KCK: Katliamların hesabı mücadelenin yükseltilmesiyle sorulur

GenelGündem

Maraş Katliamı, 2’nci Paris Katliamı ve Roboski Katliamı ile Kürt gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesi üzerine bir açıklama yayınlayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, katliamların hesabının sorulması için mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

Açıklamada Rojava’ya yönelik saldırılara karşıda dayanışma ve harekete geçme çağrısı yapıldı.

KCK açıklamasında öne çıkanlar şöyle:

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklaması şöyle:

MARAŞ KATLİAMI

Maraş Katliamı, Kürt soykırımı planı kapsamında Fırat’ın batısının Kürtlerden boşaltılması amacıyla gerçekleştirilen bir katliamdır. Soykırımcı sömürgeci Türk devleti, Kürt soykırımını gerçekleştirmek için Fırat’ın batısını stratejik bir hat olarak ele almış ve yönelimlerini burada yoğunlaştırmıştır. Çünkü Fırat’ın batısı Kürdistan’ın Türkiye’ye olan sınırıdır. Bundan dolayı Türk devleti buradan başlayarak Kürt soykırımını geliştirmeye ve Kürdistan’ın tümüne yaymaya çalışmıştır. Bundan dolayı da burada yaşayan Kürt-Alevi halkımız sayısız katliama maruz kalmış, büyük acılar çekmiştir. 1978 Maraş katliamında görüldüğü gibi katliamdan sonra burada yaşayan Kürt-Alevi halkımız göçe zorlanmış ve bölgenin demografik yapısı değiştirilmiştir. Günümüzde AKP-MHP iktidarı bu soykırımcı politikayı sürdürüyor, Kürdistan’ın tümüne yaymaya çalışıyor. Rojava’ya yönelik gerçekleşen işgaller ve hazırlanan yeni işgal planları bu zihniyet ve siyasetin derinleştirilerek sürdürüldüğünü ortaya koyuyor.

ROBOSKÎ KATLİAMI

Türk devletinin katliamcı gerçeğini ortaya koyan olaylardan biri de Roboskî köylülerinin savaş uçaklarıyla bombalanarak hunharca katledilmeleridir. Katledilenlerin önemli bir kısmı çocuk yaştaydı. Roboskî Katliamı üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen katliamı gerçekleştirenlere dokunulmadığı gibi, katliamın emrini veren ve birinci dereceden sorumlusu olan Tayyip Erdoğan katliamı açıkça savunmuştur. Öyle ki bombardımanı yapan pilotları, askeri yetkilileri kutlamıştır. Bütün katliamlarda olduğu gibi Roboskî Katliamı’nda da bir kez daha Kürtleri katletmenin suç olmadığı, bunun bir devlet politikası olduğu ortaya çıkmıştır.

İKİNCİ PARİS KATLİAMI

Soykırımcı sömürgeci Türk devleti 23 Aralık 2022 tarihinde Paris’te KCK Yürütme Konseyi Üyemiz Evîn Goyî, sanatçı Mir Perwer ve Kürt yurtseveri Abdurrahman Kızıl’ı katletmiştir. Bu katliam İkinci Paris Katliamı olarak tarihe geçmiştir. Çok açıktır ki İkinci Paris Katliamı da Birinci Paris Katliamı’nda olduğu gibi Avrupa devletlerinin ve istihbarat örgütlerinin desteğiyle gerçekleşmiştir. Eğer Avrupa devletinin desteği olmasaydı Türk devleti bu katliamları yapamazdı. Her iki katliamın üstünün örtülmesi bu gerçeği ortaya koymaktadır. Paris katliamlarında en çok töhmet altında olan Fransa devletidir. Ancak şimdiye kadar Fransa devleti bu katliamları aydınlatmak için herhangi bir adım atmamıştır. Bu da gittikçe halkımızın Fransa devletine olan kuşkusunu artırmaktadır. Fransa devleti, üzerindeki töhmetten kurtulmak için bu katliamları mutlaka aydınlatmalıdır. Kürt halkının beklentisi budur.

Bu katliamların yıldönümü vesilesiyle halkımıza, dostlara, devrimci demokratik güçlere çağrımız şudur. Katliamların hesabı ancak mücadelenin yükseltilmesi ve bu temelde katliamcı düşmanın planlarının boşa çıkarılmasıyla sorulabilir. Bunun için mücadelemizi yükselterek işgalci, soykırımcı saldırılara karşı direnişimizi büyütmeli ve katliamcı düşmanın planlarını bozmalıyız. Herkesi bu temelde Rojava’ya yönelik yürütülen saldırılara karşı her yerde direnişi geliştirmeye çağırıyoruz.

Son olarak katledilen özgür basın emekçileri Cihan Bilgin ve Nazım Daştan şahsında bütün devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz…”

İlginizi Çekebilir

İran: Suriye’deki mevcut yönetimle doğrudan bir bağlantımız yoktur
Trump: Meksika’daki uyuşturucu kartellerini terör örgütü ilan edeceğim

Öne Çıkanlar