Koçyiğit: Yasal reformlarla demokratik Türkiye’yi yeniden hep beraber inşa edelim

GündemPolitika

 DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda; “Hakikat, adalet ve hafıza komisyonları kuralım. Bu sadece Kürt halkının değil, Türkiye halklarının ortak ihtiyacıdır. Yasal reformlarla demokratik Türkiye’yi yeniden hep beraber inşa edelim. Biliyoruz ki kalıcı barış mümkün ve demokratik çözümle mümkün. Halkların eşitliği mümkün, yeter ki Meclis irade göstersin, yeter ki tarihi sorumluluğundan hiç kimse kaçmasın” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda Grup Başkanvekilleri, PKK’nin dün kamuoyuyla paylaştığı fesih ve silah bırakma kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Koçyiğit: Yasal reformlarla demokratik Türkiye’yi yeniden hep beraber inşa edelim

Süreçle beraber farklılaştırılmış tüm toplumsal kesimlerin kendisini içeride görebileceği yeni bir dönemin kurgulandığına işaret eden DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, sorunun çözümü için Meclis’i adres göstererek şöyle konuştu:

“27 Şubat’ta Sayın Öcalan tarafından yapılmış olan barış ve demokratik toplum çağrısına PKK tarafından tarihsel bir yanıt verildi ve biz bu yanıta hep beraber şahitlik ettik. Bu yanıt, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye toplumunun barış, eşitlik ve demokratik çözüm talebine verilmiş en güçlü yanıttır. Bu tarihsel yanıtı çözüm ve toplumsal barışla hepimizin taçlandırması gerekmektedir. Artık geçmişin yüklerini dürüstçe omuzlayıp geleceği hep birlikte inşa etme vaktidir. Coğrafyanın tüm renkleri, kimlikleri, inançları, dilleri, acıları ve umutlarıyla hep birlikte düşünmek, konuşmak ve yol yürümek gerekir. Türkiye coğrafyasında acısı, umudu, neşesi, hüznü çeşitli dönemlerde farklılaştırılmış bütün toplumsal kesimlerin kendisini bir parçası halinde hissedebileceği, kendisini içinde görebileceği yeni bir dönemin hep beraber kurgulamak zorundayız. Ülke tarihinde hiç olmadığımız kadar çözüme ve toplumsal barışa yakınız. Bu Meclis, 85 milyonu temsil ediyor. O halde çözümün ve barışın dili de ilk önce buradan kurulmalıdır. Artık bu kürsüden kin, nefret, düşmanlık değil, uzlaşma, eşit yurttaşlık ve onurlu barış konuşulmalı çünkü barış ancak demokratik siyasetle mümkündür.

Hakikat, adalet ve hafıza komisyonları kuralım. Bu sadece Kürt halkının değil, Türkiye halklarının ortak ihtiyacıdır. Yasal reformlarla demokratik Türkiye’yi yeniden hep beraber inşa edelim. Biliyoruz ki kalıcı barış mümkün ve demokratik çözümle mümkün. Halkların eşitliği mümkün, yeter ki Meclis irade göstersin, yeter ki tarihi sorumluluğundan hiç kimse kaçmasın.”

Kaya: TBMM’yi ilgilendiren konuların dışarıda pişirilip sanki sipariş kanun maddesi olarak getirilen süreçler en büyük kötülüktür

PKK’nin fesih kararının ardından toplumda oluşan kutuplaşmaya dikkat çeken Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, sürecin yasal ve siyasi ayağı için Meclis’i adres göstererek şunları söyledi:

