ABD’nin Afganistan’dan çekilmesine sonrasında Suriye’deki sürecin nasıl ilerleyeceğine dair yaygın bir merak söz konusu. ABD’nin Suriye’den çekilmesi savaşın seyrini değiştirecek bir etkiye sahip olduğu için konuya ilişkin gelişmeler yakından takip ediliyor.
ABD Merkez Komutanlığı Başkanı General Kenneth F. McKenzie ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Joey Hood Rojava’da bir dizi temaslarda bulundu. Bu temaslarda ABD’nin tutumunun ne olduğunu QSD Komutanı Mazlum Abdi, Washington Post’a verdiği röportajda açıkladı ve ABD’lilerin kendilerine, Suriye’deki politika ve konumlarında değişiklik olmayacağını aktardığını belirtti. ABD’nin Afganistan ve Suriye’deki pozisyonu tartışılırken Beşar Esad’dan beklenmedik bir açıklama geldi.
14 Ağustos’ta yeni Kabine üyeleriyle ilk bakanlar kurulu toplantısını gerçekleştiren Esad, “ …toplumun, dediğim gibi, büyük bir toplum olduğu ve toplumun kırk veya elli yılda birkaç kat çoğaldığı düşünülürse, büyük nüfus artışının sektörlerin de artmasına neden olduğu gerçeğine ek olarak, genel olarak dünyanın gelişmesi ile hayatın gelişmesi, merkezi otoritenin ülkenin veya ülkenin tüm işlerini yönetmesini imkansız hale getirmesi, merkezi olarak, yetkilerin dağıtılması gerekir.” dedi ve devamında adem-i merkeziyetçilik vurgusu yaptı. ( Açıklamanın tamamını şuradan okuyabilirsiniz: http://www.sana.sy/tr/?p=241246 )
Esad’ın bu açıklamalarını hem Demokratik Suriye Meclisi’nin (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed hem de PYD Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim değerlendirdi ve müzakereye her zaman açık olduklarını vurguladı.
Esad’ın tutum değişikliğinin, sahadaki gerçekliği kavramış olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığını müzakereye olan yaklaşımından anlayacağız. Şimdiye kadarki tüm görüşmelerin yerel özerklik talebi nedeniyle sonlandırıldığı göz önüne alınırsa, Esad’ın sorunların çözümünü adem-i merkeziyetçilikte gördüğünü deklare etmesinin önemli bir dönüşüm olduğu görüşündeyim.
Türkiye Esad’ın açıklamalarını tersine çevirmeye çalışacak
Bu açıklamanın yankıları sürerken, MİT Başkanı Hakan Fidan ile Suriye Ulusal Güvenlik Başkanı Ali Memlük Irak’ın başkenti Bağdat’ta bir görüşme gerçekleştireceği basına yansıdı. En son 13 Ocak 2020’de Moskova’da görüştüğü bilinen ikilinin görüşmesi, Esad’ın adem-i merkeziyetçilik açıklaması sonrasına denk geliyor. Görüşmenin ne zaman gerçekleşeceği ya da gerçekleşip gerçekleşmediğine dair henüz bir bilgi yok. Ancak şu net ki, Türkiye Esad’ın bu açıklamasını tersine çevirmeye çalışacak ve Kürt karşıtı eski ittifakı yeniden canlandırmayı hedefleyecek.
ABD “Esad’sız Çözüm”de ısrar eder mi?
ABD’nin Ortadoğu’da Afganistan kararı sonrasında elinde tuttuğu psikolojik üstünlüğü kaybetmesi ve İran’a saldırısının gerçekleşemeyeceğinin görülmesi, Suriye’deki savaşın bitirilmesi düşüncesini daha da belirginleştirdi. Şimdiye kadar sahada olan güçler, önümüzdeki günlerde ne şekilde bir araya geleceklerini, şimdiye kadar görüşmeler için öne sürdükleri ön koşulları tekrar düşünecekler. ABD’nin şimdiye kadar sürdürdüğü “Esad’sız çözüm” mottosunda bir değişikliğe gidip gitmeyeceği ise henüz net değil. Ancak Esad yönetimi ile ABD’nin de, önümüzdeki günlerde görüşmeye hazır olacağını da öngörmek gerek.
Rojava hava sahası uçuşa kapatılmalı
Suriye’deki savaşın sona ermesi için gereken en önemli konulardan biri de Esad ve ABD arasındaki ilişkinin ne şekilde olacağı. Taliban’la müzakere yürüten ABD’nin Esad politikasının değişmez olduğunu söylemek gerçekçi değil. Sadece ABD’nin değil, Esad yönetimine tutum alan tüm ülkelerin politikalarında değişiklik olacağı görülüyor. Türkiye ise ilk fırsatta Rojava’ya yönelik askeri saldırılarını arttırmayı, şehirleri işgal etmeyi planlıyor.
Hem Rojava’nın statüsüye kavuşması hem de saldırıların önüne geçilmesi için, Rojava yönetiminin tüm güçlerle görüşmesi ve mutabakat geliştirmesi gerekiyor, özellikle Esad ve ABD ile. İki tarafın da Rojava’nın statüsü konusunda taahhütte bulunması ve bunu deklare etmesi durumunda, Rojava yönetimi Esad ve ABD arasında arabulucu rolü üstlenebilir. Rojava hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edilmesi talebi, tüm görüşmelerde bir samimiyet testi olabilir. Esad ve ABD’yi Rojava’nın statüsü konusunda bir araya getirmek, Rojava’nın karşı karşıya kaldığı tehlikelere karşı koruyucu bir siyasi hat oluşturabilir. Masanın Rojava’da kurulması ve Kürtlerin garantörlüğünde görüşmelerin gerçekleşmesi, Kürtleri Suriye’nin geleceğinde önemli bir dengeye oturtacaktır.