ABD Başkanı Joe Biden, Ocak ayında Beyaz Saray’dan ayrılıp başkanlığı Donald Trump’a devretmeden önce Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile son kez bir araya geldi.
Xi şimdiden Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönüşünü ve ‘Önce Amerika’ politikalarını bekliyor ve Pekin’in “yeni bir ABD yönetimiyle çalışmaya hazır olduğunu” söylüyordu.
Peru’da düzenlenen yıllık Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmeler sırasında Xi, istikrarlı bir Çin-ABD ilişkisinin sadece iki ülke için değil, aynı zamanda “insanlığın geleceği ve kaderi” için de kritik önem taşıdığı uyarısında bulundu.
Trump’tan ismen bahsetmeyen Xi, yeni başkanın kampanya dönemindeki korumacı söyleminin ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir dip noktasına yol açabileceği endişesini dile getirdi.
ABD Başkanı Biden, iki ülke arasındaki ilişkilerin nereye gittiği konusunda daha geniş bir çerçevede konuştu.
Sadece son dört yılı değil, iki liderin birbirlerini tanıdıkları dönemden itibaren ikili ilişkileri değerlendirdi.
Biden, “Her zaman aynı fikirde olmadık ama konuşmalarımız her zaman samimi ve açık sözlü oldu. Birbirimizle asla dalga geçmedik,” dedi.
“Bu konuşmalar yanlış hesaplamaları önlüyor ve iki ülke arasındaki rekabetin çatışmaya dönüşmemesini sağlıyor.”
Biden’ın Xi’ye Kim Jong Un üzerindeki nüfuzunu kullanarak Kuzey Kore’yi Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına verdiği desteği daha da derinleştirmekten vazgeçirmesi için baskı yapması bekleniyordu, ancak böyle bir görüşmenin gerçekleştiğine dair herhangi bir haber gelmedi.
Cuma günü Biden, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Seok Yul ve Japonya Başbakanı Şigeru Işiba, Kim’in Rusya’nın Kursk sınır bölgesinde toprak ele geçiren Ukrayna güçlerini geri püskürtmek için Moskova’ya yardım etmek üzere binlerce asker gönderme kararını kınadı.
Biden bunu “tehlikeli ve istikrarı bozucu bir iş birliği” olarak nitelendirdi.
Beyaz Saray yetkilileri, Kuzey Kore’nin ticaretinin büyük çoğunluğunu gerçekleştiren Pekin’in Pyongyang’ı dizginlemek için daha fazlasını yapmamasından duydukları hayal kırıklığını dile getirdiler.
ABD ve Güney Koreli istihbarat yetkililerine göre Kuzey Koreliler Rusya’ya topçu ve diğer mühimmatları da sağladı.
Belirsiz bir gelecek
Çin’den ithal edilen mallara yüzde 60 gümrük vergisi getirme vaadiyle seçim kampanyası yürüten Trump’ın başkanlığı döneminde ABD-Çin ilişkilerinin nasıl bir seyir izleyeceği konusunda bazı belirsizlikler var.
Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e karşı kazandığı zaferin ardından Trump’a bir kutlama mesajı gönderen Xi, Washington ve Pekin’e aralarındaki farklılıkları yönetme ve yeni dönemde iyi geçinme çağrısında bulundu.
Xi, “Gelişen büyük bir bilim-teknoloji devriminde, ne ayrışma ne de tedarik zincirinin bozulması bir çözüm değildir,” dedi.
Beyaz Saray ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Biden yönetimi yetkililerinin Trump ekibine Pekin ile yoğun rekabeti yönetmenin karşılaşacakları en önemli dış politika zorluğu olacağını tavsiye edeceklerini söyledi.
Biden, Xi ile olan ilişkisini uluslararası sahnedeki en önemli ilişkilerden biri olarak gördü ve bu ilişkiyi geliştirmek için çok çaba sarf etti.
Biden, “On yılı aşkın bir süredir, siz ve ben hem burada hem Çin’de hem de bu ikisi arasında birçok saati birlikte geçirdik,” dedi.
“Bu konularla ilgilenmek için uzun zaman harcadık.”
/euronews/