Sinan Ateş cinayetiyle ilgili 2. soruşturmada tüm şüpheliler için takipsizlik kararı verildi. Ayşe Ateş, “Bu kararla sorular cevapsız kaldı; biz ise ölüm tehdidi altında yaşamaya mahkûm edildik” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Ateş cinayetine ilişkin aralarında eski MHP milletvekili Olcay Kılavuz ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da bulunduğu 22 kişi hakkında, ”kasten öldürme” ve ”kasten öldürmeye azmettirme” suçlarından yürüttüğü soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık, takipsizlik kararının gerekçesinde, şüpheliler hakkında ”bu suçlar yönünden somut suç şüphesini gösterir delil bulunamadığına” işaret etti.
Tüm şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verilmesine, Ayşe Ateş tepki gösterdi. Ateş, sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Elleri kanlı azmettiricilere normal hayatları hediye edilirken, ben ve kızlarım ölüm tehdidiyle yaşamaya mahkûm edildik” ifadelerini kullandı.
ANKA’nın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açtığı davanın dışında aralarında eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un bulunduğu 22 şüpheli hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
“SOMUT DELİL BULUNMADI”
Buna göre, şüpheliler Ali Kadir Sarıkaya, Cengiz Tekin, Damla Yüce, Dilek Bilgin, Emin Uzunlar, Erol İnce, Gülşen Kurt, Havva Köktürk, Murat Kurt, Mustafa Kemal Aygün, Ahmet Yiğit Yıldırım, Naim Güneş, Olcay Kılavuz, Tayfun Balaban, Ömer Şanlı ve Veli Küçük Erturan hakkında takipsizlik kararı verildi. Kararda, şüpheliler hakkında adam öldürmeye iştirak suçu kapsamında soruşturma başlatılmış ise de haklarında kamu davası açılan diğer şüphelilerle birlikte hareket edip suça katıldıklarına ve suçun icra hareketini gerçekleştirdiklerine ilişkin somut delilil bulunamadığı belirtildi.
Şüpheli Olcay Kılavuz’un ayrıca suçluyu kayırma suçunu işlediğine ilişkin kamu davası açılmasını gerektirir somut suç şüphesini gösterir delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği aktarıldı.
Şüpheli Ahmet Keçik hakkında 6136 sayılı yasaya muhalefet ve silahla ateş etme, Selman Bozkurt ve Aytaç Ataç hakkında silahla ateş atme suçundan soruşturma yürütülmüş ise de suçların yasal unsurlarının oluşmadığı aktarılan kararda, şüpheli Mustafa Ensar Aykal hakkında daha önce toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak adam öldürmeye yardım ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma suçlarından kamu davalarının açıldığı, bu dosya kapsamında soruşturmayı gerektirir suç unsuru eylem bulunmadığı kaydedildi.
Şüpheli Serdar Öktem hakkında ise daha önce “Toplu Halde, İştirak Halinde, Tasarlayarak Kasten Öldürme (Yardım Eden)” suçundan kamu davası açıldığı, mevcut dosya kapsamında soruşturmayı gerektirir suç unsuru eylem bulunmadığının anlaşıldığı, şüpheli Eray Özyağcı hakkında müştekiler Cengiz Akkaya, Salih Avcı, Nuri Özmen ve Mustafa Erdoğan’a yönelik “mala zarar verme suçu” yönünden somut olayda suçun yasal unsurlarının oluşmadığından da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ifade edildi.
Sinan Ateş cinayeti davasında yargılanan sanıklar Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal hakkındaki dava dosyası ”cep telefonlarının ABD’ye yazı yazılarak incelenmesi” gerekçesiyle ana davadan ayrılmıştı.
Ayşe Ateş, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda “Az önce elime ulaşan yargı kararına göre iddianame hazırlanmasını beklediğimiz ikinci soruşturma dosyasındaki bütün sanıklar hakkında takipsizlik kararı verildi. Bu kararla birlikte Sinan Ateş’in neden katledildiği, katledilmesi talimatını kimlerin verdiği gibi sorular cevapsız kaldı” denildi.
“Elleri kanlı azmettiricilere normal hayatları hediye edilirken bana ve iki kızıma bir ömür boyu ölüm tehdidi altında yaşamak layık görüldü” diye tepki gösteren Ayşe Ateş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanı’m bana tahsis ettiğiniz iki yakın silahlı korumanın artık bir anlamı kalmamıştır. Sinan Ateş’i makamınızın bir kilometre ötesinde katlettirenler bu saatten sonra aldıkları bu cesaretle Ayşe Ateş’e ve iki kız çocuğuna neler yapmazlar. Değil iki koruma, bir orduyu yanımıza verseniz onları durduramazsınız. Ben ve kızlarım önce yüce Allah’a, sonra aziz milletimizin vicdanına, şefkatine ve iyiliğine sığınıyoruz.”
/T24/