Hasip Kaplan: Medya Holdinglerinin Dingoları

Yazarlar

Habertürk Televizyonu HDP’ye karşı boykot nedenlerini açıklıyor. Didem Yılmaz, ”Biz özel sektörüz” dedi. Veyis Ateş açıklamalar yaparak, ”terör örgütü ile arasına mesafe koymayanları programlara almayız” dedi.

Bu koroya Nedim Şener gibi başka medya holdingleri ve medya dingoları da katıldı.

2007-2015 yılları arasında televizyon programcısı Didem Yılmaz ve Veyis Ateş ile defalarca programlar yaptık. DTP, BDP, HDP milletvekiliydim o zaman ben şart koşuyordum; programa katılacakların isimlerini öğrenir ve uygun görmediğim tipler varsa katılmazdım.

Bugünlerde bu tipler programdam programa medya maymunu gibi koşuyorlar. Çoğunun program başına ücret aldığını da biliyoruz. Bu ödemeler kara para kapsamındadır açıklanmaz.

Bugünlerde HDP’ye ambargo koyup, 6 milyon seçmenin iradesine saygısızlık edenler meclisin üçüncü büyük partisine yargısız infazda sınır tanımıyor.

Savcı, yargıç oluyorlar…

HEP, DEP, HADEP, ÖZDEP, DTP bütün bu partiler kapatıldığında AİHM Türkiyeyi mahkum etti. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün ihlaline karar verdi. Bundan da utanmıyorlar, çünkü hukuk ahlak vicdan tanımıyorlar.

Medya dingoları çok ayarsız, tutarsızdırlar; önceki programlarına bakınız, televiyona çıkarılan mafyadan çetelere, iktidarın işbirliği ettiği terör örgütlerine kadar hepsini ekrana çıkardıklarını görürsünüz.

İktidara, darbeciler ile terör örgütlerine, İŞİD’e, El Kaide, El Nusra, FG Cemaati ile aranıza mesafe koyun diyemezler. 

Medya holdinglerinin ve iktidarın dingoları, sürece konjöktüre, çıkarlarına, emir ve talimatlara göre hareket ettikleri için basın ahlakı ve özgürlüğü de patronlarının ve iktidarın çıkarlarına göredir.

Suriye’de Cihadist sonra Kuvvai Milliye dedikleri çetelerle iş tutanlara laf edemezler.

HDP’ye bugün vurmak, iktidarın gözüne girebilmek moda oldu. Bakıyorsunuz liberalinden solcusuna kadar  tanınmış medya dingoları HDP’ye saldırmakta sınır tanımıyor yarışıyor.

Seçilenleri görevden alarak yerlerine kayyımlar atayanlara tek söz söyeleyemezler.

Valiler, güvenlik güçleri HDP Milletvekillerine medya dingoları önünde saldırarak, terfi etmek için yarışırken görmezden gelirler.

Medya holdinglerini araştırdığınızda sadece gazete televizyon radyo olmadıklarını görürsünüz. 

Habertürk TV’nin patronu Turgay Ciner, Enerji ve Madencilik, Denizcilik, Cam Kimya ve daha birçok alanda iş yapıyor. Ciner medyasının Habertürk televizyonu sadece patronun ve iktidarın çıkarlarını korumak için yayın yapıyor.

Medya dingoları ile medya maymunlarını da ayırmak lazım. Muhalif medyaya sansür, yasak, kapatma, el koyma ile önü açılan Havuz Medyası, yandaş ve candaş medya yalan ve kasıtlı haberlerle ülkeyi uçuruma doğru sürüklüyor.

Toplumu kutuplaştırıyor, gerginlik yaratıyor. Daha da kötüsü linç kültürünü teşvik ediyor.

Ciner grubunun Termik Santral sevdasını bilirsiniz. Cudi dağının eteklerinde TKİ ve develetten ucuz Rödovansla 30 Milyon ton asfaltit rezervi üzerinde santrallarını yükseltiyor.

Dağda 800 metrelik tünel açılmış. Süryani köyü Herbol göçe zorlanmış ve istimlak edilmiş. Şırnak bölgesinde üç yeni santral kurulması çabalarıda var.

Siirt’in Şirvan ilçesinde Maden şirketi olan Ciner ile Cengiz Holding alış veriş ve ticaret dışında iktidar mensubu gizli ortakları olarak konuşuluyor. Park Elektirik şirketlerini denetleyen bir iktidar değil, ortaklaşan bir iktidar söz konusu.

Türkiye’de medya holdinglerinin en çok enerji ve madencilik alanında boy göstermesi tesadüf değildir. Doğan Medya Grubu da aynı alanda çalışırdı. Ana akım medya bir yalandı. Onları satın alanlar da aynıdır.

Enerjii mafyası ahtapot gibi sarmış ülkeyi. Termik santrallerden,nükleer santrallere iş koşturuyorlar. 2012 yılında AKP Genel Başkanı R.Tayyip Erdoğan maden ruhsatları izinlerini kendine bağladı. Sonra damat Enerji Bakanı oldu.

Bugün Başkanlık Rejimi tek adam rejiminde, medya holdingleri ve dingolarının verilen talimat ve emirlerin dışına çıkma şansları yoktur.

Bir çok gazeteci işinden olurken,cezaevine girerken dünyada en fazla gazetecinin tutuklu olduğu bir Türkiye’de onurundan mesleğinden taviz vererek bugün yerlerini koruyanlar, yarın güçler ve dengeler değişince utançlarından ne yapacaklardır.

Ciner’in ve iktidarın çıkarlarını, halkın çıkarlarının üzerinde görenler, çevre hakkını,tarih ve doğa felaketlerini görmezden gelebilir. Hasankeyf’i sular altında bırakan iktidarlara biat edenler ve ortak olanlar bilmeli ki gün gelir devran döner.

Bu nedenle bir daha söylüyoruz.

Medya holdinglerinin Dingo’su olmak gazetecilik değildir. Irkçılık ayrımcılık yapmak nefret söylemine sözcü olmak insanlık değildir. Sizler basının yüz karalarısınız.

Size kızamıyorum, sadece acıyorum, üzülüyorum…

 

İlginizi Çekebilir

  Muhittin Beyaz:  George Floyd Yeni Bir Çağın Çanı mı?   
Müslüm Yücel: Osman Bey, nasılsınız, iyi misiniz?

Öne Çıkanlar