Almanya ve Fransa, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nu, göç ve mülteciler konusunda bir anlaşma sağlanması amacıyla İngiltere ile müzakereler yürütmeye çağırdı. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ile Fransız mevkidaşı Gérald Darmanin’in birlikte kaleme aldığı ve Komisyonu’a gönderdiği mektupta, “İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılması (Brexit), göç politikası konusundaki koordinasyonumuz üzerinde oldukça olumsuz etki yarattı” ifadeleri kullanıldı. Mektupta, bu nedenle AB Komsiyonu’nun İngiltere ile bir anlaşma sağlanması amacıyla müzakere yürütmek üzere derhal yetkilendirilmesinin şart olduğu kaydedildi.
Faeser ile Darmanin’in ortak mektubunda, “Birleşik Krallık ile Schengen Bölgesi arasında yolcu ulaşımının düzenlenmesindeki koordinasyonda görülen eksiklikler düzensiz göçün hareketlilik kazanmasına yol açıyor” denildi.AB Göç ve Sığınmacılardan Sorumlu İçişleri Komiseri Ylva Johansson’a gönderilen yazıda, mevcut durumun özellikle Manş Denizi ve Baltık Denizi üzerinden Birleşik Krallık’a gitmeyi deneyen insanların hayatını tehlikeye attığı da savunuldu.
Johansson’a adreslenen mektupta ayrıca, “Düzensiz göç ile Schengen Bölgesi’ne gelen her üç kişiden birinin, Avrupa kıtası üzerinden İngiltere’ye giden göç rotalarını” kullandığı vurgulanıyor. Ayrıca mektupta, İngiltere’nin göçmenlere yasal kabul imkanları sunmamasının insanları yasa dışı yollara başvurmaya ve insan kaçakçılarının ağına düşmeye sürüklediği de iddia ediliyor.
İngiltere ile müzakereler için şartlar uygun
Faeser ve Darmanin’e göre, Brüksel ile iş birliğine hazır görünen yeni İngiltere hükümetinin varlığı, göç konusunda söz konusu somut adımların atılması yönünde müzakereler yürütülmesine uygun bir dönem arz ediyor.
Almanya ve Fransa İçişleri Bakanları, Komisyon’un müzakelerdeki hedefinin de özellikle ailevi ve mesleki sebeple yasal göçün sağlanması ile düzensiz göç ve iltica ile mücadeleye dair konuların netliğe kavuşturulması olması gerektiğini düşünüyor.
İki bakan, AB üyesi ülkelerin şimdiye kadar göç ve iltica konusundaki uzlaşılara uymamasının da büyük eksiklik olduğunu belirterek Dublin Anlaşması olarak bilinen ve sığınmacının ilk giriş kaydı yapılan ülkede iltica başvurusunun değerlendirilmesi için yakalandığı ülkeden kayıtlı olduğu ülkeye gönderilemesinde yaşanan sorunlara işaret ediyor ve kimi ülkelerin sığınmacıları geri almamasını eleştiriyor.
Son yıllarda özellikle İtalya gibi ülkeler kendi topraklarında kayıt altına alınan, ancak başka bir AB ülkesinde yakalanan mültecileri, ülkedeki yoğun sığınmacı varlığı gerekçesiyle geri almayı reddediyor. Buna dikkat çeken Alman ve Fransız bakanlar, AB Komisyonu’na gönderilen mektupta şu ifadeleri kullanıyor:
“Dublin Anlaşması’nın bazı üye ülkelerce aylardır nadiren ya da hiçbir şekilde dikkate alınmıyor olmasını endişeyle karşılıyoruz. Dublin kapsamında sığınmacıların ilk kayda geçtiği ülkeye kabulünün tek taraflı olarak reddi kabul edilemez. Böylesi bir tutum AB tarafından kabul edilen iltica anlaşmasının uygulanmasına dair güvenin de altını oyuyor.”
Faeser ve Darmanin’in ortak mektubunda, bu gidişatın AB’nin yapacağı her reformun baştan “anlamsız ve etkisiz olacağı” görüntüsü yaratacağına işaret edilerek güven sarsıntısı ihtimaline karşı Komisyon uyarılıyor.
/Ajans/
