Ticaret 10 kat artacak
Geçidi ve nükleer enerjiyle çalışan buz kırıcı filosunu denetleyen Rus şirketi Rosatom, önümüzdeki on yıl içinde Rusya’nın kuzey kıyısı boyunca ticaretin on kat artmasını istiyor. Bu da rotanın dünyanın en büyük ticaret ülkesi olan Çin kargo gemileri ve tankerleri için cazip hale gelmesine bağlı. Çin de buna uymaya hevesli.
Şanghay Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nde Çin’in Arktik bölge politikaları konusunda uzman olan Dr. Zhao Long, “Çin bunu, Çin ve Avrupa’nın iki büyük pazarını birbirine bağlayan ekonomik koridoru kurarak ortak ‘Buz Yolu’nun bir parçası olarak görüyor” dedi.
16’ncı yüzyıla dayanıyor
Dünya 16. yüzyılda ticarete açıldıkça, Kuzeydoğu Geçidi‘ni ve onun kuzeybatıdaki karşılığı olan Amerika kıtasının ötesini keşfetmek maceraperestler için romantik bir arayış haline geldi. Çabaları genellikle Çin ve diğer Asya ürünleriyle ilgilenen tüccarlar tarafından finanse ediliyordu. Buldukları şey, rotanın uzunluğunun en fazla birkaç hafta boyunca gezilebilir olduğuydu. Ancak Sovyetler Birliği kuzey ticaretini bir prestij hedefi haline getirdi. Bugüne kadar Rusya nükleer enerjiyle çalışan buzkıran gemilerini kullanan tek ülke oldu; dolayısıyla kuzey deniz yolunun kontrolü Rosatom‘a verildi. Bu gemiler teorik olarak yılın herhangi bir zamanında buzları kırıp geçebiliyor ve kargo gemilerine eşlik edebiliyor. Ancak pratikte rota hala sadece yaz aylarında konteyner gemileri için sefere açık.
2050’da daha buzsuz olacak
Rota kış aylarında hala buzla kaplı ve küresel ısınmaya rağmen önümüzdeki birkaç yıl içinde bu durumun değişmesi beklenmiyor. Ancak Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, Kuzey Kutbu’ndaki küresel ısınmanın gezegenin genelinden ortalama iki kat daha hızlı olacağını ve 2050 yılına kadar yaz aylarında önemli ölçüde buzsuz olacağını söylüyor.
Her iki taraf da bu değişimden faydalanmak istiyor. Ticari, kaynak çıkarma ve stratejik nedenlerle her iki kutup bölgesiyle de ilgilenen Çin’in artık nükleer buzkıran inşa etmek için kendi programına sahip olduğuna inanılıyor. Bunlardan biri Şanghay‘da, diğeri ise Çin’in en kuzeyinde yer alan ve hem askeri hem de sivil bilimsel araştırmaların merkezi olarak bilinen Harbin’de bulunuyor.
Avrupa ticareti için bile kısa
Kuzey Kutbu rotası Çin ve Rusya arasındaki ticaret için özellikle önemli. Ancak Çin ile Avrupa arasındaki ticaret için bile teorik olarak daha kısa olan bu rota, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden güneye inen rotaya kıyasla Şanghay’dan Rotterdam’a olan mesafeyi dörtte bir oranında azaltıyor. Aynı derecede önemli olarak, bir dizi potansiyel riski de ortadan kaldırıyor. Her ne kadar militanlar, destekçileri İran’ın stratejik müttefiki olan Çin’den gelen gemileri hedef almayacaklarına dair söz vermiş olsalar da, Yemen’deki Husi isyancılarının Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırıları nedeniyle Süveyş Kanalı trafiği son birkaç ayda yarı yarıya azaldı.
80 gemi geçti
Kuzey Denizi rotası aynı zamanda ABD’nin devasa donanmasının büyük bir varlığa sahip olduğu güneydoğu Asya açıklarındaki Malakka Boğazı gibi deniz yollarına da bir alternatif oluşturuyor. Bu nedenle Rusya Çin’i güzergahı geliştirmek için doğal bir ortak olarak görüyor. Moskova’nın tüm hırsına rağmen, Süveyş Kanalı’ndan geçen 26.000 gemiye kıyasla geçen yıl bu rotadan sadece 80 gemi geçti.
Çin’e bağımlı hedefler
2022’de Süveyş’ten 1,27 milyar ton yük geçti. Rosatom, Kuzey Denizi geçişi için bu rakamın 36 milyon ton olduğunu söylüyor. Bunun yarısı Rus sıvılaştırılmış doğal gazıydı. Bu rakamı 2035 yılına kadar 127 milyon tona çıkarmak istiyor; oldukça iddialı ve Çin’e bağımlı bir hedef. Başkan Putin geçtiğimiz ekim ayında Pekin’de Başkan Xi ile bir araya geldiğinde kendisine, kuzey denizi rotasını Pekin’e tanıtmakla görevli başbakan yardımcısı Alexander Novak eşlik etti.
Çin’e ait bir konteyner gemisi 2013 yılında Kuzey Denizi geçişini bir uçtan diğer uca kat eden ilk ticari kargo gemisi olmuştu. Moskova bunun bir trendin başlangıcı olmaması için hiçbir neden görmüyor. Ancak Rusya ile ilgili her konuda olduğu gibi, Çin de dış görünüşte olumlu ancak daha derinlerde belirsiz bir tutum sergiliyor. Ukrayna savaşından bu yana Rusya, Çin’in diplomatik desteğine büyük ölçüde bağımlı hale geldi. Rusya, Çin’in jeopolitik desteğini ve özellikle de finansal yatırımlarını isterken, Kuzey Kutbu’nda kontrolü elinde tutan taraf olmak istiyor. Çin’in Kuzey Kutbu’na yönelik stratejisi, burayı uluslararası hale getirmek; böylece önde gelen bir dünya gücü olarak, kaynakların dağıtımı söz konusu olduğunda otomatik olarak yetkili olacak.
/Kaynak: Oksijen/