“50 yıldır dönem dönem dozajı artıp azalsa bile devam eden bir silahlı örgütün silah bıraktığını açıklaması elbette bu ülke açısından olumlu bir gelişmedir. Ancak bu karar ile her şeyin güllük gülistanlık olmasını beklemek fazla iyimserlik olur. Çünkü böyle bir beklenti oluşturmak topluma da iyilik olmaz. Daha sürecin isminin üzerinde bile tarafların bir mutabakatı olmadığını görüyoruz. Bu konuya yaklaşırken mutlak doğru olarak değerlendirip sadece alkışlamak doğru olmadığı gibi mutlak yanlış olarak değerlendirip süreci bir ihanet olarak değerlendirmek de yanlıştır. Elbette konuyla ilgili olan kişilerin, bu devletin ve milletin konuya dair talepleri, önerileri, gerekliliklere dair bir kısım talepleri olabilir. Bunları bir pazarlık ve şart diye peşinen itibarsızlaştırmak doğru değildir. Konuya dair kaygısı ve endişesi olan kesimler de olabilir. Bunları da barışa ve çözüme karşıymış gibi yaftalamak da doğru değil. Çünkü 2 sene önceki seçimde bugün konuşulan konulara benzer konuları dile getiren muhalefet partilerini terör örgütleriyle iş tutmakla itham eden, buna dair videoları meydan meydan gezdiren siyasi hareketin bu sürece önderlik etmesini hep beraber konuşmamız lazım. 2 yıl önce zehirlenen toplumun, konuşulan dilin ülkeyi kamplaştığı bir durumda bugün bu sorunu çözmeyle ilgili atılan adımların bu git gellerle toplumu nereye getirdiğini konuşmak lazım. Tüm bu değerlendirmelerin mecrasının TBMM olması lazım. TBMM’yi ilgilendiren kanunların, infaz düzenlemelerin, genel ve kısmi affın ya da başka konuların dışarıda pişirilip buraya sanki sipariş kanun maddesi olarak getirilen süreçler bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür.” 

Çömez: Bu iş bir mektupla oluyor ise 23 yıldır niye yapmadınız?

Terör sorununun 23 yıllık AK Parti iktidarında neden daha önce çözülmediğini soran İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, PKK’nin fesih açıklamasının ardından ortaya çıkan Lozan tartışmasına ilişkin de konuştu. Çömez’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Aylardır Türkiye’de bir ‘Terörsüz Türkiye’ tartışması yaşanıyor ve bunun üzerinden siyaset ve polemik yapılıyor. Bu ülkede Terörsüz Türkiye’yi savunmayacak hiç kimse bu ülkenin vatandaşı olamaz. Biz parti olarak sadece Terörsüz Türkiye demiyoruz, aynı zamanda teröristsiz Türkiye diyoruz ve bunu savunuyoruz. Terörle arasına mesafeyi koyamayan, terörden medet uman, terörün yanında olan, arkasına alan hangi unsur olursa olsun lanetliyorum ve kınıyorum. 23 yıldan beri terörlü Türkiye mi istiyordunuz, niye bugün Terörsüz Türkiye’yi ortaya koyuyorsunuz? İmralı’dan bir mektup yazılıyor. Bu mektup parlamentoya getirilmek isteniyor, kamuoyuyla paylaşılıyor. Deniyor ki, ‘Bu iş bitecek. Türkiye’ye barış, huzur, demokrasi geldi.’ Bu iş bir mektupla oluyor ise 23 yıldır niye yapmadınız?

Gazi Meclis’in çatısı altında hepimizin konuşması gereken bir şey var. ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti soykırım yapmıştır. Kürtler imha edilmiş, asimilasyona uğramışlardır. Milyonlarca yerinden, yurdundan edilmiştir, 10 binlercesi işkenceden geçilmiştir. Türkiye’nin üniter yapısı sona ermiştir. TBMM’nin tanıyacağı özgürlük ve siyaset hakkıyla Abdullah Öcalan bu süreci yönlendirmelidir’ diyor bu alçak örgüt. Hani ‘pazarlık yok’ diyordunuz. Nerede kaldı sizin ‘Pazarlıksız, kayıtsız, şartsız silah bırakıyorlar’ iddialarınız? Terörist örgüt dağda toplantısını yapmış, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okurcasına utanmadan dizeler yazıyor, talimatlar yağdırıyor ve iktidar cenahından da sanki muazzam bir başarı elde edilmiş gibi türküler söyleniyor. Siz bu ülkenin kuruluş temeli, tapu senedi olan Lozan’a itiraz eden, buna meydan okuyan bir terörist bildirgeyi nasıl olur da alkışla karşılarsınız?”

