🔴 Aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) lideri Jordan Bardella, Fransa genel seçimlerinin ilk turundan birinci parti olarak çıkmasının ardından yaptığı zafer konuşmasında “tüm Fransızların başbakanı” olacağını söyledi…
Fransa’da Pazar günü yapılan genel seçimlerin ilk turunun aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin (RN) birinciliğiyle sonuçlanmasının hemen ardından partinin lideri Jordan Bardella, yaptığı zafer konuşmasında “Tüm Fransızların başbakanı” olma sözü verdi.
Yaptığı konuşmada, “Fransız halkı net bir karar verdi. Ulusal Birlik ve müttefiklerini liderliğe yükselterek değişim arzusunu teyit etti” dedi.
Ipsos tarafından yayınlanan sandık çıkış anketlerine göre, RN ülke genelinde oyların yaklaşık %34 aldı. Bu oran, solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının beş puan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans’ın liderliğindeki Cumhuriyet İçin Hep Birlikte (Ensemble) ittifakının ise 12 puan önünde.
Pazar günü yapılacak ikinci turun ardından aşırı sağcı RN, Ulusal Meclis’te 230 ila 280 arasında sandalye kazanabilir.
Bu, 9 Haziran’da meclis feshedilmeden önce sahip olduğu 89 sandalyenin ardından büyük bir artış anlamına geliyor. Ancak 289 sandalye gerektiren mutlak çoğunluğa ulaşması için yeterli olmayabilir.
‘Tüm Fransa halkının başbakanı’
Bardella’nın beş dakikalık zafer konuşması Paris’in merkezinde, dünyanın dört bir yanından gelen bir oda dolusu gazetecinin önünde yapıldı.
Bardella’dan yanında başka hiç kimse yoktu: Ne sonuçları gazetecilere aktaracak bir RN partisi yöneticileri, ne de tezahürat yapan destekçileri.
Hüzünlü görünen Bardella, “Tüm Fransa halkının başbakanı… muhalefete saygılı, diyaloğa açık ve her zaman halkın birliğiyle ilgilenen” bir başbakan olacağına söz verdi.
“Tarihi bir seçime yedi gün kaldı ve umarım bu ikinci tur [seçimleri] sakin, dürüst ve tüm Fransızların kurumlarına ve demokratik kurallarına saygılı bir ortamda gerçekleşir” dedi.
Bardella aynı zamanda sol ve merkez partileri de eleştirdi.
“Sonuçlara bakıldığında, bugün hala büyük ölçüde tanınmayan Cumhurbaşkanlığı ittifakının artık kazanacak durumda olmadığı açıktır” dedi. Emmanuel Macron’un merkezci koalisyonu 180’e yakın sandalye kaybedecek ve sadece 70 sandalyeyi elinde tutacak gibi görünüyor.
Solcu NFP’yi ise “en kötülerin ittifakı” olarak nitelendirildi ve iktidarı ele geçirmelerinin “düzensizliğe, ayaklanmaya ve ekonomimizin mahvolmasına yol açacağı” ifade edildi.
Radikal sol Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin lideri, Jean-Luc Mélenchon, Bardella’nın ismen andığı tek rakipti.
“Bay Mélenchon ve arkadaşları ulusumuzu varoluşsal bir tehlikeye atıyor” diyen Bardella, “tehlikeli aşırı solun” ülkenin terörist izleme listesinde yer alan adaylar öne sürdüğünü, “polisi silahsızlandırmayı”, “göç kapılarını açmayı” ve İslami ayrılıkçılığa karşı bir yasayı kaldırmayı planladığını iddia etti.
Buna karşın kendi oluşumunu “ulusal çıkarlar doğrultusunda eşi benzeri görülmemiş bir ittifak” olarak lanse etti. Fransızlara, başbakan olması halinde “haklarınızın, özgürlüklerinizin ve tüm Fransa halkını aynı özgürlük, eşitlik ve kardeşlik vaadinde birleştiren Cumhuriyetçi sloganımızın garantörü” olacağına dair yemin etti.
Önceliklerini satın alma gücünü arttırmak, düzen ve güvenliği yeniden tesis etmek ve “göç politikamızı kontrol altına almak” olarak sıraladı.
Aşırı sağa karşı Cumhuriyetçilerin stratejisi
Ulusal Birlik Partisi’nin eski lideri Marine Le Pen, Paris’in yaklaşık iki saat kuzeyindeki kalesi Hénin-Beaumont’ta bayrak sallayan yüzlerce destekçisinin önünde konuşma yaptı.
İlk tur seçim sonuçlarının “Macroncu bloğu silip süpürdüğünü” söylediğinde ve ikinci tura gerek kalmadan koltuğunu garantilediğini açıkladığında destekçilerinden büyük alkış aldı.
Le Pen ve Bardella aşırı sağın tek başına iktidar olabilmesi için oyların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Onlara [RN seçmenlerine] minnettarlığımı ifade etmek istiyorum ve 7 Temmuz Pazar günü son bir gayretle seferber olmaya çağırıyorum. Önümüzdeki Pazar günü verecekleri oy Beşinci Cumhuriyet tarihindeki en belirleyici oylardan biri olacaktır” dedi.
Le Pen, aynı zamanda “net bir çoğunluk olmadan, ülkenin acilen ihtiyaç duyduğu gerçek değişimi engellemek için her zaman birkaç eski kan davası, programlanmış atalet ve kirli numaralar olacaktır” uyarısında bulundu.
“Ulusal Birlik adaylarına oy vererek, birlik ve kardeşlik içinde ülkenin bir olma enerjisini yeniden keşfetmesini sağlayacaksınız. Önümüzdeki günlerde, haksız korku ya da uydurma tehditler kullanarak, başarısız olmuş ve devam eden bir sistemi sürdürmek isteyenlere karşı dikkatli olun” diye devam etti.
Ancak aşırı sağcı partinin mutlak çoğunluğa giden yolu, sol partiler tarafından koordine edilen “cumhuriyetçilerin adaylarını geri çekmesi” ile engellenebilir.
İki kişiden fazlasının %12,5’in üzerinde oy alarak ikinci tura kalmaya hak kazandığı seçim bölgelerinde, (Ipsos anket şirketi bu bölgelerde yaklaşık 250 sandalye olduğunu tahmin ediyor) sol partiler, RN karşıtı oyların bölünmesini önlemek için üçüncü sıradaki adaylarını geri çekeceklerini söylediler.
Bu strateji Cumhurbaşkanı tarafından da benimsenmiş görünüyor. Macron yaptığı açıklamada “Ulusal Birlik karşısında, ikinci tur için geniş, açıkça demokratik ve cumhuriyetçi bir mitingin zamanı geldi” dedi.
/euronews/