İsmet Yüce: Modern Kürd edebiyatının özgün ismi; Baxtiyar Ali

GenelGündem

Bextiyar Eli yeni dönem Kürd Edebiyatının dahî ismi. Postcolonyal kimlik çelişki ve oluşumunun olağanüstü gerçek üstücü yazarı. Çatışma ve post kolonyal kimlik oluşumunun kısacası olağanüstü sürrealist olmak üzere çeşitli anlatım sistemi var. Nerdeyse her kitabında farklı bir dil, üslup ve imgelem ile karşılaşabilirsiniz.

Bextiyar Ali, tarzını: ‘ Benim dünyam dayak yemiş, tarihi olaylardan çok etkilenmiş, hem siyaset hem de toplum onlara ağır yük bindirmiş, Kürt ve insan kimlikleri saldırı altında kalmış insanların dünyasıdır. Sömürge insanının kalbinde yer alan sorunlar, korkular ve derin ikilikler hakkında yazıyorum.’ Biçimde açıklarken, bütün çabam, “Ey felaketler ortasında unutulmuş adam, konuş” demek içindir. beni ilgilendiren sıradan insanlardır, benim için önemli olan sıradan insanların afetlerde nasıl davrandıklarını, insanlıklarını nasıl koruduklarını, nasıl düşündüklerini bilmektir.’ Belirlemesi ile yazın sürecine nasıl baktığını net biçimde açıklamış oluyor.

Büyük oylumlu romanlarının yanı sıra, makale ve şiirleri yazınını başka bir dünya da derinleştiriyor. Nobel adayı-ödülü olması-alması gerek. Sistemini en iyi anlayabileceğimiz kitabı Türkçeye çevrildi: Hinara Dawi Ya Dinyaye (Dünyanın En Son Narı, Totem yayınları). Sembolleriyle, özel diliyle, üslubuyla Kürd trajedisini dile getiren bir yazar. Her alandaki yazını ile Kürd edebiyatına farklı bir üslup ve öz kazandırdı. Bir kitabında kahraman geri dönüşünde Kürdçe dışında her şeyi unutur. Böylesi imge ve tanımlamalar gerçek üstü akım ve Marquezvari. ‘Travmayı çözmenin yolu büyülü gerçekçiliktir ve başka hiçbir iyileşme biçimi yoktur’ diye tanımlayan yazar yazımı tarzını açıklıyor. Romanlarında Kürd toplumunun ve Kürdistan’ın son 30 yılını eleştirmekle kalmıyor, adından çok söz ettirecek bir karakter ortaya koyuyor ve Kürd edebiyatına bir yol açıyor.

Kitaplarının içeriği o kadar keskin ve kapsamlı ki insanı şaşırtıyor ve hayrete düşürüyor. Kitaplarının temelini modern dünyada kalabalıklara rağmen hissedilen yalnızlıkları üzerine kurmuş. İnsanların kafa karışıklıklarını konu alan romanda bu karmaşa kitaplarının tümüne hakimdir. Çatışma ve post kolonyal kimlik oluşumunun kısacası olağanüstü sürrealist yazarı. Kitaplarının içeriği o kadar keskin ve kapsamlı ki insanı şaşırtıyor ve hayrete düşürüyor. Yüzeyin ötesine bakmaya, ideolojik uyuma karşı bir koruma sağlamaya ve duygusal ve entelektüel genişlemeyi teşvik etmeye davet ediyor.

Dagirkirina Taritiye (Karanlığı İstila, Kuzey de Kürdçenin yasaklanmasını konu alır)

Xwinere Kujer, Bender Feyli, Qesra Balindeyen Xemgin, Evara Perwaneye, Ape Min Cemşid Xan Ku Hertim Be Ew Li Ber Xwe Dibir (Rüzgarın Her Daim Önüne Katıp Savurduğu Cemşid Amcam), Hinara Dawi Ya Dinyaye (Dünyanın En Son Narı), Başare Mosiqaren Spi, Deryas U Laş, en çok bilinen kitapları. Her biri ayrı bir değerde.

The Last Pomegranate Tree, I Stared At The Night Of The City kitaplarının İngilizceye çevrilmesi üzerine, Pen çeviri ödülü kazandı. 2003 Gelavij Edebiyat Festivali Ödül verildi. HARDİ Edebiyat Ödülü’nü aldı. 2014 yılında yeni kurulan Sherko Bekas Edebiyat Ödülü’ne, 2017’de prestijli Nelly-Sachs Ödülü’ne ve 2023’te Hilde-Domin Ödülü’ne layık görüldü. Nelly Sachs 2017 ödülü ile, Milan Kundera, Margaret Atwood ve Javier Marías gibi daha önce bu ödülü kazananlara katıldı.

 Başta Farsça, Arapça, Türkçe, Almanca, İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve Yunanca olmak üzere romanları birçok dile çevrildi. Kurmanciye çevrilen romanları: Her Zaman Onsuz Başa Çıkan Jamshid Khan Teyzem (2012), Hüzünlü Kuşlar Sarayı (2014), Kelebekler Akşamı (2015), Dünyanın Son Çamı (2017), Beyaz Sivrisinekler Şehri (2021).

