Türkiye’de yaşayan ezici çoğunluk demokrasiyi seçim ve sandık olarak zannediyor. Oysa demokrasi seçim ve sandığı çok aşan bir sistemdir.
En totaliter sistemlerde bile göstermelik de olsa seçim ve sandik var. Seçim hileleriyle sandiklar güçlüler lehine doldurulan rejimler sandık ve secim var, diye demokrasi olmaz.
Demokrasi azınlığı çoğunluğa karşı koruyan rejimdir. Demokratik sistemlerde adalet ve hukuk sistemi güçlülerin güçsüzleri ezmemesi için denge mekanizması işlevi görür.
Güçluler lehine güçsüzler aleyhine dengenin bozulmaması için hukuk ve adalet sistemi devreye girer ve güçsüzlerin hakları korunur.
Demokratik mekanizmalar sayesinde azınlıkta olanlarin ve güçsüzlerin hakları korunduğu gibi hatta bugün azınlıkta olanların çoğunluk durumuna geçme yolları düşünce ve özgürlüğü sayesinde açık tutulur.
Yani demokrasi ezilenleri ezenlere karşı koruma rejimidir. Güçsüzleri ve mazlumları zalime karşı koruma rejimidir.
Demokrasilerde iktidar ve güç sahipleri gibi düşünmeyen muhaliflerin düşünceleri de iktidar ve güç sahiplerinin düşunceleri kadar muteber sayılır ve değer görür.
Sandık ve seçim de demokratik mekanizmaları kimin yoneteceğine karar vermek için etkili bir araç olarak peryodik surelerle devreye sokulur ve demokrasi durağan değil gelişen ve dinamik bir süreçtir.
Bu süreç en geliştiği noktada demokratik sosyalizmle taçlanır.