Osmanlı 1800’lü yıllardan itibaren hastalandı ve sonunda komaya girerek öldü. TC rejimi ise Osmanlı’dan aldığı hasta hücreler, kurumlar ve despotik iktidar erkini bağrına taşıyarak kuruldu. Osmanlı’nın hasta hücreleri TC’nin de hastalanmasına neden oldu. Şu anda hasta adam Osmanlının genlerini taşıyan rejimin adı ‘Hasta Türkiye’dir. Üstelik TC, Osmanlı’da varolan çeşitli renkleri, farklılıkları,tekçi ve ırkçı anlayışla yok ettiğinden hasta Osmanlı’nın 600 yıllık ömrünün altıda birinden daha az zamanda hastalandı ve komaya girdi. Irkçı ve tekçi anlayışın üzerine son yirmi yıllık çarpıtılmış, sulandırılmış,devletleştirilmiş devletçi İslam eklenince de nefes alamaz duruma gelmiştir. TC’nin bu nefes alamaz duruma gelişi TC.rejiminin kurucusu ve gerçek sahibi CHP’yi çok kızdırmışa benziyor. CHP’nin tüm çabası, politikası, manevraları AKP’yi devirmekten çok yozlaşmış, çürümüş,her türlü kirli ve ahlaksız işlere bulaşmış rejimi kurtarmaktır. Çünkü CHP, AKP-MHP hukümetinin son yirmi yıldır uyguladığı despotik politika ile sadece hükümetin sonunun değil, yüz yıllık rejimin de sonunun yaklaştığını görüyor. Evet bitim noktasına gelmiş olan sadece AKP-MHP hukümeti değil,devletin ve rejimin kendisidir. Eğer bu rejimin hala birazcık nefesi kalmışsa bu demokrasi gücü diye tanımlananan güçlerin demokrasi gücü olmanın gereklerini yerine getirmemelerindendir. Kürt demokratik hareketinin rejim üzerinde uyguladığı baskıya benzer sol muhalefetin rolünü oynamayıp kimi sol cevrelerin kemalizmzle bağları geregi olarak CHP’ye yedek lastik olmalarından ve rejimin değirmenine su taşımalarındandır.
Bu sözüm ona klasik sol güçlerin(enternasyonalist sol güçler hariç) devletçi mantıkla “Kürtler kazanmasın da kim kazanırsa kazansın”diye hareket etmelerindendir. Tabii bu klasik sol’un unuttuğu birşey var, Kürt hareketi kaybederse kendilerinin işninin de birkaç günde biteceğini görmüyorlar.
Evet CHP’nin derdi AKP-MHP değil uluslararası ilişkilerde itibarı sıfıra inmiş, ekonomik bunalımı tarihinde hiç olmadığı kadar derinleşmiş, mafya ve çetelerin arenası haline gelmiş,gücünü kaybetmiş gırtlağına kadar kirli işlere bulaşmış Türk egemenlik rejimini kurtarmaktır. CHP nin helalleşme çagrısı da bu rejimden umudunu keserek demokratik kanallara akmaya calışan kitlerinin önünü keserek yeniden rejime akmasını sağlamaktır.Rejime karşı öfkesi kabbarmış kesimlerin bu kabarışını önlemek, sistemi zorlamalarını ve gidişini engellemek için bu kesimleri sistemle barıştırmaktır. Sokağa cıkıp demokratik tepkilerini ortaya koymak isteyen kitleleri engellemektir.Helalleşme çağrısı demokratik seçeneği engelleyip etkisiz kılmak içindir.Rejime muhalif olan güçlerin devletin yaninda hizaya girmesini sağlamaktır.
CHP devlettir, rejimdir unutulmamalıdır. Devletin çıkarı gerektiginde turkçü,gerektiginde milliyetçi, gerektiginde solcu olabilmektedir. Çünkü Turancılık, Türkçülük, dincilik, devletçilik toplamda devletin ittihatçı çeşitli kliklerinin bütünüdür. Kısacası; dikkat edilmesi gereken Türkçülükle başlayan ırkçı rejimin uygulamalarını dincilikle tamamlamak isteyen AKP-MHP rejimi gittiğinde ve CHP-İP hukümeti geldiğinde demokrasi gelmiyecektir. Bu hükümet de siimdiki gibi sistem içi çözümleri hayata geçirecek ve mevcut hukümetin yıpratığı ve komaya soktuğu rejimi kurtarmaya calışmaktır. Peki çözüm nedir? Çözüm tekçi,ırkçı Kemalizmle sulandırılmış, devletleştirilmiş dinci klik arasında devam eden kavgada taraf olmadan ve sistem içi çözümlerden uzak durarak üçüncü yol’u ve demokrasi ittifakını örmektir. Tek yol üçüncü yoldur,tek ittiffak üçüncü ve demokratik ittiffaktır.Bozuk,adaletsiz rejimden kurtlulmak icin 3. yol ve demokrasi ittiffakı önemli bir fısat sunabilir. Fabrikalarda, tarlalarda,okullarda, Kürtlerin yaşadığı her alanda, Alevilerin her koyünde, sendikalar içerisinde, odalarda ve hayatın her alanında 3.yol ve 3.ittiffak örgütlemesi yapılmalıdır.
Bu firsat kaçırılmamalıdır.