Muhalefet ısrarla, ‘seçime gidelim’ diyor… Büyük bir ekonomik, siyasi ve toplumsal krizin içinde bulunan AKP-MHP hükümeti ise bu teklifi ısrarla reddediyor.
Geçmiş yıllarda ‘milletin hakemliğinden kaçmayın” diyerek ülkeyi ortalama 3 yılda bir seçime götüren AKP bu defa milletin hakemliğine sıcak bakmıyor.
Anlaşılan o ki; AKP 2023’e kadar seçime gitmeyecek ama Türkiye oldukça zor günlerden geçecek.
Peki, AKP’nin 2023’e kadar yol haritası nedir?
A-Seçimler kesinlikle 2023 yılında yapılacak
B-2023 yılından önce seçim kanununda yapılacak bazı değişikliklerle AKP-MHP avantajlı duruma getirilecek.
C- Seçimler kaybedilirse şayet, 2015 yılında olduğu gibi yeni bir hükümetin kurulmasına izin verilmeyecek ve yeniden seçime gidilmesi sağlanacak.
D- Yeni yapılacak seçimlerden önce bir kaos planı ile kitlelerin yeniden yüzünü AKP’ye dönmesi sağlanacak.
Bunların sonucunda AKP yine seçimi kaybederse sonrasında ne olur bilemem ama… Bence AKP gitmemek için bütün şartları zorlayacaktır.
HDP’yi kapatmayı ve kriminalize ederek demokratik zeminin dışına atmayı planlayan AKP’nin şu sıralarda endişe ettiği isim Ali Babacan ya da Ahmet Davutoğlu değil…
Son günlerde kamuoyunda Meral Akşener’in liderliğinde bir koalisyondan sık sık bahsedilir oldu. Hatta sokakta bile Akşener’in liderliği konuşuluyor. AKP’nin Akşener’in önünü kesmek için Tansu Çilleri yeni kabineye alacağı ve önemli bir bakanlığa getireceği gündeme gelmişti.
AKP kulislerinde geçmişte Meral Akşener’e başbakanlık etmiş Tansu Çiller’in Akşener’e karşı bir bariyer olabileceği konuşuluyor.
Akşener’in tabanından gelebilecek olası tepkilere rağmen yaptığı 103 amiral çıkışı ise AKP’nin ‘Darbe’ edebiyatından oy devşirme’ ve İYİ Parti ile CHP’yi darbecilerden yana gösterme oyununu bozdu.
Aslında AKP’nin planı çok basit: HDP’yi PKK, İYİP ve CHP’yi ‘Darbe’ ile ilintili göstererek hem ülkenin doğusunda hem de batısında oy oranını korumak ancak, şu ana kadar bunun üzerine kurguladığı siyasi argümanlar toplumda karşılık bulmadı.
Garê’de planları ters tepen AKP-MHP’nin 103 amiral darbe edebiyatı ise boğazın sularında boğuldu.
AKP ve MHP’nin seçim planları bu olsa da iktidarını seçimler dışında başka yollarla sürdürmek eğiliminde olduğunu görmek gerekiyor. Muhalefetin sadece mevzuyu seçimlerden ibaret görmesi ve her şeyin sandıkta biteceğine dair yanılgılı bir bakışı var.
Anlaşılması gereken şu:
AKP asla normal şartlarda seçime girmedi. Türkiye 2007 seçimlerine 27 Nisan muhtırasının 2011 seçimlerine AKP’ye yönelik kapatma davasının, 2018 seçimlerine ise 15 Temmuz ‘Darbe girişiminin’ gölgesinde girerken 1 Kasım 2015 seçimlerine ise ülkenin her yanında bombaların patladığı, her yanda canlı bombaların türediği bir ortamda girmişti.
AKP bugüne kadar normal şartlarda girdiği tek seçim olan 7 Haziran 2015 seçimlerini ise kaybetmişti. Bu yüzden sağduyulu, pozitif ve topluma umut aşılayan bir siyaset biçimi AKP kaybettirecektir.
Tüm mesele AKP’nin beslendiği gerginlik siyasetine prim vermemek.