Fidan, Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi ile bugün Bakanlık’ta düzenlenen 3 artı 3 formatındaki toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
3 3 formatının olağanüstü gelişmeler karşısında hızlı müdahale için önemli olduğunu belirten Fidan şöyle konuştu:
“Gündemimizde başta Suriye olmak üzere temel bütün gelişmeler vardı. Suriye’den başlayacak olursak zaten Esad rejiinin düştüğü ilk günden itbaren değerli kardeşimle ve Ürdün hükümeti ile çok yakın bir koordinasyon içerisinde bu meseleyi beraber görüşüyorduk.
Suriye’de kalıcı istikrarın önemini hep beraber vurguladık. Yeni idarenin uluslararası çapta, bölgesel çapta desteklenmesi, özellikle kuşatıcı bir hükümetin kurulması, bir an önce temel hizmetlerin sunulması, istikrarın sağlanması yolunda atılması gereken adımların ne olacağına ilişkin görüşlerimizi kendilerine iletilmesi ve Suriye halkıyla yeni yönetimle tam bir dayanışma içerisinde bu amaçla olunması konusunda hemfikir kaldık.
Suriye’de ve bölgede etkisini devam ettiren DEAŞ tehlikesine karşı hep beraber neler yapabiliriz, Suriye’deki yeni ortamdan eğer DEAŞ istifade etmek isterse hem askeri yetkililerimiz hem istihbari yetkililerimiz masada tartıştık. DEAŞ’ın şu anki konjonktürde neler yapabileceğini, nereden bir kalkışmada bulunabileceğini buna mukabil atacağımız ortak adımların ne olacağı, nasıl olacağı tatktik ve stratejik düzeyde bunları çok geniş bir şekilde tartıştık.
PKK ile alakalı hassasiyetlerimiz, bölgede PKK’nın YPG’nin mevcut durmdan istifade etmemesi, silahlarını bırakarak yeni yönetime bir an önce dahil olması, teröristlerin bölgeden çıkmaları konularını da konuştuk. Müteakip toplantılarda hem Iraklı hem Suriyeli yetkililerin olduğu bir formatta bir araya gelip konuları özellikle komşu ülkeler formatında da tekrar nasıl ele alabiliriz onu da gözden geçirdik.”
“Suriye konusunda tutumlarımız aynı”
Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi ise şunları kaydetti:
“Çok kapsamlı bir diyalog içerisinde olduk. Amacımız iş birliğini ve koordinasyonu bu dönemde özellikle daha da arttırma zaruriyeti hasıl olmuştur. Yeniden Suriye’nin imar edilmesi, bağımsız bir Suriye’nin tesisi için neler yapılabileceği; ayrıca bildiğiniz gibi İsrail’in Gazze’ye saldırıları devam etmektedir, Filistin kardeş halkı orada zorluklar içerisinde bağımsız, egemen bir devlet kurma hakkı vardır ancak bu da gasp edilmektedir.
Suriye konusunda tutumlarımız aynıdır. Suriye güvenliğine ve istikrarına tekrar kavuşmalı ve yeniden kalkınma hamlesine girmeli. Hürriyetine, egemenliğine kavuşmalıdır. Bütün kesimler haklarını almalıdır. Kardeşlik ve sadakat içinde biz Suriye ve Suriye halkına yaklaşımlarımızı sürdürmekteyiz. Her iki ülke olarak Suriye’nin komşusuyuz. Suriye’nin istikrarı bizim de aynı şekilde güvenlik ve istikrarımızdır. Suriye’de bir kaosun çıkması bizim işimize gelmez ve ortak güvenliğimizi de etkiler. Dolayısıyla bizim buradaki mesajımız tektir: Suriye halkının kendi iradesiyle ayakta durmalı, ülkesini tekrar kalkındırmalı, güvenliğini ve egemenliğini sağlamalı.
Suriye halkının ne ihtiyaçları varsa onları vermeye hazırız. Önemli olan Suriye halkının kendi ülkesinde istiktarlı bir şekilde yaşama hakkıdır. Suriye’nin egemenliği ve bağımsızlığına helal getirebilecek herhangi bir saldırıya karşıyız. Özellikle İsrail’in Suriye topraklarını işgal etmesine karşıyız…”
/anka/