1960’ların başından itibaren komşu Müslüman köylüler rejimin kışkırtması sonucu halkı Ermeni olan Arxut köylülerini taciz etmeye başlarlar. O yıllara kadar Arxut köyünde yaşıyan Ermeniler ile Müslümanlar arasında ciddi hiçbir olay yaşanmamıştır.
Arxut Sason’un şirin, sakin ve her Ermeni köyü gibi halkının tümü zanaatkar olan bir köydür. ‘Arxut’ ismini, sınırları içerisinde bulunan tuz kuyusunun isminden almıştır. 1964 yılından önce Arxut köylüleri taciz edilir; yolları kesilir; dövülür; hayvanlarına el konur, öldürülür; bu şekilde Arxut’lular köylerini terketmek zorunda bırakılır. Bu plan dahilinde komşu Müslüman köylülere rejimin paralı memurları Arxut köylülerini öldürmelerini, yoksa dinin, imanın, namusun elden gideceği, Ermenilerin Kuran’a silah sıktığı yalanı söylenir. Bir gün komşu köylüler toplanır: “Herkes bir silah alsın ve bir Ermeni’yi öldürsün!” biçiminde yaygara yaparlar. Bir köylü: “Benim param yok, silah alamam.” deyince köylüler ona: “Git ineğini sat ve silah al.” derler. Bu arada Arxutlu’ların tütün tarlaları, samanları gece yakılmaya; hayvanları çalınmaya; Arxutlu’lar dövülmeye devam edilir. 1964 yılına gelindiğinde Ermeniler birer, ikişer, üçer öldürülmeye başlanır. Bu durum artık dayanılmaz bir hal almıştır. Ermeniler evlerinden çıkamaz; işlerine gidemez hale gelmişlerdir. Lusik isimli hamile bir kadın kapının dışına çıkarken silahlı komşu köylüler tarafından karnındaki bebeğiyle birlikte katledilir. Arxut köyünün en sevilen ve yerel lider konumundaki İsa Demirci kaymakamlık, valilik, meclis nezdinde defalarca girişimde bulunduğu halde hiçbir tedbir alınmaz Günün birinde İsa Demirci komşu köylülerce yakalanır ve her iki yanlarından derisi yüzülür ve elleri ceplerine girmiş gibi derinin altından vücudunun içine sokulur. Çaresiz kalan Ermeniler genellikle Amed’e göç ederek onlarcası bir havşın (avlu) içerisinde yaşarlar. Arxut köyü artık dağılmış; burada yaşıyan Ermenilerden katledilmeyenler ise şimdi Amerika, Kanada ve birçok Avrupa ülkesinde atalarından miras aldıkları zanaatkarlığını son teknolojik gelişmelerle birlikte geliştirmiş, yaşamaya devam ediyorlar. Arxut köyünde yaşanan hadise Ermeni, Süryani, Rum, Êzidi, Kürt halklarının maruz kaldığı katliam ve baskılara sadece bir örnektir. Bunun gibi onbinlerce olay, katliam yaşanmıştır. Son olarak belirtmem gerekir ki tetiği çeken kim olursa olsun bu ve benzeri zulmü Ermeni, Asuri, Êzidî ve tüm Kürtlere yaşatanlar o kandırılmış insanlar değil, perde arkasında belli bir plan ve program dahilinde örgütleyen; o talimatı veren hiç kuşkusuz faşist devlet rejimiydi.