🔴 Almanya’nın yeni İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, sığınmacıların sınırdan geri çevrilmesi yönünde talimat verdi. Karar hem hukuki hem de siyasi açıdan tartışma yarattı…
Deutsche Welle’den Christoph Hasselbach’ın haberi:
Almanya İçişleri Bakanı Dobrindt tam olarak nasıl bir talimat verdi?
Muhafazakâr Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili yeni Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Almanya’nın dış sınırlarının daha sıkı denetlenmesi için düğmeye bastı. Bu kapsamda, geçerli giriş belgeleri olmayan veya Avrupa Birliği’nin başka bir ülkesinde sığınma başvurusu yapmış olan sığınmacılar, sınırdan geri çevriliyor. Dobrindt, Federal Polis’in (Bundespolizei) artık geri çevirme yetkisine sahip olduğunu, ancak buna mecbur olmadığını belirtti. Yani, her durum özelinde tek tek karar verilecek.
Geri çevirmelerden hamileler, hastalar, refakatsiz reşit olmayanlar ve diğer hassas gruplara mensup kişiler muaf tutuluyor.
Dobrindt bu önlemleri nasıl gerekçelendiriyor?
Bu adımla Başbakan Friedrich Merz’in, seçim kampanyasında verdiği önemli bir vaat yerine getiriliyor: Merz, hükümetin işbaşı yapmasıyla birlikte ilk günden itibaren Almanya sınırlarında geri çevirmelerin başlayacağı sözü verilmişti. Başbakanlık Müsteşarı Thorsten Frei, ARD televizyonuna yaptığı açıklamada göçün “katlanılabilir bir seviyeye” indirilmesi gerektiğini söyledi. Almanya’da birçok şehir ve belediye, yıllardır aşırı yüklenen okullar, konut piyasasında artan maliyetler ve sağlık sisteminin aşırı yüklenmesi nedeniyle şikâyet ediyor.
Federal İçişleri Bakanı, bu önlemle göçmenlerin Almanya’ya gelme girişiminde bulunmamalarını sağlamayı umuyor.
Ayrıca AB’deki komşu ülkelerin Almanya’ya geçişleri durdurmaları teşvik edilecek. Müsteşar Frei, “Bu önlemler gerekli. Çünkü şu ana kadar Avrupa Birliği (AB) dış sınırlarını etkili bir şekilde korumak mümkün olmadı” diyor.
Geri çevirmelerin hukuki dayanağı nedir?
Geri çevirmeler hukuki açıdan tartışmalı.Alman İltica Yasası’nın 18’inci maddesinde “Yabancı, güvenli bir üçüncü ülkeden geliyorsa, ülkeye girişi reddedilir.” Almanya’nın tüm komşu ülkeleri güvenli sayıldığından, bu durum her sınırda geçerlidir” ifadelerini yer alıyor.
Ancak AB’deki yasal düzenlemeler, öncelikle göçmenin sığınma başvurusundan hangi devletin sorumlu olduğunun belirlenmesini öngörüyor. Bu genellikle göçmenin AB’ye ilk giriş yaptığı ülkedir. Ancak pratikte, birçok göçmen yine de Almanya’ya gelmekte ve karmaşık prosedürler nedeniyle sıklıkla burada kalmakta.
Alternatif olarak AB Antlaşması’nın 72’nci maddesindeki “acil durum” hükmü uygulanabiliyor. Bu maddeye göre, “kamu düzeninin korunması ve iç güvenliğin sağlanması” amacıyla geçici olarak AB hukukundan sapmalar yapılabiliyor. Ancak bu hükmün uygulanması için yüksek engeller mevcut. Başbakan Friedrich Merz, Brüksel’de yaptığı açıklamada, “Federal hükümette hiç kimse, ben de dahil olmak üzere, bir acil durum ilan etmedi” dedi.
Eski Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı Hans-Jürgen Papier ise sığınmacıların geri çevrilmesini yasal buluyor. Papier, Neue Osnabrücker Zeitung’a verdiği demeçte, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir devletin, ‘sığınma’ kelimesini söyleyen her kişiyi ülkeye almak zorunda olmaması, vazgeçilmez egemenlik hakkının bir parçasıdır. Bu hem Alman hem de Avrupa hukuku açısından mümkün ve uygundur.”
Siyasi tepkiler nasıl oldu?
Beklendiği gibi, bazıları sınır kontrolleri ve geri çevirmeleri aşırı bulurken diğerleri yetersiz görüyor.
