İran’da 16 yaşındaki genç bir Kürt kadının ahlak polisi şiddeti sonucu komaya girmesine tepki büyüyor. Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock ve ABD İran Özel Temsilcisinden sert açıklamalar geldi.
İran’da genç bir Kürt kadının ahlak polisinin uyguladığı şiddet sonucu komaya girmesi, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un sosyal medya paylaşımıyla daha da ciddiyet kazandı.
Baerbock, X hesabından yaptığı paylaşımda, geçen yıl yine ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Jina Mahsa Amini’ye gönderme yaparak “İran’da yine genç bir kadın yaşam mücadelesi veriyor. Sadece metroda saçları göründüğü için. Bu katlanılır gibi değil” ifadelerini kullandı.
Armita Geravand’ın anne babasının İran’da kameralar karşısına çıkarılmasını eleştiren Baerbock, “Ebeveynlerin kamera önü yerine kızlarının hasta yatağı başında olmaya hakları var” dedi.
Armita Geravand’a metroda İran ahlak polisi tarafından şiddet uygulandığına yönelik iddia, Norveç merkezli Kürt insan hakları örgütü Hengaw tarafından ortaya atılmıştı. Örgüt, 16 yaşındaki Kürt kadın Geravand’ın Pazar günü metroda kadın ahlak polisi mensuplarının şiddetine maruz kaldığını, kaldırıldığı hastanede yoğun güvenlik önlemleri alındığını bildirmişti. Örgüt, Geravand’ın annesiyle babasının “üst düzey güvenlik yetkilileri” eşliğinde İran devlet televizyonuna çıkarılarak baskı altında kendileriyle röportaj yapıldığını belirtti.
İranlı yetkililer ise Geravand’ın tansiyonunun düşmesi sonucu bayıldığını, düşerken başını çarptığını bildirmiş, güvenlik güçleriyle herhangi bir olay yaşanmadığını savunmuştu.
Bağımsız uluslararası inceleme talebi
Hengaw, Tahran’daki Fajr Hastanesinde tedavi gören Geravand’ın sağlık durumuyla ilgili belirsizlikler bulunduğunu ve hükümet yetkililerinin aileye yoğun baskı uyguladığını iddia ederek sosyal medya hesabından Geravand’ın hastane yatağından olduğunu iddia ettiği bir fotoğraf paylaştı. Örgüt, Geravand’ın sağlık durumuyla ilgili Sınır Tanımayan Doktorlar ve Uluslararası Kızılhaç Komitesinden bir ekibin incelemelerde bulunması ve ekibe geçen yıl BM çerçevesinde İran’daki insan hakları ihlallerini incelemek üzere oluşturulan bağımsız misyonun eşlik etmesi talebinde bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock’un partisi Yeşiller’in Eş Genel Başkanı Omid Nouripour da İran yönetimine karşı uluslararası toplumun duyarsız kalamayacağını belirterek “İranlı kadınların Devrim Muhafızları terörü yerine hakları olan özgürlüklere kavuşabilmesi için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor?” dedi.
Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai da
“İran rejiminin zalimce suç işlemeye” devam ettiğini belirterek Tahran yönetimine baskının artırılmasını talep etti. Bijan Djir-Sarai, “Rejimden hesap sorulması için uluslararası devletler hukukunun tüm kurumları işletilmelidir” dedi.
İran’da geçen yıl Eylül ayında 22 yaşındaki Kürt kökenli Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra fenalaştığı için kaldırıldığı hastanede ölümü, ülke genelinde haftalar süren yoğun protestolara yol açmıştı. İran yönetimi son dönemde kılık-kıyafet yönetmeliklerini sıkılaştırarak yeni cezaları uygulamaya koydu.
ABD’den tepki: Cesur İran halkının yanındayız
ABD’nin İran Özel Temsilcisi Abram Paley de Garavand’a yönelik ahlak polisi şiddeti haberlerini şok ve endişeyle karşıladığını belirterek “Sağlık durumuyla ilgili haberleri yakından takip ediyoruz. İran’ın cesur insanlarının yanında olmayı ve rejimden ihlaller konusunda hesap sorulması için dünyayla birlikte çalışmayı sürdürüyoruz” dedi.
Paley, Garavand’a yönelik saldırı iddialarıyla ilgili araştırma yapan gazeteci Meryem Lütfi’nin gözaltına alınmasını da eleştirerek “Bu gözaltı, basın özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır ve kabul edilemez. İran rejimi, hak ihlallerinin medyada nasıl yer aldığından ziyade kendi halkına nasıl muamele ettiği konusuna daha fazla zaman harcamalıdır” ifadesini kullandı.
Hengaw’ın bildirdiğine göre Şark gazetesi için çalışan Lütfi, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
/DW/