM”

Suriye’deki durum meselesini ben DEM Parti ile AKP arasında ki pinpon mücadelesini topu karşı tarafa atma meselesini dikkatle takip ediyorum. Bana bu konuda bir bilgi verilmiş değil ki.

Ama birisi başka söylüyor, birisi başka söylüyor. Ama okuduğumuzdan duyduğumuzdan çağrıdan, çağrının dilinden çağrının coğrafyasından çağrıdan sonra örneğin Devlet Bey itiraf etmedi mi? Söylemedi mi bazı PKK’lıların gidip Suriye’ye katılması konusunun gözetilmesi meselesinin karşılıklı olmasını, bazılarının şunu yapmasını bazılarının bunu yapmasını.

Şimdi Sayın Bahçeli’nin dediklerinden anlaşılan şu. Devlet adına görüşmeyi yapanlar birtakım taahhütlerde bulunmuşlar. Birtakım pazarlıklar yapmışlar. Devlet Bey de bunun ipuçlarını söyleyip duruyor. Tayyip Bey ise kendi milletvekillerine diyor ki “Pazarlık yok. Anlaşma yok. Gidin bunu anlatın.” Şimdi Devlet Bey’in ifadeleri Tayyip Bey’in argümanlarını çökertiyor.

“DEVLET BEY BU İŞE DAHA NE KADAR DAYANACAK”

Tayyip Bey’in davranışları da Devlet Bey’in ortaya attığı sözü paspas ediyor. Devlet Bey bu işe ne kadar daha dayanacak? Tayyip Bey tarafından söylediği sözün yerde bırakılmasına ya da Tayyip Bey ne kadar bu kadar her şey ayan beyanken gidin gidin anlatın onlara pazarlık yok. Terörsüz Türkiye demek tek taraflı silah bırakmak demek.

Şimdi taraflar başka bir şey anlatmaya başladı doğal olarak. Ben bunun böyle olacağını aylar önce söylediğimde bana saldırıyorlardı. Hepiniz hatırlıyorsunuz.

“LOZAN İFADELERİNİ BAHÇELİ’YE, ERDOĞAN’A SORACAKSINIZ”

Lozan ya dün de söyledim arkadaşlar şimdi ben iktidarda olsam talimatımla, talimatımızla devlet bir müzakere yürütmüş olsa MİT işin içinde olsa MİT başkanı her oradaki görüşmelerden ve bütün müzakerelerden satırı satırına haberdar olsa sonra da bir bildiri yayınlasa örgüt yayınlanana kadar da üç gün MİT orada müzakere etse mevcut başkanı önceki başkanı hep işin içinde olsa bu hükümetin de başında ben olsam biz olsak PKK’nın bildirisindeki ifadeleri bana sorun.

Bu durumda kime soracaksınız? Tayyip Bey’e soracaksınız. Kime soracaksınız? Devlet Bey’e soracaksınız. Muhatabına soracaksınız. Ben sürecin bilgilendirilmeyen herhangi bir tarafında olmayan mümkün olduğu kadar dışında tutulmaya çalışan ama terörü istemeyen çatışma bitsin diyen teröre giden paralar bu milletin insanlarına, bu ülkeye harcansın isteyen pozitif yapıcı, iyi niyetli taraftayım.

“BİZ LOZAN’I YEDİ CİHANA KABUL ETTİREN TARAFIZ”

Ama ben müzakere etmiyorum ki terör örgütüyle Lozan’ı yazdı diye. E ben ne yapacağım? terör örgütünün ifadelerini baz alıp. Biz kendi pozisyonumuzu tarif ettik. Lozan’ı nasıl gördüğümüzü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini nasıl gördüğümüzü. Biz kuran taraftayız. Biz Lozan’ı Türkiye’nin tapu senedi gören yedi cihana da bunu kabul ettiren taraftayız. O yüzden öyle. O meselelerin hepsini AK Parti ve MHP’ye sormak lazım.

İlginizi Çekebilir

Barzani: Bağdat’ın yaptığı federal sisteme aykırıdır
Baki Karadeniz: Mezarsızlığın Yüzyılı…

Öne Çıkanlar