Mardin, Batman ve Şırnak başta olmak üzere birçok kentte topraklarının bir bölümü gasp edilen Ezidiler, mülklerini almak için hak mücadelesi yürütürken çeşitli saldırılara maruz kalabiliyor.
İndependent Türkçe’den Abdulhakim Günaydın’ın haberi:
Edinilen bilgilere göre bu konudaki son örnek Urfa’nın Viranşehir ilçesinde yaşandı.
iranşehir’in Altınbaşak köyüne bağlı Işıklı (Zevra) mezrası Ezidilere ait bir yerleşim yeri.
Ezidiler, 1980’lerde çeşitli nedenlerle köylerini terk ederek Avrupa’ya yerleşti.
1990’ların sonu ile 2000’lerin başında arazilerini tekrar ekip-biçmek için bazıları dönüş yaptı.
İzzeddin Deniz, Seydo Kıno, Sabri Yıldız, Muhiddin Barış ve İbrahim Deniz, yıllar içinde peyderpey dönerek ata topraklarını ekip biçmeye başladılar.
Zevra köyü Ezidileri sorunlarının çözülmesini istiyor
Dönüş yapan Ezidiler, ilk başlarda küçük sorunlarla karşılaşsalar da topraklarını işledi.
Fakat zaman geçtikçe sorunları arttı ve bir süre sonra çeşitli baskılarla karşılaştılar.
İddialara göre bu baskıyı yapanlar ise Şeyhan aşiretine mensup korucu bir aile.
Bir aile 1999’ların sonlarında önce bir şekilde Zevra’dan 50 dönümlük arazi satın aldı. Zamanla buradaki aile sayısı 20’ye yaklaştı.
Köy sakinlerinden İzzeddin Deniz, aşirete mensup aile sayısı arttıkça baskıların da fazlalaştığını, hatta bazen köye giriş-çıkışlarına bile izin verilmediğini söyledi.
Tapulu arazim işgal edilmiş”
Hiçbir sebep yokken her seferinde onlardan köyü terk etmeleri istendiğini aktaran Deniz, Her geldiğimizde bize zorluk çıkarıyorlar. Mesela daha önce mezar taşlarını kırdılar. Muhiddin Barış’ın elektrik trafosunu taradılar. Arazilerimizi sürmeye, hatta taziye evi yapmamıza engel oldular. Tapulu arsamda ev yaptırmadılar” dedi.
Şimdiye kadar bölgenin birçok kanaat önderi ve aşiret reislerini araya koymalarına rağmen bir çözüm bulamadıklarını dile getiren Deniz, tüm barışçıl girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirtti.
İki traktörüme ciddi zararlar verdiler”
Son dönemlerde artan baskıların artık dayanılmaz bir hale geldiğini savunan Deniz, Özellikle bu sene dayanamayacak durumdayız. Mesela birkaç ay önce Muhiddin Barış’a saldırarak başını kırdılar. 5 Temmuz’da tarla sürmeye giden iki traktörümün cam ve çerçevelerini kırarak ciddi zararlar verdiler. Traktör saldırısından bir gün sonra da tarlayı sulamada kullandığım boruları kestiler. Olaydan sonra jandarmaya haber verdim. Haklarını teslim etmeliyim ki jandarma bize iyi davranıyor. Her olay yaşandığında gelip alıyorlar ama savcılık onları serbest bırakıyor” diye konuştu.
Huzurlarının kalmadığı ve her an saldırı korkusuyla yaşadıklarını söyleyen Deniz, yetkililerden sorunlarına çözüm bulunması istedi.
Köy sakinlerinden dayanışma çağrısı
Zevra köyü sakinleri, artan tehdit, fiziki ve psikolojik saldırılara ilişkin dayanışma ve bilgilendirme amaçlı bir metin yayınladı.
Yapılan açıklamada, yıllardır haksız yere evlerini kullanan Karacadağ ailesinin aynı zamanda köy koruculuğu yapmaları sebebiyle devlete ve ilişkide oldukları bürokratik kaynaklara güvenerek müstakil bir sistem kurduklarına dikkat çekildi.
Korucu aileye göz yumuluyor”
Yaşanan olayların Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve kaymakamlığa bildirilmesine rağmen konu ile ciddi herhangi bir işlemin yapılmadığını belirtilen açıklamada, Kolluk kuvvetleri olaya müdahale etmiş olsa da ne savcılık ne de kaymakamlık tarafından herhangi bir adım atılmış değildir. Yıllardır yaptığımız şikâyetler, Viranşehir mülki amirleri ve Urfa Valiliği dâhil olmak üzere, yetkililerin sessiz kalmayı tercih etmeleri ve konu ile ilgili herhangi bir girişimde bulunmamalarıyla neticelendi. Bazı devlet makamları, adeta köye girişimizin yasaklanması konusunda onay verir gibi, bu korucu aileye göz yummaktadır” denildi.
Tüm makamların görevlerini yerine getirmesini talep ediyoruz”
Hem son yaşanan olayın aydınlatılması hem de daha önce yaşanan olayların üstesinden gelinmesi, haksız yere el konulan tapulu evlerimizin bize geri verilmesi için tüm yetkililerin sorumluluk içinde harekete geçmesini talep ediyoruz” açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:
Yıllardır zorunlu olarak uzağında kaldığımız ata topraklarımıza dönmek, evlerimizi, bağ-bahçelerimizi yeniden inşa etmek istiyoruz ancak bu aile tarafından sürekli tehdit edilerek engelleniyoruz. Engellerin aşılması, gasp edilmiş evlerimizin bize iade edilmesi ve köyümüzün yeniden inşası için tüm makamların görevlerini yerine getirmelerini talep ediyoruz. Bu basın duyurusu aracılığıyla, yaşadığımız haksızlıklara ve güvencesizliğe, bize yönelik tehditlere dikkat çekmek istiyoruz. Konunun basına yansımasıyla yetkililerin bu duruma gereken ilgiyi göstereceklerine ve sorunun çözümü için adımlar atacaklarına inanıyoruz. Bize destek vermenizi ve sesimizi duyurmanızı diler, hepinize çok teşekkür ederiz.”