1900 doğumlu ve Letonya’lı. 1.Dünya Savaşı’nda Herberts Cukurs, ülkesi Letonya’nın bağımsızlığı için Rus imparatoruyla savaşmıştı. 1930’larda kendi yaptığı tek motorlu uçağıyla Riga’dan Gambiya’ya kadar hiç durmadan uçtu ve uluslararası arenada ödül kazandı. Ayrıca ünlü oldu. Fakat onun asıl şöhretini 2.Dünya Savaşı sırasında Letonya’yı işgal eden Almanya’ile ittifak yaptığında kazandı.
Yıllar önce yurdu için savaşan Cukurs, şimdi nasıl olur da Nazilerin paralı asker birimine katılıp, kendi halkına kurşun yağdıran bir cellada dönüşebiliyordu?
1930’larda Cukurs, Letonya- Riga- Gambiya ve Tokyo arasında solo uçuşlar yaparak, ulusal ve uluslararası ün, destek ve beğeni kazanmıştı. 1933’te sadece seçkin havacılara verilen ödülü kazanmıştı. O artık Letonya’nın sembolüydü. Cukurs, savaş öncesi bazı Baltık eyaletlerinde ün kazanmış, cesareti ve atılganlığıyla tanınmıştır.
Savaş öncesi bir çok Letonyalı Yahudi Cukurs’a hayrandır, sonrasında kendi katilleri olacak bu adam, kendi uçağını yapan ve imkansız uçuşları gerçekleştiren bir kahramanıdır. Cukurs, tipik bir Yahudi düşmanından farklıdır. Aralık 1939’da Riga’da bir Yahudi kulübünde konuşma yapmış ve ardından İsrail’ e uçmuştu.
O gece, konuşmayı dinleyen genç bir Yahudi, Cukurs için şöyle diyecekti: ” Ogün İsrail ‘deki siyonizm girişiminden coşkuyla bahsediyordu, o geceyi çok iyi hatırlıyorum sanki bizden biri gibiydi…”
Önceleri Yahudi düşmanı olmadığını kanıtlayan Cukurs, Riga’daki kafelerde Yahudi entelektüellerle sık sık buluşur ve onlarla zaman geçirirdi. Onu bir canavara dönüştüren içinde saklı şöhret tutkusu muydu ? 1940 yılında Sovyetler Letonya’yı işgal etti ve bir yıl sonra da Almanya Letonya’yı işgal ederek Nazi topraklarına kattı.
Ülke iki yılda iki kez işgal edilmişti ancak Nazi işgalinin sonuçları ağır olacaktır. Nazilerin Letonya halkına ilk önceleri verdikleri güzel vaatleri gençler arasında kurtarıcı umut vaad etse de, Yahudi dostları aynı görüşte olmayacaklardır. Naziler basını çok iyi kullanıyorlardı, bu yüzdendir ki ; Sovyetler Berlin’e girmeden önce ,milyonlarca Alman savaşı kazandıklarını sanıyorlardı.
Naziler Letonya ‘ya geldikleri ilk andan itibaren yalan haber pompalamaya başladılar. “Ülkenizdeki Yahudiler içinizdeki düşmanlardır; onlar Kızıl Ordu’ya destek verip zulümlere katıldılar. Onlara merhamet etmeyin ve taviz vermeyin. Hiçbir Yahudi’nin yükselmesine izin vermeyin…”
Evet gercekten de hiçbir Yahudi’ye merhamet göstermediler. Riga’daki Yahudiler adeta spor ve para için peşine düşülen av konumuna düşrüldüler. Cukurs bu oyunda önceleri hevesli bir oyuncuydu, sonraları en tepeye kadar yükseldi.
1941’de Cukurs, Nazilerin komando biriminde aktif görev aldı. Bu birim 300 bin Letonyalı gönüllüden oluşuyordu. Bazı tarihçilere göre bu birim 60 bin Yahudi’nin öldürülmesinden sorumluydu. Görgü tanıkları Cukurs ‘u şöyle anlatıyorlardı:
“Yahudiler Riga’daki gettoya gotürüldüklerinde o şeytanca gülüyordu, bir avcı gibi ormanda insan avlayan biri gibiydi. Yahudiler ölürken o iş bitiminde villasında partiler veriyordu…”
Cukurs’u yaklaşık on yıldır tanıyan kamptaki Yahudilerden biri, onun on ,on beş kişiyi bir seferde öldürürcesine dövdüğüne tanık olduğunu söylemişti. Rumbu ormanında ya da yakınlarında 25 bin Yahudi hayatını kaybetmişti. Emri veren ise komando komutanlarının en önemli ikinci ismi Cukurs ‘du.
