Oktay Candemir: Dingo’nun ahırı…

Yazarlar

Türkiye bahar aylarına hırsızlık ve vurgun olaylarıyla girdi. Pandemi, yoksulluk ve birçok sorunla mücadele eden yurdum insanı birden bire kendini hırsızlık şebekeleri ve suç organizasyonlarının içinde buldu.

Nereden, nasıl türedikleri belli olan bu çevreler adeta ülkeyi soyup soğana çeviriyor. Peş peşe yaşanan bu skandallara isyan edenler ise hükümet tarafından ‘Vatan haini, terörist’ ilan ediliyor.

Gelin Türkiye’nin son bir aylık panoramasına şöyle bir bakalım:

PUDRA KÜRŞAT

* Lüks bir aracın içinde kokain kullandığına dair görüntülerin sosyal medyada paylaşılması üzerine, ‘Kokain değil pudra kullanıyordum’ şeklinde ifade veren AKP’li büro çalışanı Kürşat Ayvatoğlu’nun kısa sürede edindiği milyon dolarlık serveti ülke gündeminin ilk sırasına yerleşti. Skandalın ortaya çıkmasının ardından Ayvatoğlu’nun İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile boy boy fotoğrafları yayınlandı.

AT HIRSIZLARI

*İstanbul Adalar’daki atlı faytonların kaldırılmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sahiplendirdiği bin 177 attan MHP’li Hatay Dörtyol Belediyesi’ne verilen 99 atın kaybolduğu ortaya çıktı. Dörtyol Belediyesi Başkanı Fadıl Keskin, “Atların sucuk yapıldığı iddiası yalandır. Atları teslim ettiğimiz kişi atları elinden kaçırdı” açıklamasını yaptı. Bu skandalda günümüz Türkiye’sinin hafızasına kazındı.

DEVLET PASAPORTUYLA İNSAN KAÇAKÇILIĞI

*İçişleri Bakanlığı ve AKP’li bazı belediyelerden sağlanan gri pasaportların yurt dışına insan göndermek için kullanıldığı ve bu kişilerin geri dönmediği ortaya çıktı. Gri pasaportla insan kaçakçılığının yapıldığının ortaya çıkması üzerine soruşturma başlatılırken, Almanya’ya kaçanlar: ‘Çok şükür karnımız doyuyor. Beni buradan atana kadar çalışırım. Sonrası Allah kerim…’ açıklamasında bulundu. Hilvan Belediye Başkanı Aslan Ali Bayık, İçişleri Bakanlığı’nın bu olayla ilgili inceleme başlatıp başlatmadığı sorusunu ise yanıtsız bırakarak “orucum” demekle yetindi. Yöneticiler bu skandalı da geçiştirdi.

KRİPTO TOSUNCUK

*Kripto para şirketi Thodex’in kurucusu ve CEO’su AKP’li Faruk Fatih Özer,  sosyal medya hesaplarını kapatıp, 2 milyar doları alarak yurt dışına kaçtı. Fatih Özer’in de selefi Kürşat Avyatoğlu gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile çekilen fotoğrafları dikkat çekti.

128 MİLYAR DOLAR

*CHP’nin Kasım 2020’de, CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifasının ardından gündeme getirdiği Merkez Bankası döviz rezervlerindeki 128 milyar dolarlık “erime” tartışması ülkenin gündemine oturdu. İktidar kanadından da “ekonomik tuzaklarla mücadele için kullanıldı”, “böyle bir satış olmadı”, ” kasada”, “yer değiştirdi” gibi çelişkili yanıtlar geldi ama tüm Türkiye bu soruyu sormaya devam ediyor: 128 milyar dolar nerede? Türkiye daha uzun yıllar bu soruya sormaya ve bunun sorulmasına neden olan skandalı konuşmaya devam edecek.

KENDİ ŞİRKETİNE DEZANFEKTAN SATAN TİCARET BAKANI

*Sahibi olduğu kendi şirketinden yönettiği bakanlığına dezenfektan sattığını itiraf edip görevden alınan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, hiçbir ceza almadan şirketlerinin başına döndü. 2 yıl hapis alması gereken Pekcan, emekli olarak bundan sonra edindiği haksız kazançla (kul hakkı) lüks yaşantısını sürdürecek. Başka bir ülkede böyle bir skandal yaşansa sadece bakan değil, bütün kabine koltuğundan olurdu ama Türkiye’nin siyasi meşrebi bu skandalı da ‘tolore’ etti.

***

Türkiye sadece son bir ayda saydığım bu skandallarla çalkalandı. Eskiden 40 yılda bir olan şeyler artık ayda 4 defa oluyor. Bir ülkede bir ayda bu kadar skandal olur mu? diye sormayın bizim ülkemizde oluyor işte. At hırsızları, kripto para hırsızları, pudra içicileri, başında oldukları devlete fahiş fiyatla dezenfektan satanlar her bir yanımızı sardı.

Asıl ilginç olan ise tüm bu skandalların baş mimarlarının İçişleri Süleyman Soylu ile çekilen fotoğraflarıydı. Soylu ne kadar, “ Ben onları tanımıyorum, gelip fotoğraf çekiyorlar nerden bileyim kim olduklarını” diyerek izah etmeye çalışsa da bir İçişleri Bakanının yanına yaklaşmanın günümüz Türkiye’sinde öyle kolay olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Soylu’nun Van gezilerinde tüm kentin havadan ve karadan nasıl güvenlik ablukasına alındığını ve o gün sokakta yürürken bile vatandaşların GBT’lerine nasıl bakıldığına defalarca tanık olmuş biri olarak soruyorum: Ayvatoğlu, Fatih Özer ve diğerleri Soylu’nun yanına GBT’siz gidebiliyor mu?

Dikkat ederseniz bir hırsız bir hırsızı neredeyse unutturuyor. Kürşat Ayvatoğlu, tosuncuk Mehmet Aydın’ı bize unutturmuştu. Faruk Fatih Özer ise ikisini götürdü, velhasıl, bir hırsız iki hırsızı götürmüş oldu.

Türkiye bu kadar hırsızla uğraşırken, bir de üstüne ABD Başkan Bıden’in ‘Ermeni Soykırımı’ açıklaması… Biden da bu açıklamasıyla bütün hırsızları götürmüş oldu. Biden’in bu açıklamasına herhalde en çok bu hırsızlar sevinmiştir.

Japonya’da hakkında yolsuzluk iddia bile olsa bakanlar intihar ederken bizde bırakın intihar etmeyi yolsuzluğa karşı çıkanlar ‘Vatan haini, terörist’ ilan ediliyor. Yavuz hırsız ev sahibini öyle bastırıyor ki sonuç olarak yolsuzluk yapanlar değil, yoksulluktan yurttaşlar intihar ediyor.

Ülkede bunlar olurken, hükümet vatandaşa patates dağıtımına devam ediyor. Hükümetin dağıttığı patatesi almak isteyen vatandaşların izdiham görüntüleri gerçekten de yürek burkuyor. AKP’liler patates dağıtımıyla adeta vatandaşla alay ediyor: “Biz Ülkeyi soyacağız, siz patates-soğan soymaya devam edin” deniliyor!

Dingo’nun ahırına döndü ülke!

İlginizi Çekebilir

Temel Demirer: Azınlık(ların) Acıları
Zülküf Kurt: Papa Francesco ile Kobanê Davası arasında bir bağ var, bir bağ yok

Öne Çıkanlar