Bir zamanlar Avrupa entegrasyon projesinin beşiği olan altı kurucu ülke, şimdilerde artan göç kaygıları nedeniyle radikal sağ partilerin doğuş alanı haline geldi.
1950’lerde Avrupa Topluluğu’nu kuran ve “İç Altı” olarak isimlendirilen Avrupa Birliği’nin altı kurucu ülkesinde (Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda) aşırı sağcı ve muhafazakar partilere verilen destek adeta sınır tanımıyor.
Zira Ipsos’un Euronews için Avrupa Birliği genelinde toplam 26 bin kişi ile gerçekleştirdiği özel anketin sonucu, bu iddiayı kanıtlıyor.
Bu arada euronews’in, anketinin 10 bini, altı kurucu ülkede gerçekleştirdi.
En çok okunanlarDEVAMIMoskova’da en az 60 kişinin öldüğü saldırıyıIŞİD üstlendi
AB’nin ‘atan kalbi’ olarak değerlendirilen ‘İç Altı’da yaşananları anlamak, Birliğin nabzını tutmak açısından her zaman hayati önem taşımıştır.
Ancak ankete göre, 6-9 Haziran’da yapılması planlanan Avrupa Parlamentosı seçimleri için sandalye tahminleri açısından önde gelen siyasi partilere basit bir bakış, bu ülkelerin nasıl hızla radikal sağa doğru eğildiğini gösteriyor.
Merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP), Almanya ve Lüksemburg’da anketlerde hala ilk sıralarda yer alıyor.
Ankete göre İtalya’daki sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin şimdiye kadarki en iyi seçim performansını göstermesi ve mevcut yedi milletvekili sayısını 23’e çıkarması bekleniyor.
Daha da etkileyici olanı, aşırı sağcı parlamento grubu Kimlik ve Demokrasi Partisi’ne (ID) bağlı üç parti Fransa, Hollanda ve Belçika’da anketlerde önde gidiyor.
Göç konusunda başarısızlık
Euronews’in anketine göre altı kurucu ülkeden Avrupa Parlamentosu’na gidecek merkez sağ ya da aşırı sağ partilere bağlı milletvekili sayısı 135’ten 153’e yükselecek.
Bu, bir sonraki Avrupa Parlamentosu’nun, Roma Antlaşması zamanında seçilmiş olsaydı, tamamen sağcı bir koalisyonun toplam seçilen milletvekillerinin neredeyse yarısını kolayca alabileceği anlamına gelirdi.
Adenauer, Schuman ve De Gasperi gibi Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun (AB’nin ilk hali) kurucu babaları, Geert Wilders veya Marine Le Pen gibi Avrupa entegrasyonunun en azılı muhaliflerinden bazılarının başarısından dehşete düşmüş olabilirler.
Ancak, AB yanlısı umutlar, muhafazakarlar ve merkez sağ partiler arasındaki mantık evliliğine bağlanmış durumda.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve EPP’nin önde gelen isimlerinden Margaritis Schinas, 19 Mart’ta Euronews On Air programına yaptığı açıklamada, “İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’yi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bir katalizörü olarak görmüyorum, onu aşırı sağa karşı bir baraj olarak görüyorum” dedi.
Değişen siyasi manzara, göç konularından kaynaklanıyor gibi görünüyor; Fransa (yüzde 62), Almanya (yüzde 53), Hollanda (yüzde 50), İtalya (yüzde 54) ve Belçika (yüzde 48) gibi ülkelerdeki anket katılımcılarının büyük çoğunluğu, AB’nin göç politikasına olumsuz etkisi olduğu yönünde görüş beyan etti.
Hollanda ve Almanya, yasa dışı göçle mücadelenin öncelikli olması gerektiğine inanan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alırken (sırasıyla yüzde 70 ve yüzde 65), Belçika, Fransa ve İtalya bu ülkeleri yakından takip ediyor (yüzde 62, yüzde 59 ve yüzde 54).
Diğer kazananlar ve kaybedenler
Euronews anketine göre, altı ülke arasında önemli bir değişim olması halinde, ilerici grupların temsiliyetinde de önemli bir düşüş yaşanabilir.
Yeşiller bloğunun 47 sandalyeden 32′ ye, ‘Avrupa’yı Yenile’ Grubunun ise 47’den 36 sandalyeye düşmesi bekleniyor.
Bu gerileme büyük ölçüde Almanya’daki Yeşiller ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans Hareketi dahil iktidar partilerine yönelik artan şüpheciliğe bağlanıyor.
Anketlere göre hem İtalyan hem de Alman sosyalist partilerinin güçlü kalması muhtemel.
Ancak Fransa, Belçika ve Hollanda’da eski Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ın iç politikaya dönüşüyle birlikte sosyalist partilerin performanslarında iyileşme bekleniyor.
İç Altılı’da halihazırda üye olmayan partilerdeki büyüme de dikkatle izlenmeye değer.
Özellikle iki popülist partinin; (Alman Sahra Wagenknecht İttifakı ve İtalyan Beş Yıldız Hareketi) Parlamento’nun gelecekteki yapısında dengeleri değiştirmesi bekleniyor.
Sahra Wagenknecht İttifakı, göç konusunda daha sert bir duruş sergileyerek ve sosyal koşullara daha fazla odaklanarak Alman solundan ayrıldı.
Nigel Farage’ın Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) ile zorlu ittifakın ardından ve bu yasama döneminde siyasi bir yuva bulma çabalarının başarısız kalmasının ardından, İtalyanBeş Yıldız Hareketi’nin potansiyel 16 Avrupa Parlamentosu üyesi, daha önce Grillini’yi birkaç kez reddeden Yeşiller için daha kabul edilebilir bir ittifak haline gelebilir.
6-9 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenecek ve 720 Avrupa Parlamentosu üyesinin belirleneceği seçimlerin, dünya çapında en büyük ve en demokratik etkinliklerden biri olması bekleniyor.
Kaynak: euronews