Serhat bölgesindeki temaslarını sürdüren HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ağrı ve Iğdır buluşmalarının ardından bugün de Kars’ta halk buluşmasına katıldı. Sabah saatlerinde Kağızman ilçe girişinde karşılanan Bakırhan, ardından Dîgor’a geçti. Burada da yüzlerce araçlık konvoy ve davul-zurna ile karşılanan Bakırhan, Pazarçık beldesinde halkı selamladıktan sonra buluşmanın düzenleneceği salona geçti. Kentteki bir düğün salonunda gerçekleşen buluşmaya yüzlerce kişi katılırken, Bakırhan gündemdeki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
Kars’ın bir Türkiye mozaiği olduğunu belirten Bakırhan, “Kars demek tam da HEDEP demektir. Kars, tam bir Türkiye mozaiğidir. Azerisi, Terekemesi, yerlisi, Malakanı, Ermenisi, Türkmeni, Çerkesi, Kürdü, Sünnisi, Alevisi yani Türkiye’deki birçok etnik ve inanç grubunun yaşadığı bir yerdir. HEDEP de Kars gibidir. HEDEP de Türkiye’deki farklı inanç gruplarına mensup, etnik gruplarına, sınıflara mensup, kadınların gençlerin ezilenlerin yoksulların evidir. HEDEP deyince Kars, Kars deyince HEDEP aklıma geliyor. Bir Karslı olarak, burada yetişen biri olarak bugün HEDEP fikriyatını savunan bu mücadeleyi yürüten biri olarak Kars’tan aldığım kültürü ve mücadele geleneğinden dolayı da gururluyum” dedi.
‘ÜLKENİN BU HALE GELMESİNİN NEDENİ İKTİDARDIR’
Kapitalizmin büyük bir kriz yaşadığını ve “kapitalizmin eşittir kriz” olduğunu söyleyen Bakırhan, “Son dönemde de vekalet savaşlarıyla aslında kendisi ve siyasetini ayakta tutmaya çalışıyor. İsrail-Filistin arasındaki savaş da bunun bir parçasıdır. Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmesi de bunun bir parçasıdır. Karabağlardaki vekalet savaşları da bunun bir parçasıdır. Tabi kapitalizm krizlerle oluşuyor. Türkiye de bundan çok azade değil. Türkiye krizlerle bir çöküşü yaşıyor. Türkiye, ekonomide, demokraside hem insan haklarında hem de demokratik değerlerde hiçbir dönem olmadığı kadar ciddi bir çöküş ve çürümeyi yaşıyor. Türkiye’nin dört bir yanında açlık sefalet çığlıkları geliyor. Öğrenciler barınamıyor, emekçiler geçinemiyor, Türkiye’de 30 milyonu aşkın insan açlık sınırının altında yaşıyor. Halkımız sobasını yakamıyor, kombisini açamıyor, çocuğunun cebine harçlık koyup okula gönderemiyor. Bu sadece Kars için değil Türkiye’nin tamamı aynı sefaleti yaşıyor. Böylesine stratejik böylesine güçlü bir geçmiş mirasa sahip bu ülkenin, bu hale gelmesinin temel bir sebebi AKP, AKP MHP iktidarıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘mümin yoklukta sabredendir’ diyor. Evet, madem müminsek hep birlikte bu yoklukta sabredecek isek, bir gün de saray sabretsin, ışıklarını açmasın, kaloriferlerini yakmasın, bir gün çorbayla ekmek peynirle Saray idare etsin, daha sonra müminler sabretsinler. Bir gün de, Türkiye’de faiz lobileri sabretsin, bir günlüğüne faiz almasınlar. Bir gün savaş baronları sabretsinler. Yani bu bizi mümin sayan, sürekli yoksullukla açlıkla sabretmemizi isteyenler, maalesef sabretmiyorlar” diye konuştu.
