Başakşehir Futbol Akademisi açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “futbola husumetin, holiganlığın, kavganın, ideolojinin girmesi, her şeyden önce sporun ruhuna zarar verir. Elbette herkesin tuttuğu bir takımı, renklerine aşık olduğu bir kulübü, tekniğini, karakterini, oyununa hayranlık duyduğu bir futbolcusu mutlaka vardır. Ama hiçbir şey ülkemizin ve milletimizin huzurundan daha mühim değildir” dedi.
Bir futbolcu ile ülkemizin ve milletimizin huzuru arasında nasıl bir bağ var, ben anlamadım.
Zaten dış güçlerin bize oyunu olan İnstagram ile mücadelemiz sürüyorken, birde bu çıktı başımıza!
Arda Güler’in atacağı goller mi huzuru getirecek ülkemize? Eğer öyleyse yandık… Arda, golü kaçırırsa vatan elden gitti demektir!
Sergen mi, Alexs mi ülkenin ve milletin huzurunu bozuyor? Aleks yabancı olduğu için ‘Dış güçler’ retoriğine uygunluk gösterdiğinden şüphe etmiyor değilim. 10 yıl sonra Antalyaspor’un hocası olarak dönmesi de garip ama bunu da Hakan Fidan düşünsün, bana ne!
Erdoğan, “Boşverin bu işleri, önemli değil, önemli olan devletin bekası, milli güvenlik” diyorsa bunu neden bir spor akademisinde söylüyor?
Eğer buradan bakacak olursak o zaman kepenkleri kapatın; Türkiye, Kuzey Kore olsun.
Milli Güvenlik sorunu varken (!) sanatın, edebiyatın, bilimin ne önemi var?
AKP ülkenin güvenliği için mücadele eden tek hükümet olduğunu iddia ediyor. Ondan öncekiler Menderes, Demirel, Çiller ,Yılmaz, Ecevit, Özal’ın bu konudan haberi yokmuşta, güvenlik sorununu kendisi keşfetmiş gibi davranıyor.
Halbuki onlarda devletin bekası diye uyanır, devletin bekası diye yatarlardı. Ama hiçbiri çıkıp ‘Herşey yalan, tek gerçek güvenlik sorunu’ demiyorlardı. Aksine ‘siz her türlü yaşam aktivitenize devam edin, güvenliği biz sağlarız’ diyorlardı
AKP hükümeti, güvenlik politikalarının bedelini 85 milyona ödetmeye çalışıyor. Bir kaç yıl önce vatandaşlara ‘Bir kurşun kaç para, haberin var mı?’ diye çıkışan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporcu yetiştirmek için açılan futbol akademisinde ‘Önemli olan güvenlik’ diyor.
Futbol akademisinden çok Hava Harp Akademisindeymiş gibi konuşuyor. Ekonomide, siyasette, dış politikada yaşadığı sıkışmışlığı ‘Önemli olan devletin bekası’ diyerek ileri bir tarihe erteliyor. Uzun süredir Türkiye’nin tek güvenlik sorunu haline gelen AKP, faturayı vatandaşa çıkarıyor, vatandaşa ayar veriyor.
‘Sporun ruhuna zarar gelmesin’ diyor ama bu ülkede son 20 yıldır sporun ruhuna kim zarar veriyor, defalarca tanık olduk. Bunu son olarak demokratik olması gereken Federasyon seçimlerinde açık açık Mehmet Büyükekşi’yi destekleyen AKP Genel Başkanı söylüyor.
Muhalefette, ender gelişen Osasuna atakları gibi… Bir türlü içeriye deplase olamadılar. Kendi ekseni etrafında dönen bir muhalefetimiz var. Uzaktan kaleyi düşünen bir muhalefet ne zaman olacak, yıllardır bekliyoruz!
Bu arada Devlet Bahçeli, Amedspor 1. lige çıktı diye hayata mı küstü bilmiyorum ama bir süredir görünmüyor. Son olarak yürümekte zorluk çektiği görülen Bahçeli’nin takımdan ayrı düz koşulara başladığı öğrenildi. Sahalara döner dönmez, o da muhtemelen milli güvenlik sorunu diyerek köpek katliamına karşı çıkan Türkiye Hayvan Haklarını Koruma Derneğinin (THKD) kapatılmasını isteyerek ayağa pas yapacaktır.
Cumhur İttifakı’nın yeni transferi Meral Akşener ise ön alanda prese devam ediyor.
Velhasıl; ‘Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet’ten sonra futbolun da Tek el’den yönetildiğini hepimiz biliyoruz. Kim ki spora siyaseti karıştırmayın diyorsa, bilin ki kendisi karıştırıyordur.
Saddam Hüseyin’in oğlu Uday Hüseyin, Irak Milli Takımı 1994 dünya kupasına gidemedi diye bütün takımı falakaya yatırmıştı. Uday, ‘Babamın rejimini tehlikeye attınız’ diyerek tamamını futboldan men etmişti.
Futbolu rejimin koruyucusu bir spor haline getirirseniz, işin içinden çıkamazsınız. Bakmayın birilerinin futbol sadece futbol değildir dediğine; futbol sadece futboldur
Bugün futbola bayağı siyaset karıştırdım ama önce onlar yaptı, ben yapmadım!