İsrail, Hamas’ın 7 Ekim 2023 saldırısı sonrası önce Gazze’ye askeri saldırı başlattı. Diğer yandan İsrail sınırına komşu Güney Lübnan’da üstlenen İran destekli Hizbullah Örgütüne karşı ilk başta ‘’düşük yoğunluklu’’ ama daha sonra dozu artarak devem eden bir çatışmaya tutuştu.
İsrail ordusunun Güney Lübnan’a geniş çaplı bir askeri saldırı başlatması an meselesiyken Hizbullah militanlarının taşıdığı 3 bine yakın çağrı cihaz ve telsizlerini aynı anda patlattı. Bu siber saldırının nasıl gerçekleştiği tartışılırken, İsrail olayın üzerinde iki geçtikten sonra başken Beyrut’ta iki üst düzey Hizbullah komutanını hava saldırısıyla öldürdü. Bu son saldırıların Hizbullah için nasıl sonuçlar doğurduğu tartışılmaya başlandı.
Almanya kamu televizyonu ARD’in Kahire muhabiri Moritz Behrendt, saldırıların Hizbullah üzerinde olası sonuçlarına ilişkin bir analiz kaleme aldı. Behrendt analizinde şu görüşlere yer veriyor:
‘’Önce patlayan çağrı cihazları, sonra radyolar, şimdi de Beyrut’taki saldırı. Lübnan halkı arasında belirsizlik var ve Hizbullah saldırılara misilleme yapma tehdidinde bulunuyor. Peki Hizbullah milisleri bu saldırılar sonucu ne kadar zayıflamış durumda?
Beyrut’un güneyindeki saldırı bölgesinde kurtarma görevlileri enkazı temizlemeye ve daha fazla kurbanı kurtarmaya çalışıyor. Lübnan’da pek çok kişi ölü sayısının artacağını düşünürken, Lübnan halkından yükselen sesler belirsizlik, güçsüzlük ve öfke karışımını yansıtıyor. Yaşlı bir adam şöyle diyor:
‘’İsrail savaş suçu işliyor. Bu bize Gazze’deki eylemleri hatırlatıyor – şimdi Lübnan’da da oluyor. İsraillilerin son üç günde yaptıkları tüm kırmızı çizgileri aşıyor.’’
Önce yüzlerce çağrı cihazı, ardından telsizler patladı; dün de Beyrut’un güneyinde Hizbullah’ın üst düzey yetkililerinin toplandığı anlaşılan bir kule bloğu bombalandı.
İsrail ordusu Hizbullah’ın da Hamas gibi saldırı planladığı iddia ediyor. BU nedenle söz konusu saldırı planıyla bağlantılı olduğu iddia edilen iki Hizbullah komutanının öldürüldüğü iddia ediliyor.
Şii milisler gece boyunca ve sabah saatlerinde İsrail saldırısında hangi komutanların öldürüldüğünü kademeli olarak açıkladı. En yüksek rütbeli isim ise özel Kuvvetler birliği Radwan başındaki İbrahim Akil’di. ABD’ye göre Akil 1983’te Lübnan’ın başkentindeki Amerikan elçiliğinin bombalanması olayına da karışmıştı. Bu nedenle Washington hükümeti teröristin başına yedi milyon dolar ödül koymuştu.
İsrail ordu sözcüsü Akil’in İsrail’e karşı 7 Ekim’deki yıkıcı Hamas katliamına benzer bir saldırı planladığını iddia etti.
Hizbullah’a göre, 7 Ekim’den sonra Hizbullah özel kuvvetlerinin askeri operasyonlarını yöneten Ahmed Mahmud Vehbi de öldürülenler arasındaydı.
İran tarafından silah ve para ile desteklenen Hizbullah, hiyerarşik olarak sıkı bir şekilde örgütlenmiş bir milis örgütü olarak kabul ediliyor. Liderlerinden birçoğunun çok kısa bir süre içinde öldürülmesine nasıl tepki vereceği belirsiz.
Lübnanlı siyaset bilimci Wassim Bazzi, “Hizbullah’ın bireylere olan bağımlılığını azaldığını varsayıyorum” diyor ve ekliyor:
“Yerleşik bir örgüt. Her kayıpta otomatik olarak devreye giren iki ya da üç alternatif var.”
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah önceki gün -yani son saldırıdan önce- yaptığı bir konuşmada milislerinin zayıfladığını itiraf etti. Net bir ifade kullanmadan İsrail’i misilleme yapmakla tehdit etmişti. Nasrallah, Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırılarının sona ermesinin ancak İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurması halinde mümkün olabileceğini söyledi.
Hizbullah ve İsrail ordusu geçtiğimiz Ekim ayından bu yana özellikle Lübnan-İsrail sınır bölgesinde neredeyse her gün çatışıyor.
Haber ajanslarının sayımlarına göre İsrail o tarihten bu yana yaklaşık 500 Hizbullah üyesinin yanı sıra 150’den fazla sivili öldürdü. Hizbullah ise 24 İsrail askerini ve 14 sivil öldürdü. 12 çocuk da Temmuz ayı sonunda İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’ne düzenlenen roket saldırısında hayatını kaybetti. İsrail ve ABD bu saldırıdan Hizbullah’ı sorumlu tutuyor.
/ARD/