Yeşiller Eş Grup Başkanı Katharina Dröge, Rheinische Post’a verdiği demeçte geri çevirmeleri “açıkça Avrupa hukukuna aykırı” olarak nitelendirdi:
“Alman topraklarında sığınma talebinde bulunan insanların, başvurularının incelenmesi hakkı vardır.”
Sol Parti’nin Federal Meclis Grup Başkanı Sören Pellmann, partisinin kongresinde uygulamaya dair sert eleştirilerde bulundu. “Sağcılardan korkarak sağcı politika yapanlar, sadece kaybeder” diyen Pellmann, Sol Parti olarak bu karara karşı direneceğini belirtti.
Koalisyon ortağı SPD ise özellikle komşu ülkelerle yakın koordinasyon talep ediyor. Zira bu ülkeler, alınan karardan memnun değil.
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından kısmen aşırı sağcı olarak nitelendirilen AfD ise sınırlarda çok daha sert uygulamalar talep ediyor. Parti lideri Alice Weidel, Merz’in “yasadışı kitlesel göçe karşı net önlemlerle” göç politikasında bir dönüş sözü verdiğini hatırlattı. Ancak Merz’in şimdi seçmenleri hayal kırıklığına uğrattığını ve SPD karşısında geri adım attığını ifade etti.
Avrupalı komşular ne diyor?
Polonya ve İsviçre gibi çeşitli komşu ülkeler, Almanya’nın bu yaklaşımından endişe duyduklarını açıkladı. Bu ülkeler, şimdi geri çevrilen göçmenleri büyük sayılarda geri almak zorunda kalacaklarından korkuyorlar. Ancak Başbakan Friedrich Merz, Avrupalı komşuların da sürece dahil edildiğini vurguladı:
“Bu, Almanya’nın tek başına aldığı bir karar değil. Avrupa’daki komşularımızla koordinasyon içindeyiz.”
Federal hükümet, AB’yi de benzer adımlar atmaya teşvik etmeyi amaçlıyor. Başbakanlık Müsteşarı Thorsten Frei, hükümetin hızlı sonuçlar elde etmek istediğini, böylece göç politikasında “Avrupa çapında” önlemlere de başvurulabileceğini belirtti.
Süreç nasıl devam edecek?
Uzun süre göçmen dostu bir politika izleyen AB, artık belirgin bir şekilde sınırlarını kapatma yönünde ilerliyor. Bu değişim, muhtemelen birçok üye ülkede sığınma karşıtı partilerin ve hükümetlerin yükselişe geçmesiyle de ilgili.
AB, yeni ve daha sıkı bir sığınma yasası kabul etti. Ancak bu kurallar henüz uygulanmaya başlanmadı. Planlanan AB sığınma reformu, gelecekte kalma olasılığı düşük olan kişilerin sığınma başvurularının AB dış sınırlarında karara bağlanmasını öngörüyor.
Müsteşar Thorsten Frei, üzerinde anlaşmaya varılan Avrupa sığınma hukuku reformunun sadece geç kalmadığını, aynı zamanda yetersiz olduğunu eleştirdi. Bu nedenle 16 AB hükümeti, AB Komisyonu’ndan kuralları yeniden gözden geçirmesini talep etti.
Göç akınının yaşandığı 2015’te durum nasıldı?
Eski Başbakan Angela Merkel ve dönemin İçişleri Bakanı Thomas de Maizière (her ikisi yeni Başbakan Friedrich Merz gibi CDU’lu), 2015 yılında Suriye’deki iç savaş nedeniyle yaşanan mülteci akınının zirvesinde, sığınmacıların sınırda geri çevrilmemesi yönünde karar almışlardı.
Şu ana kadar elde edilen sonuçlar neler?
Yeni sınır talimatının ardından, geçtiğimiz Perşembe ve Vuma günleri Federal Polis’in tüm sınır kapılarında 365 yasa dışı giriş tespit ettiği bildirildi. İki günde 286 göçmen geri çevrildi. Bunlar arasında 19 kişi sığınma başvurusunda bulunmuştu. Geri çevirmelerin başlıca nedenleri ise geçerli vizenin olmaması, sahte belgeler veya giriş yasağı oldu. Dört kişi “hassas” olarak sınıflandırıldı ve girişlerine izin verildi. Ayrıca bu iki gün içinde 14 insan kaçakçısı geçici olarak tutuklandı, 48 açık tutuklama emri yerine getirildi ve dokuz kişi, aşırılıkçı veya İslamcı olduğu gerekçesiyle girişte yakalandı.
/Deutsche Welle/