‘İTİRAZ VE İSYAN EDECEĞİZ’
Türkiye ekonomisinin hiçbir dönem olmadığı kadar çarçur edildiğini kaydeden Bakırhan, “İrademizi gasp eden kayyımın uygulamaları bunun en iyi göstergesidir. Kars’taki kayyım uygulamaları, AKP uygulamaları neyse Türkiye’nin dört bir yanında aynı uygulamalar devam ediyor. Halk kendini ısıtamıyor, kombisini sobasını açamıyor ama ‘sabredin’ diyorlar. Sabretmemeliyiz, bu yalan talan ve soygun düzenine itiraz etmeliyiz. İtiraz etmediğimiz sürece çocuklarımızı okullara gönderemeyeceğimiz duruma geleceğiz. Eksi 35’lerin görüldüğü Kars’ta kombilerimizi açamayacağımız bir duruma geleceğiz. Erdoğan dediği gibi sabretmeyeceğiz, itiraz edeceğiz, isyan edeceğiz. Bu yoksulluğa, yolsuzluk ve zulüm düzenine ‘hayır’ demek zorundayız. Kars’ın içerisinde yaşayan nüfusundan kat be kat fazlası bugün metropollerdedir, İstanbul’dadır, Ankara’dadır, İzmir’dedir. Hizmet işlerinde, inşaatlarda, yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. Önce bu göç yolları kapatılsın, Kars’ta aş ve iş bulsun ve iş imkanlarına sahip olsun. Ama Kars onların umurunda değil, Türkiye onların umurunda değil. Kars, sosyo-ekonomik göstergeler açısından maalesef Türkiye’de en sonda gelen illerimizden biri. Yatırım yok, fabrika yok, olanı da özelleştirdiler, olanı da satıyorlar. Tek geçim kaynağı olan hayvancılıkla uğraşan kentte et entegre tesisi olmaz mı? Sizi, Konya’ya Kayseri’ye Yozgat’a mahkum ediyorlar. Sefaletle karşı karşıyayız. Bu sefalet ortadan kalkacak ve biz bu sefalete mahkum değiliz. Biz her anlamda bizi yok sayan bu düzene mahkum değiliz” diye konuştu.
50+1 TARTIŞMASINA CEVAP
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki 50+1 tartışmalarına değinen Bakırhan, şöyle konuştu: “Şimdi 50 artı bir tartışmaları var. 50 artı biri icat eden AKP kurmayları, bize ‘aman ha susun, Türk tipi başkanlık sistemi geldiği zaman Kürt meselesi çözülecek, Aleviler eşit yurttaş olacak, milli gelirden aldığımız pay 20 bin dolara çıkacak, açlık olmayacak, sefalet olmayacak, mal içinde yaşayacağız, yokluğu görmeyeceğiz, çocuklarımızın hepsi umutla mutlu bir şekilde yaşayacak’ diyorlardı. Şimdi aradan birkaç yıl geçti, Türk tipi başkanlığı icat edenler diyor ki ‘biz bu sistemi’ değiştirelim. Biz de diyoruz ki, mesele usulde, sistemde değil; mesele sizin zihniyetinizdedir. Bir sistemde adalet yoksa, hak, demokrasi yoksa, halka emekçiye bir sistem açık değilse, öyle krizlerle dolu olur. Beş yıl kendini idame ettirir, 5 yıl sonra yeni bir usul aramak zorunda kalırsınız. Mesele başkanlık sisteminin kendisidir, yeni gelecek sistem neyse yine halktan uzak olacaksa, halkı kapsamayacaksa, 5 yıl sonra AKP hükümeti yine değiştirmek zorunda kalacak. Niye bu sistemi değiştiriyor, çünkü biliyor ki halk artık onlara inanmıyor. Türkiye toplumu bunların yalanlarına, çizdikleri pembe tabloya inanmıyor, Biz de diyoruz ki evet inanmamaya devam edeceğiz.”
