6’lı masanın ‘Asena’ tarafından tekmelemesinin ardından sosyal medya ve diğer basın ve medya organlarında yapılan açıklama ve yorumları kısmen izledim. Özellikle HDP tabanının bir kesiminin 6’lı masaya ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına çok fazla angaje olduğunu gördüm. Akşener’in Millet İttifakını terketmesi ve Kılıçdaroğlu’nun kaybetme ihtimali karşısında bazı arkadaşların CHP’lilerden daha fazla üzüldüklerini gördüm. Arkadaşların bazılarının kendilerini bu kadar düzen içi partilerin tartışmalarına kaptırmalarına da ben üzüldüm.
Zira kendimizi bu kadar sistem içi tartışmalara kaptırmamalıyız diye düşünüyorum. Gündemimiz daha önemli ve bu konular dışında olmalıdır. Bu gerekçelerle aslında bu konuda yazmayacaktım ama arkadaşlarımızın benim bu konuda ne düşündüğümü merak ettiğini biliyorum. Bundan ötürü ben de arkadaşlarımın merakını gidereyim. Bu tartışmanın en kötü sonucu, hala insanlarımızın cesetleri yıkık binaların molozlarının altında. Kimi cenazeler kepçeyle,dozerle param parça ediliyor.İnsanlarımız aç, susuz,soğuklarla boğuşuyor. Bu durum yaşanıyorken deprem gündemi ikinci plana düştü. Her ağzını açan Akşener’i konuşuyor. Olan oldu ve dananın kuyruğu koptu sonuçta. Her şeyden evvel HDP’yi izlemenizi öneririm. Partinin karar merciilerinin bu konuda yoğunlaşacağına ve en doğru kararı alacağına inanalım. Ben İYİ Parti ismi belirlendiği gün, yani yıllar önce, “aha bu parti kötüdür” dedim. Çünkü iyi olan kendine iyi deme ihtiyacı duymaz. Bu psikolojik bir olgudur. Çünkü bu ülkede demokrasi düşmanları demokrat geçinir; namus edebiyatını en çok namussuzlar yapar.Korkaklar yiğit,namertler mert kılığına bürünür. Dişi Asena’nın kim olduğunu, nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu bilmiyor muyuz? Katil Çiller hükümetinin içişleri bakanıyken hergün gözaltında insanlar katledilmiyor muydu? Resmi rakamlara göre 17000 ama aslında bu sayıdan çok daha fazla insanımız faili belli cinayetlere kurban edilmedi mi?Gazeteci,partili,kürt yurtseverleri, Kürt işadamları listelenerek katledilmedi mi?Jitemci katiller polis lojmanlarında,jandarma birliklerinde eğitilmedi mi, konuk edilmedi mi?vs.vsBöyle bir katil başından ne bekliyoruz, ne bekliyorduk? Asena o denli profesyonel oynadı ki CHP’nin belediye başkanlarını aday göstermek istediğini belirterek “bak sizi ben istiyorum,genel başkanınız size karşı” diyerek CHP ile belediye başkanlarını karşı karşıya getirdi.Aslında CHP’yi bölmeyi hedefledi. ‘Asena’ aslında masayı terkederek en büyük vefasızlık örneği de gösterdi. Partisini seçimlere sokan, meclise taşıyan Kılıçdaroğluna karşı vefasızlık yaptı. Tabi ırkçı, faşist birinden vefalı olmasını bekleyen Kılıçdaroğlu bunu düşünsün,bizim sorunumuz değil. Kılıçdaroğlu bu akşamki açıklamasında “bütün renkleri birleştirmeliyiz” diyerek HDP’ye ilk mesajını gönderdi. Ben Asena’nın bir kısım tabanının Asena’ya rağmen Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini düşünüyorum. Asena’nın bugün masayı terketmesinde esas amacının şantaj yaparak, cumbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlıklardan fazla pay kapmak için böyle bir girişimde bulunduğunun da ihtimal dahilinde olduğunu önemle vurgulamam gerekir. Sular şimdi bulanık, kimin eli kimin cebinde olduğu süreç dikkatle izlendiğinde analiz edilebilir. Kürtler bu dönemde iyi bir aktör olabilmek için öncelikle iyi bir gözlemci olmak zorundadırlar. Seçime daha yaklaşık 3 ay var.. Bu sistem için oyunlar bitmez. Bugün aday ismi için ‘Asena’ ayrılıyorsa yarın bakanlık paylaşımında, vekil dağılımında,c.başkanlığı paylaşımında anlaşmazlık,çıkabilir ve başkaları da ayrılabilir. Buna benzer durumlar olduğunda insanlarımız üzülmemelidir.Sorun bizim sorunumuz değil. Sorun parti veya Cumhurbaşkanlığı seçimi sorunu değil, sorun rejim sorunudur. Zaten bu kadar açlığa, yoksulluğa,hırsızlığa, ekonomik çöküntüye, itibarsızlaşmaya ve deprem sürecinde faşist AKP-MHP hükümetinin insanları ölüme terketmesine rağmen siz 5 parti kazanmayacağınızı düşünüyorsanız dükkanlarınızı kapatın ve gidin bu arenadan. Üstelik tüm iç ve dış koşullar kazanmanıza uygunken. Deprem bölgesinde yardım konusu başta olmak üzere halklarımızın gerçek sistem dışı çıkarı için mücadeleye yoğunlaşmalıyız,demokratik güçbirliği için kafa yormalıyız.
Zira seçilecek cumhurbaşkanı bizim cumhurbaşkanı olmayacaktır. Seçilecek bakanlar da bizim bakanlarımız olmayacaktır. Bunu böyle bildikten sonra sistemin çatlaklarından, çelişkilerinden halklarımız lehine yararlanabiliriz. Sistem içi muhalefetin sorunlarını tartışmak yerine sistem karşıtı bir cephenin örülmesi konusunda yoğunlaşalım. Bu tartışmalar deprem bölgesindeki yaraların sarılması çalışmalarını aksatmamalı, yaşanan trajediyi gölgede bırakmamalıdır.
Sonuç itibariyle Kürt hareketi bu gelişmelere de kayıtsız kalmayacak ve başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilenler lehine bir karar verecektir. Hepimiz de gereğini yaparız.