TTB, İstanbul’daki depremlerle ilgili açıklama

ÇevreGündem

Türk Tabipleri Birliği (TTB), tarafından yapılan açıklamada, depremin ardından ilk belirlemelere göre can kaybı veya ciddi bir yaralanma bildirilmemesine rağmen, sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için dikkatli olunması gerektiği belirtildi. TTB, İstanbul ve çevresindeki sağlık kurumlarının durumunu yakından takip ettiklerini, olası sağlık hizmeti aksamalarına karşı destek mekanizmalarının hazır olduğunu bildirdi.

TTB, tarafından yapılan yazılı açıklamada, Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depreme ilişkin değerlendirme yapıldı. Açıklamada, “İstanbul ve deprem riskli tüm bölgelerde sağlık sistemi, eğitim altyapısı ve kentsel planlama bir an önce afetlere dayanıklı hale getirilmelidir” ifadesi vurgulandı.

İlk belirlemelere göre ciddi bir can kaybı ya da yaralanma rapor edilmemiş olmakla birlikte, sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi ve olası artçı sarsıntılar nedeniyle oluşabilecek risklere karşı tüm sağlık emekçilerinin ve yurttaşların dikkatli olmasının büyük önem taşıdığı belirtilen açıklamada, “TTB olarak, İstanbul ve çevresindeki sağlık kurumlarının durumunu yakından takip etmekteyiz. Birliğimiz, il tabip odalarıyla koordineli biçimde gelişmeleri izlemekte; herhangi bir sağlık hizmeti aksamasına karşı gerekli bilgilendirme ve destek mekanizmalarını hazır tutmaktadır” denildi.

Üç temel sorun: Yetersiz toplanma alanları, ulaşımın felç olması ve iletişim altyapısındaki aksamalar

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Depremin hemen ardından TTB, TTB Afetlerde Sağlık Hizmetleri Yönetimi Akademisi, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu ve İstanbul Tabip Odası acil değerlendirme amacıyla toplanmış ve sahadaki bilgileri değerlendirmiştir. Depremin müdahale gerekliliği yaratmaması, mevcut durumun ihtiyaçlarını ve risklerini ortadan kaldırmamaktadır. Silivri Devlet Hastanesinde gözlemlenen hasar, öngörülen büyük İstanbul depremi başta olmak üzere tüm afet senaryoları için sağlık kurumlarının ne denli hazırlıksız olduğunu gözler önüne sermektedir.

Sağlık hizmetlerinin sürekliliği, güvenliği ve afetlere karşı dayanıklılığı yalnızca yapısal sağlamlıkla değil; aynı zamanda kapsamlı bir risk analizi, nitelikli personel planlaması ve etkili kriz yönetimiyle mümkündür. Ancak bu deprem, yalnızca sağlık sistemimizin değil; kentsel afet hazırlığımızın da yetersizliklerini ortaya koymuştur.

Deprem anında ve sonrasında özellikle büyükşehirlerde yıllardır dile getirdiğimiz üç temel zafiyet bir kez daha gözlemlenmiştir: Yetersiz toplanma alanları, bir anda yoğunlaşan trafik nedeniyle ulaşımın felç olması ve mobil iletişim altyapısında yaşanan ciddi aksamalar. Toplanma alanlarının imara açılması, plansız kentleşme ve ulaşımda kriz senaryolarının eksikliği, afet anında halkın güvenliğe erişimini ve kurumların etkinliğini büyük ölçüde engellemektedir.

İnsanların içinde yaşadıkları, çalıştıkları binalara camdan atlayacak derecede güvenmemesi, “Paniğe bağlı olarak 151 kişinin yaralandı” ifadesindeki paniğin arka planındaki hazır olma halinin eksikliklerini ortaya koymaktadır. Binalar da en az bizim kadar afetlere hazır değildir ve sadece bu bilgi bile yaralanmamıza sebep olabilmektedir.

Ayrıca depremler nedeniyle tatil edilen okullar yerine, her türlü afette güvenle eğitim ve öğretimi sürdürebileceğimiz okulların gerekliliğini de bir kez daha vurgulamaktayız.

TTB olarak yıllardır afetlere hazırlık konusunda bilimsel ve toplum yararını önceleyen politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktayız. Sağlık çalışanları yalnızca kriz anında değil, kriz öncesinde de güçlü bir sistemin temel unsurudur. Bu nedenle hem sağlık altyapısının hem de toplumsal afet hazırlığının bütünlüklü bir biçimde ele alınması şarttır.

Ayrıca afet anlarında yaşanan bilgi kirliliği ve iletişim eksiklikleri toplum sağlığı açısından ciddi riskler doğurmaktadır. Kriz anlarında şeffaflık, bilimsel bilgi ve koordinasyon içinde hareket etmek hayati önem taşır. Sağlık meslek örgütlerinin sürece etkin katılımı, bu güvenin sağlanmasında kritik bir rol oynamaktadır.

TTB olarak, İstanbul başta olmak üzere deprem ve afet riski taşıyan tüm bölgelerde sağlık sisteminin, eğitim altyapısının ve kentsel planlamanın afetlere dayanıklı hale getirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması çağrımızı yineliyoruz. Sağlık çalışanlarının güvenli ortamlarda çalışabilmesi, toplumun sağlık hakkına erişiminin temelidir.

Depremi hisseden tüm yurttaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; sağlık, ulaşım, iletişim, eğitim ve toplanma alanları gibi kritik altyapıların bütüncül biçimde değerlendirilmesini ve afetlere karşı katılımcı bir hazırlık anlayışının derhal güçlendirilmesini talep ediyoruz.” (ANKA)

İlginizi Çekebilir

Murat Ongun’un avukatı Serkan Günel gözaltına alındı
Ürdün, Müslüman Kardeşler’i yasakladı: Ana muhalefet tehlikede

Öne Çıkanlar