Bu tarihi olaydan sonra Cukurs ve adamları Letonya’nın köylerine, kasabalarına ve küçük şehirlerine dağıldılar. Yahudileri tek tek yakalayıp öldürdüler. Sadece beş ay içerisinde 60 bin Letonya’lı Yahudi katledildi.
Sonunda Naziler savaşı kaybetti. Hitler ve Göbels gibi savaş suçluları intihar ederken, bir çok Nazi de kaçmaya çalışırken yakalandı. Bazıları da ellerinde binlerce öldürdüklerinin kanıyla kaçmayı bir daha dönmemek üzere başardılar.
Avrupa, Asya ve Güney Amerika Nazilerin yeni sığınakları oldu. Herberts Cukurs da kaçmayı başaranlar arasındaydı. Önce Uruguay ‘a oradan da Brezilya’ ya yerleşti. Brezilya o zamanlar komünizm karşıtıydı ve Nazilere kucak açıyordu. Cukurs Brezilya’da ilk iş olarak Yahudi cemaatleriyle ilişkiye geçti ve kendisine Yahudileri kurtaran bir kahraman imajı çizdi. Kendisini Nazi karşıtı olarak gösterdi.
Fakat bu oyunu fazla sürmedi, kısa zamanda onun Riga canavarı olduğu tespit edildi. Protestolar yapıldı fakat, Brezilya hükumeti onu koruyordu. Cukurs burada Brezilya’lı bir yerliyle evlendi ve bir erkek çocuğu oldu. Tam 20 yıl boyunca 60 bin insanın öldürülmesinden sorumlu olduğu halde yaşamayı başardı.
Ancak geçmişi peşini bırakmıyordu; herkesten, herşeyden korkuyordu. Evini demir parmaklıklarla çevirmiş, duvarlarına onlarca silah yerleştirmişti…Öyle ki arkasına bakmadan yürüyemiyordu. Herkese kuşkuyla bakan bir paranoyak olmuştu. Geçmişi peşini bırakmıyor ve onu öldürmeye geliyordu.
Brezilya’lı bir kadınla evlenmesi Cukurs’un vatandaş olmasını sağladı ve bu onun başka bir ülkeye iadesini imkansız hale getirmişti. Garip olan ise ismini değiştirmemesiydi. Zira o halen tek motorlu uçak yapıp, ödüller alan efsane pilot Cukurs imajına hayrandı. Kimilerine göre ise kendini beğenmişin biri.
1964 Eylül’ünde Rio de Jenero havaalanına uzman bir Mossad ajanı iniyordu. O dönemde Nürnberg mahkemeleri, Nazi savaş suçluları davalarını durdurmuştu…Mossad ajanları da tüm dünyada Nazi avına çıkmıştı…Ve tek tek öldürülüyorlardı…
Havaalanında inen Anton takma adlı İsrail’li ajan Paris’ten geliyordu. Görevi tehlikeli olduğu kadar, mecburi bir neden de yüklüyordu çünkü, esir kamplarında anne ve babası öldürülmüştü. Görevine çok iyi hazırlanmıştı. Brezilya’ya gelmeden önce Avrupa’yı dolaşmış kartvizitler basmıştı. Önce Rio’yu gezdi. Burada turizm şirketleriyle görüşmeler yaptı, ardından Cukurs ‘un yaşadığı Sau Paul’aya geçti. Burada da turizm işleriyle ilgilenen şirketlerle görüşmeler yaparak, zengin iş adamı görünümü çizdi.
Cukurs, bu tatil beldesinde tekne ve deniz uçağı kiralıyor ve geçimini böyle sağlıyordu. Ancak maddi durumu pek iyi değildi. Amacı Nazi dönemindeki şatafatlı zengin yaşamına geri dönmektir. Ajan Anton, Cukurs’un oturduğu yere yakın bir otele yerleşti ve bir hafta Cukurs’u izledi. Sonra onu teknesiyle gezdirmesini istedi. Avusturya’lı bir turizmci olduğunu ve Brezilya da iş yapmak istediğini Cukurs’a söyleyerek onun parasal hevesini kabarttı.
