İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, dün Kobani Davası’nda çıkan karar için “düşman hukuku uygulaması” değerlendirmesi yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçi hakkında açılan davanın karar duruşması dün görüldü. IŞİD’in Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gelişen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek açılan davada siyaetçilere ceza yağdı.
‘DÜŞMAN HUKUKU’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, kararı “düşman hukuku uygulaması” olarak değerlendirdi. Keskin, cumhuriyet tarihi boyunca devletin Kürt politikasının değişmediğine işaret ederek, “Bu tam bir İstiklal Mahkemesi uygulaması. Ben geçen hafta cezaevinde Gültan Kışanak ile konuştuğumda şöyle söylemişti; ‘İddianame daha bize gelmeden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın elindeydi.’ MHP’nin istediği her şeyi AKP’ye yaptırmasının bir sonucudur bu kararlar. Bizzat ben Semih Yalçın ve zihniyeti tarafından yazıldığını düşünüyorum” diye konuştu.
‘HEM ULUSLARARASI HEM DE İÇ HUKUKA AYKIRI’
Keskin, konuşmalar ve yazılar üzerinden böylesi cezalar verilemeyeceğini vurguladı. Keskin, “Bu, uluslararası hukuka da Türkiye’nin kendi iç hukukuna da aykırıdır. Bu intikamcı bir karardır. İntikamcı bir şekilde karar verilmiştir. En yüksek cezaların da yönetici konumundaki Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a verilmiş olması da bunun en açık göstergesidir” diye belirtti.
Kararlarla “Kürt siyasetinin politik anlamda katledilmek istediğini” belirten Keskin, “Bunu başaramayacaklar. Bu savaş politikalarında ısrarın sonucudur. ‘Biz sivil siyaset istemiyoruz, savaşmak istiyoruz’ diyorlar. Bu kararın bence en kısa özeti budur. Aysel Tuğluk bugün beraat etti. Aysel Tuğluk, 10 yıllık süreci hiçbir şekilde hatırlamıyor. Annesine yapılan kötülük nedeniyle Aysel Tuğluk artık cümle bile kuramıyor” ifadelerini kullandı.
‘SONUÇLARDA CHP’NİN PAYI VAR’
Ortaya çıkan tabloda CHP’nin de rolü olduğuna dikkati çeken Keskin, “Onların yumuşama, normalleşme politikalarında Kürtler yoktur. Dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde büyük çabaları ve kaldırdıkları ellerle bu sonucun hazırlanmasında CHP’nin de payı var. CHP buradan kendisini aklayarak asla çıkamaz. CHP mağdur seçici bir politika yapıyor. Orada yıllardır yatan Kürt siyasileri CHP gündeme getirmiyor” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELE BİTMEDİ’
Keskin, şöyle devam etti: “Hepimiz cezaevine girdik ve çıktık. Hepimiz adliyelerde arkadaşlarımızı bekledik ama bu mücadele bitmedi. Bunu devletin kendisi de çok iyi biliyor. Hiçbir zaman bitmedi. Yıllar önce Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Orhan Doğan da uzun seneler cezaevinde yattı. Bu karar devletin değişmezliğinin bir sonucudur. Devlet ‘ben değişmeyeceğim, ben Kürt sorununu çözmeyeceğim, istediğinizi yapın ben aynı politikalarda ısrarcıyım’ diyor. Biz de ısrarcıyız; insan hakları savunucuları olarak uluslararası güçlerin de Türkiye’yi uluslararası sözleşmelere uymalarını çağırmalarını bekliyoruz.”
/Mezopotamya Ajansı/