KAYYIM ATAMALARI VE YEREL SEÇİMLER
Kayyım sistemi ve yerel seçimlere değinen Bakırhan, “Önümüzdeki dönemde yerel yönetim seçimleri var. İradesi gasp edilen Kars ve diğer kayyımları, o büyük saraya göndereceğiz. AKP belediyelerinin kötü yönetimden dolayı, demokrasi nedir bilmeyen, demokratik yerel yönetimleri bilmeyen belediyeleri, demokratik yerel yönetimler anlayışımız ve paradigmamız ile buluşturacağız. Biz artık batıda da halkımızın yoğun olarak yaşadığı her yerde, halkımızın yönetimlerde bulunmasını sağlayacak bir yöntem belirleyeceğiz. Halkımız sadece Kürdistan’da değil her yerde kesinlikle temsil edilmelidir. Önümüzdeki dönem yerel seçimlerde stratejimiz bu olacaktır. Azerilerin, Terekemelerin, Kürtlerin, kadınların, emekçilerin iradesinin yerine kayyım atadılar. Kayyım burada bir şükür namazı kıldı. Aslında bunların geleneğinde gaspçılık var. Şükür namazı kıldı ama Kars’ın değerlerini, alın terimizi ile oluşturduğumuz kadın dayanışma evlerini, Kürtçe yayın yapan siteleri kapattılar. Kayyım, Kürt ve kadın düşmanıdır. Sadece Kars’ta değil kayyım atadıkları her yerde Kürt’e dilini ve kadına düşman bir siyaset yürüttüler. Kars devrimcileri, yurtseverleri kadınları gençleri ile seçimde bu kayyım zihniyetine büyük bir tokat atacağına eminim” dedi.
‘YOKSULLUK BAYRAKLA ÖRTÜLÜYOR’
İktidarın, Türkiye’deki yoksulluğu vatan ve bayrakla örtmeye çalıştığını söyleyen Bakırhan, “Biz sürekli meydanlarda ‘biz işsiziz, yoksuluz’ diyoruz, onlar ‘bayrak’ diyorlar. Biz ‘barınamıyoruz açız’ diyoruz, onlar ‘vatan’ diyorlar. Yani Türkiye’deki yoksulluğu, açlığı, içinde bulunduğumuz krizi vatan ve bayrakla örtmeye çalışıyorlar. Bizim açlığımıza vatan ve bayrak diyenler, kendi yolsuzluklarını vatan ve bayrakla örtmeye çalışıyorlar. Vatan ve bayrak sevdalısı oldukları için değil, onunla işlerini perdeledikleri için bu kavramları kullanıyorlar” dedi.
SANAL MEDYADA PAYLAŞILAN VİDEOYA TEPKİ
Kürt öğrencilere yönelik bir öğretmenin ırkçı sözler ezberletmesi ile ilgili sanal medya hesaplarında paylaşılan videolara da değinen Bakırhan, “Dünden beridir sosyal medyada yoksul, fakir fukara Kürt öğrencilerin oturduğu bir sınıfta muhtemelen bir yetişkin insan, orada zorla Kürt çocuklarına, ‘Türküz mutluyuz’ dedirtmeye çalışıyor. Çocuklara baktığınız zaman kırık bir Türkçeyle konuşuyorlar ve Türk olmadıkları belli. Giysilerine baktığınızda o yüzlerindeki mahcubiyete, yoksulluğa baktığınızda mutlu olmadıkları da ortadadır. Bu iktidar öyle bir noktaya geldi ki, Kürt çocuklarını ırkçı, ayrımcı siyasetine alet edebilecek noktaya geldi. Biz, buradan ısrarla Kürdü yok sayan, tek sayan, Türk sayan, o anlayışın bir gün bu topraklarda yıkılacağına, bu toprakların mozaiğine yakın seviyeye geleceğine inanıyorum” diyerek tepki gösterdi.
‘QERS YA ME YE’
“Qers ya me ye. Qers ya dizan û ya zaliman nîne. Qers ya gelan e, ya Kurdan e, Qers ya Azerîyan e, ya Terekemeyan e, ya Elewiyan e, ya jinan e, ya ciwanan e” diyen Bakırhan, konuşmasına şöyle devam etti: “Kente baktığımız zaman ne iş yapıyor kayyım, ben çok merak ediyorum. Caddeler çukurlardan geçilmiyor, kaldırım diye bir şey yok, bir tane engelli yurttaşımız evinden araçla dışarı çıkmak isterse kaldırım olmayan yerlerde mahsur kalacak durumda. Kars’ta hala su yok. Aras Nehri geçiyor, etrafında barajlar var ama su yok. Altyapı yok, yatırım yok. Aynalı Köşk gibi kültürel miras değerleri peşkeş çekiliyor. O şükür namazını kılan kayyım, kıldığı namaza inanıyor mu? Biraz insan olan, ‘Müslümanım’ diyen insan, bu kentin ne halde olduğunu görmez mi? Bunlar bu kadar arsız ve utanmaz insanlardırlar. Kayyım bey, çalacağına, peşkeş çekeceğine; çöp arıtma tesisi kur, elinden tutan mı var senin! Çöp toplamak zor bir şey midir? Karakurt’a bir baraj yaptılar, dediler ki, biz sulu tarıma geçeceğiz, barajdan dolayı köylüler Sarıkamış’a inemiyor, daha önce 20 dakika olan yol 2 saate çıkıyor ve Horasan’a gitmek zorunda kalıyorlar. Sarıkamış esnafı kepenk indirecek noktaya geldi. Yine burada hayvancılık bitme noktasına geldi. Yandaşın vergileri affediliyor, krediler affediliyor ama yoksul Karslı’ya, köylüye, hayvancılıkla uğraşana kredi yok. Verilirse yüksek faizle veriliyor ve ödemediği zaman traktörü haczediliyor. Dolayısıyla bunların derdinin Kars, yoksullar, emekçiler olmadığı gün be gün ortadadır.”