Kılıç: Türk milleti farklılıklarını tehdit değil, zenginlik olarak gören, birliğini kardeşlikte bulan büyük bir millettir

MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç da sürece ilişkin, “Terör örgütleri yıllardır sadece ülkemizi değil, yakın coğrafyamızı da istikrarsızlaştırmakta, devletlerin egemenliğine ve halkların huzuruna kast etmektedir. PKK ve benzeri yapılardan kaynaklanan bu tehditler, silahın bırakılması ve teslimiyetin sağlanmasıyla ancak sona erebilirdi. Kökü dışarıda sözü içeride olan ayrımcı ve yıkımcı söylemler, artık yerini insan onuruna saygılı, özgürlükleri teminat altına alan, ortak yaşama kültürünü pekiştiren düşünce zeminlerine bırakmalıdır. Modern devletin asıl gücü, vatandaşlarının sadakatinde, aidiyetinde ve birlikte yaşama iradesinde saklıdır. Türk milleti farklılıklarını tehdit değil, zenginlik olarak gören, birliğini kardeşlikte bulan büyük bir millettir” şeklinde konuştu.

Günaydın: CHP, toplumun barış ve demokrasi taleplerinin kişisel siyasi hedefler doğrultusunda istismar edilmesine asla izin vermeyecektir

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için Türkiye’deki demokratik ve hukuk devletine zarar veren uygulamaların son bulması gerektiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:

“CHP olarak tarihsel bir tutarlılık içerisinde barışın yanındayız. Aynı şekilde terörün ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. PKK’nın silah bırakma kararı aldığını ve örgütsel yapısını feshettiğini ilan eden son açıklaması Türkiye’nin yıllardır ağır bedeller ödediği bir dönemin sona ermesi açısından kritiktir. Ancak bu sürecin başarılı olması ve kalıcı toplumsal barışa evrilmesi atılacak adımların samimiyeti, hukukiliği ve demokratik meşruiyeti ile doğrudan ilişkilidir. Kürt sorunu da dahil olmak üzere ülkemizdeki tüm sorunların çözümü hukuk devleti, adalet ve demokrasiden geçer. Bu süreç, günlük hesaplarla, seçim planlarıyla değil, hiçbir siyasi görüşün, partinin, toplum kesiminin dışlanmadığı bir kapsayıcılıkla yürütülmelidir. Türkiye’de toplumsal barışın güvencesi millet iradesine, ulusal egemenliğimize, Lozan Anlaşması’nda tescil edilmiş bağımsızlığımıza ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne dayanan 100 yılı aşkın varlığıyla kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olan cumhuriyetimizdir. Bundan sonraki dönemde tam mutabakata dayanan bir toplumsal barışın güvencesi olarak demokrasi ve hukukun üstünlüğünün kurumsallaştırılması konusunda atılması gereken adımlar vardır. CHP olarak şehit ailelerinin, gazilerin ve bütün mağdurların rızalarının alındığı tam bir çözüm için sorumluluk bilinciyle davranmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.

Demokratikleşmenin gereği olan tüm yasal düzenlemelerin beklemeksizin Meclis çatısı altında yapılması ihtiyacının altını çiziyoruz. Demokratikleşme için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması kadar mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesi ve Anayasa ihlallerine son verilmesinin şart olduğunu hatırlatıyoruz. CHP, toplumun barış ve demokrasi taleplerinin kişisel siyasi hedefler doğrultusunda istismar edilmesine asla izin vermeyecektir. Ülkemizdeki demokratik ve hukuk devletine ağır zararlar veren uygulamalar son bulmalıdır. Artık seçilmiş belediye başkanlarının ve belediye meclislerinin yerine kayyum atama uygulamasına ve Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan hukuksuz soruşturmalara son verilmelidir. Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun, siyasi parti liderleri Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ümit Özdağ’ın, tüm siyasi tutsakların ve toplumsal davaların cezaevinde bulunanların özgürlüklerin sağlanması ve tam demokratik rekabet koşulların tesisi elzemdir.”

/anka/

İlginizi Çekebilir

Urfa: Toplumsal barış için hasta mahpuslar serbest bırakılsın
Beyaz Saray: Başkan Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile görüşecek

Öne Çıkanlar