Türkiye’nin batısında futbol stadyumlarında cin şişeden çıkmış gibi görünüyor. Spor seyircilerinin “hükümet istifa” sloganları stadları inletiyor. Acaba ÇANLAR KiMiN İÇİN ÇALIYOR? Spor tarihinde meşhur bir söz vardır: Futbol sadece futbol değildir…
Bu güncel gelişme üzerinde durulması gereken çok ama çok önemli bir işarettir.Hemen ifade etmeliyim ki yüzbinlerce, belki yakında milyonlarca insanın stadlarda “hükümet istifa” sloganlarını atmalarını küçümsemek, burun bükmek, hafife almak hatalı bir tavır olur. Şimdi çıkıp ‘tek yol devrim’, ‘tek sistem sosyalizm’ dersek kaç kişiyi yan yana getirebiliriz? Örneğin bugün ben de çıkıp ‘tek yol komünal yol’ dersem komünal sistemin ne olduğunu bilmeyen insanları geniş anti-faşist birliğe çekebilir miyim? Maalesef imkansız. Oysa elbette ‘komünal sistem’ benim de uzun vadede arzu ettiğim bir toplum modelidir. Ama somut koşulların somut tahlili ilkesine göre taktikler değişebiliyor. Esas olan stratejidir.
Dolayısıyla bu koşullarda stadyumlardaki ‘hükümet istifa’ sloganı etrafında milyonları birleştirmek önemli bir fırsat, etkili bir taktik adımdır genel mücadele açısından. Bu çıkış noktasından anti-faşist bir cephenin zeminini yaratmak ve güçlendirmek de kolaylaşır.
Zira bilindiği üzere devrimi yalnızca bir günde meydana gelen bir alt-üst oluştan ibaret olarak bilmek hatalıdır, sorunludur. Aksine gerçek bir devrim tek tek kopararak, süreç içerisinde kopardığınızın yerine yenisini inşaa ederek devam edecek olan hazırlıkların, emeklerin, mücadelelerin toplam bileşkesidir. Statik değil, hareketli ve sürekli bir maratondur.
Bu açıdan hükümeti istifaya çağırmak, bunun için demokratik yol ve yöntemler örgütlenmek, her türlü meşru aracı kullanarak hükümete baskı uygulamak gerekir. Zira halkın demokratik taleplerini gözardı eden, mazlumları ezen, sömüren, katliam yapan, insan haklarını gasp eden iktidarlara karşı bu tepki herkese anasının ak sütü gibi helaldir ve her yurttaşın en doğal hakkıdır. Doğru olan biz hükümeti hatta rejimi devireceğiz diye beklemek değil, nicel adımları atarak zamanla nitel patlamalara dönüştürmeyi becerebilmektir. Ne yapalım yani, 100 yıldır tek yol devrim deyip durduk, bir türlü beklenmekte olan halk devrimi (!) olmadı. Daha kaç yüzyıl bekleyeceğiz? Özellikle biz Kürtler olarak. Bu noktayı açmak gerekir. Eskiden gelmiş geçmiş tüm hükümetler “Türkçü”yken AKP-MHP hükümetiyle birlikte Türkçülük’e siyasal İslamcılık eklendi. Bu bakımdan şimdi ilk adım Türk-İslamcı iktidarı devirmek olmalı. Böylelikle sistemin bir ayağı kırılmış olarak topal olmuş sistemle mücadelemiz devam eder. Sorun hepimizin bildiği gibi ‘sistem’ sorunudur. Aynı anda tüm sistemi ortadan kaldırmak zor; ama yaralayarak, parça parça koparak yol alabiliriz, sonuca gidebiliriz. Bu düşünce tarzı akılcıdır, kazanımcıdır, bilimseldir, diyalektik mantığa uygundur.,
“Hükümet istifa” sloganları etrafında milyonları toparlamak, ülkedeki farklı görüşten olan insanları birleştirmek mümkündür. Talepleri, ideolojileri, amaçları farklı olan insanları ortaklaştırabiliriz.
Bu itibarla futbol seyircilerinin attıkları bu adım, geliştirdikleri bu kitlesel tavır tüm demokrasi ve özgürlük sevdalılarının desteklemesi hatta kesinlikle geliştirmesi gereken bir süreçtir.
Ne diyor faşist ‘küçük şef’ Bahçeli: “Futbol karşılaşmalarını seyircisiz oynatalım” diyor. Ee faşist Bahçeli’yi dinle ve tersini düşün; doğruyu bulursun zaten .
Bilindiği üzere Salazar’ların, Franko’ların faşizmin üç ayağı olan 3 F formülü; ‘fado, festa, futbol’du. Faşist AKP-MHP hükümetinin de uyguladığı ve kitleleri uyuşturmak için kullandığı bu 3 ayaktan futbol ayağı çöktü. Kullandıkları bu silah kendilerine döndü. Anlaşılan o ki sahalardan yükselen bu sesten birileri oldukça korkmuş. Demek ki sahaların nabzı iktidarın yumuşak karnı. O zaman ordan da vurmaya devam etmek gerekir. Bunun içindir ki korkmadan toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan Kürtler, aleviler, devrimci-demokrat Türkler ve tüm ezilenler olarak hep birlikte, her sahada ve her platformda AKP-MHP iktidarını ve ardından rejimi sarsacak biçimde HÜKÜMET İSTİFA diyelim.