‘UMUTSUZ DEĞİLİZ’
Karslıların Kars’ta doğup Erzurum yollarında öldüğünü belirten Bakırhan, “Hani AKP iktidarı bu kaderi değişecekti? Sözde bir tıp fakültesi burada kuruldu ama öğrencisi yok. Öğrencisi varsa akademisyeni yok, uzman doktoru yok. Bu bir kader değil. Bu kaderi bizim üzerimize bela eden AKP-MHP iktidarıdır, rantçı zihniyettir, bu halkın değerlerini çarçur edip burada insanların sağlık için yaşamını yitirmesine neden olan bu köhnemiş ve çürümüş anlayıştır. Umutsuz değiliz. Çünkü haklı bir davanın sahibiyiz, inanıyoruz, mücadele ediyoruz, bu harami düzenini kesinlikle yıkacağız, değiştireceğiz. Umutsuz değiliz yüz yıldır dilimizi asimile edemeyenler bundan sonra asimile edemeyecekler. Umutsuz değiliz, bu pratikleriyle ayan beyan ortada olan kayyımlar yerine demokratik yerel yönetimin, demokratik bir anlayışın nasıl vücut bulacağı konusunda büyük deneyimlere sahibiz. Umutsuz değiliz, çünkü arkamızda Karslı devrimciler var, Kürtler var, Azeriler var, Terekemeler var, kadınlar var, gençler var. Bunların hepsi bizim umutlu olmamız için yeterli sebeplerdir. Umutsuz değiliz, Rojava’da halkların bir arada yaşadıkları, başta Türkiye olmak üzere dünyanın her yerine umut olmuş, bir devrim var. Yoksulluk yok, açlık yok, ayrımcılık yok, Arap ile Kürt kadını birlikte meclis yönetimine giriyorlar. Muhafazakarlık ve gericiliğin merkezinde bugün umut fışkırıyor. Onun için sizler de umutlu olun. Bu kayyımları göndereceğiz. Kars’ta 12 Eylül darbesinde büyük bedeller ödeyen bizim için de değerli olan o mirası da yurtsever geleneği bir araya getirerek, burası tekrar halkların bahçesine kavuşuncaya kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.
‘KARS İTTİFAKINI KURALIM’
Türkiye’de örnek olacak bir Kars ittifakının kurulması gerektiğini belirten Bakırhan, “Gecenizi gündüzünüze katarak çalmadığımız kapı, tutmadığımız el kalmayacak. Sadece kendimizle yetinmeyelim bize oy vermeyenlere de gidelim. Ezilene, emekçiye, KHK’lilere iş ve aş bulamayanlara gideceğiz. ‘Kars’ta barış olsun, Kars’taki bu mozaik yaşasın’ diyenlere gideceğiz. Kadınlara, esnaflara, gideceğiz, bu yolsuzluk düzenini anlatacağız. En sonunda başarı dolu bir sürece hep birlikte kavuşacağız. Kars HEDEP ise gelin Kars’ta ‘Kars ittifakı’ kuralım. Azerisi, Terekemesi, Kürdü ile birlikte ortak bir yönetimi, anlayışı, değerlere sahip, şeffaf, demokratik özgürlükçü bir yerel yönetim nasıl olur kanıtlayalım. Kars’ı Türkiye’de bir model yapalım” diyerek konuşmasını bitirdi.
/Mezopotamya Ajansı/