Urfa’nın Siverek ilçesinde 22 Şubat 2024’te şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Pınar Bulunmaz’a ilişkin dava süreci devam ederken, dosyaya yeni kamera görüntüleri ve deliller eklendi. Bugün saat 11’de Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde görülecek duruşmada Pınar Bulunmaz’ın ölümü bir kez daha yargı önüne taşınacak. Pınar Bulunmaz’ın ailesi ve avukatı, ölümün intihar değil cinayet olduğunu dile getiriyor. Aile, adaletin sağlanmasını talep ediyor.
Yeni ortaya çıkan kamera görüntülerinde Pınar Bulunmaz’ın evden koşarak uzaklaştığı görülüyor. Sanık Rıdvan B.’nin, Pınar’ı daha sonra araca aldığı kendi beyanlarında yer alıyor; ancak Pınar’ın araca bindiğine dair herhangi bir görüntü mevcut değil. Görüntülerde Pınar’ın elinde silah taşımadığı da açıkça görülüyor.
“Deliller karartıldı, tutuklama gerekliydi”
Pınar Bulunmaz’ın avukatı Yunus Tanrıkulu, soruşturma sürecinde delillerin karartıldığını ve olay yerinin tespitinde ciddi hatalar yapıldığını belirtti. “Sanığın ailesi, olayın ardından kan lekelerini çamaşır suyu ile silmiş. Buna rağmen tutuklama yapılmadı,” diyen Tanrıkulu, olayın başından beri maddi delillerin göz ardı edildiğini vurguladı.
Tanrıkulu, sanığın ilk ifadesinde silahın evde olduğunu ve Pınar’ın bu silahı alarak dışarı çıktığını söylediğini, ancak bu anın kamera kayıtlarında yer almadığını aktardı. Ayrıca otopsi raporunda kurşunun Pınar’ın göğsünden girip sol omzundan çıktığı, merminin seyir yönünün ise intihar ihtimalini zayıflattığı ifade edildi.
Avukat Tanrıkulu, sanığın ifadesindeki çelişkilere dikkat çekerek, “Sanık, silahın kurulu olmadığını ve emniyetin kapalı olduğunu söyledi. Yani silahı kullanmak için bir dizi işlemin yapılması gerekirdi. Ayrıca silahın 13+1 mermi aldığını beyan etti. Sadece bir el ateş edildiği halde şarjörde 12 değil 11 mermi bulundu. Sanık, hem kendi hem de Pınar’ın sağ elini kullandığını söyledi. Ancak Pınar’ın silahı sağ eliyle sağ göğsüne dayayıp ateş ettiğini söylemesi anatomik olarak çelişkili. Ayrıca, sadece Pınar’ın sol elinde barut izine rastlandı” şeklinde anlattı.
Şaibeli tanık ve BTK kayıtları
Tanrıkulu, olaydan üç ay sonra bir tanığın dosyaya dahil edildiğini ve bu tanığın verdiği ifadenin büyük ölçüde sanığın savunmasıyla örtüştüğünü ancak bazı önemli ayrıntıların da sanığın anlatımıyla çeliştiğini belirtti.
Tanrıkulu ayrıca, BTK kayıtlarına göre bu tanığın, sanığın ailesinden biriyle tanıklık yapmadan kısa süre önce 12 kez telefonla görüştüğünü ve son görüşmenin tanıklık yaptığı gün gerçekleştiğini açıkladı. Bu görüşmelerin tanıklık sonrası kesildiği de kayıtlara geçti.
Diyarbakır Kriminal Şube Müdürlüğü’nün hazırladığı rapora göre, Pınar’ın yalnızca sol elinde barut izine rastlandı. Bu durum da intihar iddiasını çürüten teknik verilerden biri olarak dosyada yer aldı.
Savcılığa ifade veren bazı tanıkların, olaydan kısa süre önce sanığın aile bireyleriyle telefonla görüştüğü BTK kayıtlarıyla belgelendi. Bu tanıkların ifadeleriyle sanığın tahliye edilmesi kamuoyunda ciddi tepkiyle karşılandı.
Sanık Rıdvan B., ilk ifadesinde Pınar’ın araçta intihar ettiğini öne sürmüş, bu ifadeden sonra tutuklanmıştı. Ancak üç ay sonra bir tanığın beyanı üzerine ev hapsine alınmış, daha sonra imza karşılığı serbest bırakılmıştı. Aile ve avukatlar bu karara, “Delillerin karartılma riski artıyor” diyerek tepki gösterdi.
“Yargı sürecine gölge düşüyor”
Çelişkilere dikkat çeken Pınar Bulunmaz’ın abisi Erdal Sevim, “Pınar evden silahsız olarak kaçıyor. Kaçan biri nasıl intihar eder? Sanık, kardeşim yaralıyken eve dönüyor, üzerini değiştiriyor. O sırada yengeleri evin önünü yıkıyor. Bu delilleri yok etme çabası değil de nedir? Kardeşimi hastaneye götüren abileri ise onu orada yalnız bırakıyor. Olayın kadın cinayeti olduğu çok açık. Buna rağmen sanık tutuksuz yargılanıyor” diye tepki gösterdi.
Sevim sözlerine şöyle devam etti: “Sanık, ilkin soğukkanlı hareketlerle aracından inip Pınar’ın arkasından ‘git, git’ işaretleri yaptı, sonra aynı soğukkanlılıkla aracına binerek yaklaşık 2–3 dakika Pınar’ı takip etti. Ardından babasının evinin önüne geldi. Olay yerinde yaralı Pınar, sanığın iki abisinin kullandığı araçla hastaneye götürüldü. Ancak kamera kayıtlarında sanığın abilerinin aracına binmek yerine babasının evine yöneldiği, burada üst başını değiştirip ellerini yıkadığı, diğer aile bireylerinin de yere damlayan kan lekelerini çamaşır suyu ile silerek delilleri kararttığı net olarak görülüyor. Aile bireyleri gözaltına alındı. Tüm bu bulgular, sanığın tutukluluk halinin devamını gerektirecek nitelikte olmasına rağmen adli kontrol şartıyla serbest bırakılması, yargı sürecine gölge düşürüyor.”
“Adalet güçlüden yana olmamalı”
Sevim sözlerini şöyle sürdürdü: Maddi gerçeklerin dikkate alınarak yargılama yapılmasını talep eden Sevim, “Bu kadar açık çelişkilere rağmen sanığın 3 ay sonra serbest bırakılmasını kabul etmiyoruz. Adalet güçlüden, arkası olandan yana değil; gerçeklerden yana olmalı. Biz kardeşimiz için adalet istiyoruz” dedi. Pınar Bulunmaz davası, yarın saat 11:00’de Siverek 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Aile, kamuoyunu duruşmayı takip etmeye çağırıyor.
/Evrensel/
