Biri; Öcalana uygulanan ve kendi hukukunu, yasalarını bile tanımayan, ahlak ve insanlık dışı tecrit politikası.
Diğeri; kendi koyduğu seçim yasalarını uygulamayan ve sandıktan çıkan Kürt halkının iradesini tanımayan Kayyım uygulamaları.
Ki her ikisinde de artık tuz kokmaya başladı!
Siyasetin normalleşmesini istiyorsanız; Öcalan üzerinde uyduruk gerekçelerle uyguladığınız Tecrit oyuna son verin.
Ve ayrıca Kürt halkının sandıktan çıkan iradesini tanıyın. Yeni oyunlar, tuzaklarla Kayyım atama arayışından vazgeçin.
Açıktır ki bu haksız, hukuksuz, vicdansız iki mesele olmazsa, Kürt halkı ve siyaseti ulusal özgürlük, demokrasi, ekonomik-sosyal haklar uğruna mücadele gibi kendi programatik hedefleri uğruna mücadele edecek, bunlar için yollara düşüp yürüyüş yapacak…!
Burada devlete çağrımız Kürt meselesinde savaş siyaseti yerine barışçıl demokratik çözüme dönmesidir.
50 milyon Kürdü içeride ve sınır ötesinde savaş politikalarıyla yok edemezsiniz! Düştüğünüz açmazı görüyorsunuz değil mi? Suriye ve Rojava Kürdistan’ında kalmak istiyorsunuz, kalamıyorsunuz.
Çıkmak istiyorsunuz, çıkamıyorsunuz.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi coğrafyasında sürdürdüğünüz savaş siyasetinin geldiği ve daha çıplak geleceği yer Suriye’de düştüğünüz konumdur.
Dolayısıyla, Tecride, Kayyıma ve Savaşa son verin…