Burhan Sönmez Kürd Yazının oldukça özgün ve derin ismi olmasına rağmen yakın geçmişe kadar  en az kuzeyde-bakurda biliniyordu. Oysa eserleri 40’dan fazla dile çevrilmiş çok değerli ödüllere lauik görülmüştü.

Aynı biçimde Baxtiyar Ali’de en az Bakur-kuzeyde tanınıyor, biliniyor. Oysa yazarın birçok alanda; şiir, edebiyat yazıları ve makaleleri var. Soranice yazıyor, en son yayınlanmış şiir, roman, çeviri, edebiyat yazıları 12 roman da dahil olmak üzere yaklaşık 40 kitabın yanı sıra çok sayıda deneme kitabı ve şiir koleksiyonu bulunuyor.

Sanırım bu parçalılık sanat ve edebiyat değerlerimizi de, milletimizde daha az tanınır, değerleri bilinir kılıyor.

Türkçe yazılan Kürd edebiyat antoloji veya tanıtım kitaplarında adı geçmiyor. Büyük kayıp ve trajedi. Bazı kitapları latin Kurmanci ye çevrildi. Tek kitabı Türkçe yayınlandı. Bütün kitapları latin Kurmanci ve türkçeye çevrilmeli. Yazarın hakkı ancak böyle verilebilir.

Rawin Sterk: “Bextiyar Elî’nin, ‘Apê Min Cemşid ku Hertim Bê Ew Li Ber Xwe Dibir’ isimli kitabını, ‘Rüzgarın Her Daim Önüne Katıp Savurduğu Cemşid Amcam’ ismiyle sorancadan Türkçeye çeviriyorum. Böylece yokluğumuz üzerinden inşa edilen varlık sahasının nelerden mahrum kalarak örgütlendiği konusunda bir gösterge sunmuş olacağım.” Sözleri ile aynı zamanda Baxtiyar Ali edebiyat-yazının içeriğini açıklamış oluyor.

Baxtiyar Ali, 1966 yılında Kürdistan’nın Süleymaniye kentinde doğdu. 1998 bu yana Almanya da yaşıyor. 1990’ların ortalarından bu yana etkili bir romancı olarak Kürd edebiyat-yazınında yerini aldı. Kitapları hem Irak hem de İran’da en çok satanlar arasına girdi. NZZ Almanya basını 2024, tarafından 21. yüzyılın en iyi 100 kitabı listesinde yer verildi.

Ödül açıklamalarında ortak fikir olarak: “Hayatı Kürdistan’daki savaş tarafından şekillendirilen yazarın edebiyatının, kriz ve çatışmaların karmaşası ortasında bir insanlık feneri olarak durduğunu söyledi. Ali, olağanüstü anlatım becerileriyle, şiddetin ve kaybın sert gerçeklerini politik ve sosyal öneme sahip hikayelere dönüştürüyor ve savaşın vahşetinin ciddiyetini azaltmadan sihir, umut ve insanlıkla yankılanan hikayeler örüyor. Romanları kurbanlara bir mezar taşı, dostluk, ihanet ve acı, gerçeği arama, misilleme olmadan uzlaşma ve hikayelerle ve hikayeler aracılığıyla hayatta kalmanın harika bir hikayesidir” diye eklediler. Bu aynı zamanda yazarın fikri zemini tanıtmış oluyor.

Son olarak bu sözler ve alıntı yazara ait: “Eğer ölürsem ve dünyaya yanımda tek bir kitap götürmeme izin verirlerse, bütün kitaplarım ve eserlerim arasında ‘Dünyanın Son Narı’nı da yanıma alacağım!”

Romandan: “O ağaçla anlaşmamı imzaladım ve hatıra olarak küçük bir tahta parçasını kesip yaktım. Her biriniz bir gün o ağacın altına girecek, anlaşmanızı imzalayacak ve küçük bir ağacı hatıra olarak kesip yakacaksınız. İnsanların kendilerini hayata bir kez daha farklı bir şekilde tanıtmaları gerekiyor. Kendimi dünyanın sonuyla tanıştırdığım o anda, yeni bir hayata başladığımı hissettim. Uğruna yaşadığım şeyleri bulduğumu hissettim, takip etmem gereken hedefi buldum…”

Not: Kürdün adı da bölünmüş devleti gibi. Şair ‘Fırat suyunun değişik isimlerle coğrafyayı dolaştığını’ imlediğinde aynı bölünmüşlüğü vurgulamıştı: Bachtyar Ali, Bextiyar Elî, Bekhtiyar Ali, Bakhtiyar Ali, BAXTİYAR ALİ. İngilizce iki ayrı kitabı iki ayrı isimle yayınlandı. Türkçeye çevrilen kitabı İngilizce söylenebilecek bir isimle yayınlandı. Kurmanci başka, Sorani başka, Avrupa ve Arap dilinde başka bir isimle yayınlanıyor. Dünyada böyle örnekler var mı acaba? Yazarın eserleri de aynı trajik yaşamı ve düşünceyi kurguluyor.

/ Bu yazı rûdaw‘dan alınmıştır /

İlginizi Çekebilir

Cengiz Çandar: Anlaşma Suriye Kürtleri için diplomatik zafer
Amerika ile Ukrayna heyetleri arasındaki görüşme Suudi Arabistan’da başladı

Öne Çıkanlar