Cukurs’la samimiyetini ilerletti. Hatta Cukurs, Anton ‘u kısa uçuş sonrası teknesinde içki içmeye davet etti. Cukurs’un teknesinde silahlar vardı, en ufak bir şüpheyle Anton öldürülebilirdi. Cukurs kartlarını açık oynadı ve kendisinin bir Nazi suçlusu olarak bilindiğini söyledi. Anton da bunun önemli olmadığını kendisinin de Sovyetler’e karşı savaşan bir teğmen olduğunu ve bunun ispatı olarak boynundaki kurşun izini gösterdi.
Oysa bu iz yıllar önce aldırdığı bir bene aitti . Cukurs, Anton’ a güvendi ve onunla iş yapacağına ikna oldu. Hatta hafta içi Anton’u evine yemeğe davet etti. Anton karısı ve oğluyla aynı masada yemek yedi ve aynı gün Anton İsrail’e şu mesajı gönderdi: “Balık avı yuttu…”
Brezilya hükumeti 60 ‘lı yıllarda komünizm karşıtı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu nedenle orası Nazilerin yeni yuvası durumundaydı. Anton’un en küçük hatası kendisinin ölümüyle sonuçlanabilirdi.
Ajan Anton, hedefini ürkütmek istemiyordu. Birkaç gün içinde Cukurs’un davetine karşılık vermek şüphe uyandırırdı. O yüzden bir hafta sonra Riga celladının evine gitti. Beraber bir orman gezisi yaptılar. Birlikte silah atışı yaptılar Cukurs, Anton’a hayranlık duyuyordu zira ondan daha iyi bir nişancı görmemişti. Cukurs ve Anton iki düşman olarak San Paulo’nun eğlence mekanlarını gezdiler. Cukurs bir paranoyaktı ve masaya gelen garsonlara bile şüpheyle yaklaşıyordu. Ama Anton, Cukurs’un beynine başarıyla güven tohumlarını ekmişti.
5 Ekim 1964’te San Paul’un caddeleri iki yeni yatırımcı ağırlıyordu; buradan turizmi canlandırıp büyük paralar kazanacaklardı! Bir kaç yere baktılar. Anton bir iş için Avrupa’ya gideceğini bir süre sonra dönüp yeni iş temelleri atmak için oradan ayrılıp Paris’e gitti. Buradan Mossad ile yaptığı toplantıda Cukurs ‘un Uruguay’da öldürülmesine karar verildi. Zira Brezilya’daki infaz oradaki Yahudi halka büyük zarar verecekti. Anton üç ay sonra Brezilya’ya döndü ve onu havaalanında Cukurs karşıladı. Elinde bir fotoğraf makinesi vardı ve Anton uçaktan inince onun resmini çekti. Sonra bu fotoğraf karesini karısına vererek “Başıma bir şey gelirse sorumlusu bu adamdır,” dedi.
Ancak iş projesi için Uruguay ‘a gitmek şarttı…Bütün masraflar Anton tarafından karşılandı ve birlikte Uruguay ‘a uçtular. Önce lüks bir otele yerleşip, bazı ofisleri gezdiler. Son durak Uruguay’ın ıssız bir yeri olacaktı. Uruguay’ın ıssiz bir yerinde dört kişi Cukurs’u bekliyordu. Bu kişiler üzerlerine kan sıçramasın diye elbiselerini çıkartmışlardı.
Aslında Cukurs Brezilya’yadan ayrılmak istemiyordu ne var ki para çok tatlı gelmişti. Uruguay ‘da idam cezası yoktu. Brezilya’ya göre daha demokratikti ve infaz burada gerçekleşmeliydi. Cukurs ve Anton ıssız bir eve doğru ilerlediler. Zaman önemliydi, infazı bitiririp oradan ayrılmaları gerekiyordu ki öyle de oldu.
Cukurs içeri girdiğinde dört acılı Yahudi kısa bir arbede ile Cukurs’u öldürdüler. Yanına da, “Bu kişi 30 bin Yahudi’nin ölümünden sorumludur” notunu bırakarak oradan ayrılıp Paris ‘e uçtular. Sonrasında basında bu olayı Mossad üstlendi. Ardından Yahudilere ait iş yerleri ve Sinegoglar faşistler tarafından ateşe verildi ise de olay çok da büyümedi.
Fakat bir şey vardı Cukurs ‘un karısındaki fotoğraf karesi. Brezilya polisi bu fotoğrafı araştırırken Anton Kunzler takma adlı bir Nazi avcısıyla karşılaştılar…
Böylece kendi halkına ölüm yağdıran Riga canavarı Cukurs’un adı da faşizimin lanetlileri arasına yazıldı…