Gezi barikatlarında dövüşen Sosyalist Gençlik olarak, “Beraber Savunduk, Beraber İnşa Edeceğiz!” şiarıyla, yönümüzü yanı başımızdaki Rojava Devrimi’ne döndük. Devrimin direniş sembolü olan yıkılmış kent Kobanê’yi inşa etme kararı, devrimci gençlik hareketi açısından yazılacak yeni bir tarihin ilk sayfasıydı. Sosyalist Gençlik olarak bu tarih yazımını bir tercihten ziyade tarihsel bir sorumluluk olarak önümüze aldık.
Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimine yeni bir soluk aldırma, Gezi’nin isyanını Rojava Devrimi ile buluşturma cürretimiz 2015 yılında AKP-IŞİD ortaklığıyla imha edilmek istendi.
İki devrimci mevzinin arasında köprü görevini üstlenen Sosyalist Gençlik’ten korkan faşist rejim, birleşik devrimin gelişimini durdurmak amacıyla Suruç’ta 33 Düş Yolcu’muzu katletti.
Suruç’tan bugüne katliam zincirine her geçen gün yeni halkalar eklendi.
O gün, o bombanın pimini çekme talimatı verenler daha sonra benzer birçok katliam için talimat vermeye devam etti. Katillerin önüne konulmayan barikatlar, 9 yıldır 20 Temmuz’da “Suruç İçin Adalet!” mücadelesi veren gençliğin önüne konuluyor.
Onur ve özgürlük mücadelemizin önüne konulan bu barikatları aşmanın yegâne yolunun örgütlü mücadeleden geçtiğinin farkındayız.
Suruç’u uğrak, Rojava’yı istikamet edinen 33’lerden bize kalan görevler, faşizme karşı antifaşist birleşik mücadeleyi büyütmek ve devrimci gençlik hareketinin politik düşünüş ve eyleyiş biçimini ileri taşımaktır.
Bu görev ve sorumlulukların bilinciyle Onların izinde, onlar gibi yürümeye devam edeceğiz.
Aslolan yürümektir!
Suruç’un hesabı sorulacak!”
SOSYALİST GENÇLİK DERNEKLERİ FEDERASYONU
MERKEZ YÜRÜTME KURULU