Van’da yaşanan kayyum protestoları sırasında gözaltına alınan 17 yaşındaki Muhammed Orhan’ın tutuklanma gerekçesi yargı tarihine geçecek cinsten. Orhan için tutuklama gerekçesi bulamayan mahkeme ‘Göz takibi’ diye yeni bir suç delili üretti.
Van Büyükşehir Belediyesine kayyum atanmasını protesto eden Vanlılar 2 gün boyunca sokaktan ayrılmadı. Tarihe 2-3 Nisan olayları olarak geçecek olayların ardından YSK yaptığı açıklama ile mazbatanın DEM Parti Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan’a verileceğini açıkladı.
Polisin sert müdahalesi ve yaşanan olayların ardından Van’da yüzlerce kişi gözaltına alındı.Gözaltına alınanlardan biri ise 17 yaşındaki Muhammed Orhan’dı. Muhammed’ in 18 yaşına girmesine ise sadece bir ay vardı, yani Mayıs ayında 18 yaşına girecekti.
Gülüşü ile Van’da yaşanan kayyum protestolarının simgesi oldu. İki polisin onu gözaltı aracına doğru götürürken kendisini izleyen basın mensuplarına dönerek gülümsemesi nedeniyle gülen çocuk olarak tanındı.
İki gün gözaltında kalan Gülen çocuk, dün savcılığa çıkarıldı. Kamuoyu onun serbest bırakılmasını beklerken Van Cumhuriyet Savcılığı tutuklanma talebiyle mahkemeye sevketti.
Gülen çocuk henüz 17 yaşında Van Sulh Ceza Mahkemesine çıktı ve kamuoyunun vicdanını yaralayan bir kararla, ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklandı.
Peki, neden tutuklandı. Hangi delil ve gerekçeler onun tutuklanmasına sebep oldu?
Mahkeme; tutuklama kararında protesto gösterisine katılanları ‘Örgüt mensupları’ olarak tanımladı. Mahkeme ve savcılığa göre “Muhammet Orhan’ın Beşyol mevki Hz.Ömer cami civarında yüzleri ve kimlikleri tanınmayacak şekilde kapatan, kamu mallarına zarar veren, terör örgütü lehine slogan atarak kamu düzenini bozan ve ikazlara rağmen dağılmayan grupta olduğunun tespit edilmiştir.” denildi.
Oysa hepimiz gördük, Muhammet gözaltına alındığında yüzü kapalı değildi. Yüzü gayet açıktı ve gülüyordu.
Mahkeme heyeti şuna kanaat getirdi: “Şüphelinin göz takibinden çıkmadan yapılan çalışma neticesinde yakalandığını tutanak altına alındığının anlaşılmakla, bu hususların şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller olarak hakimliğimizce kabul edildiği ve bu yüzden tutuklama nedeninin var sayıldığı, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğuna karar verilmiştir.”
Mahkeme somut delil dedi ama olay yeri görüntü ve fotoğraflarında Muhammed’in fotoğrafı yok, görüntüsü yok. Yani aslında mahkemenin somut delil dediği bir olgu yok. Ancak burada hukukta yeri olmayan bir delilden söz ediliyor. ‘Göz takibi’ denilerek çoğumuzun ilk defa duyduğu bir delil üretilmiş. Bir polis gözü ile Orhan’ı takip etmiş ve onun suç işlediğine dair tutanak hazırlanmış. Fotoğraf yok, görüntü yok ama polis demiş ki: ‘Ama ben gözlerimle gördüm’ ve bunu delil sayarak Muhammed Orhan tutuklandı.
Hukuk tarihine geçecek bu kararı Van Barosu Başkanı Sinan Özaras ve Gülen Çocuk Muhammet Orhan’ın avukatı Diyar Keserci ile konuştu.
Van Barosu Başkanı Sinan Özaras, göz değerlendirmesinin asla bir delil olamayacağını söyledi. Kolluk tutanaklarının bu manada bir delil değeri taşımadığını söyleyen Özaras; ” Bu değerlendirme hukuki olmayan bir değerlendirmedir. Göz takibi diye bir delil yoktur, toplumsal olayda polisin göz takibi yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Burada göz temasından söz etmek delil oluşturmaya çabadır.” diyerek verilen karara tepki gösterdi.
Orhan’ın avukatı Diyar Keserci ise; ” Kolluk tarafından hazırlanmış bir araştırma tutanağı var. Araştırma tutanağında Muhammet’in gösteri ve yürüyüşün içinde olduğu ve taş attığı belirtiliyor. Oradan yola çıkarak kolluğun göz takibi ile tutuklama kararı verildi. Polisin gösterdiği fotoğraflarda Muhammet Orhan’ın fotoğrafı yok, olay yeri görüntülerinde yok ama polisin gözünü delil yapıyorlar. Kolluğun fiziki takip durumu var, teknik araçlarla izlediği durumlar var. CMK 160 kapsamında var. Ama bu olay öyle değil, video yok, fotoğraf yok. Orada doğrudan gözaltına alınmış ve tutuklamak için bir gerekçe bulmaları lazımdı, bu gerekçeyide göz takibi gibi hukukta yeri olmayan bir delil ile gerçekleştirdiler.
Mahkemeye göre tutuklanma kararı ölçülü bir tedbirdi. Muhammet gülüşüyle kamu güvenliğini tehlikeye atmıştı, biraz daha gülerse ülkeyi bölecekti. O yüzden ilave tedbirle tutuklanmasında fayda vardı (!)
Gülen çocuk Muhammet Orhan; olmayan gerekçelerle ya da yeni icat edilmiş bir gerekçe ile tutuklandı ve ilk devlet dersinden geçemedi. Henüz 18 yaşında bile değil ama suçsuz olduğu halde kimbilir kaç ay yada yıl cezaevinde tutulacak.
/hbrcaldiran.com/