KDSÖY: Sonuçların uygulanmasına katılmayacağız
KDSÖY’den Şam’daki konferansla ilgili yapılan açıklamada, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), Suriye Demokratik Konseyi ya da Kürt Ulusal Birliği Partileri’nin (PYNK) davet edilmediğine işaret edilerek Suriye geçiş dönemi yönetiminin diyalog ve ortaklık konusundaki yaklaşımının hayal kırıklığı yarattığı belirtildi.
Konferansı “şekil ve içerik açısından reddettiğini” belirten KDSÖY, konferansın azınlık gruplarını, dolayısıyla Suriye halkını yeterince temsil etmediği eleştirisinde bulunarak konferans sonuçlarının uygulanmasına katılmayacağını açıkladı.
KDSÖY yetkilisi Hasan Muhammed Ali de AFP ajansına yaptığı açıklamada, “Kürtlerin dışlanmasının olumsuz yansımaları olacağını ve Suriye’nin on yıllardır muzdarip olduğu sorun ve krizlere çözüm getirmeyeceğini” belirtti.
“Türkiye’dekilere Avrupa’dakilerden önce haber verildi” iddiası
Diğer yandan konferans organizasyonunda Kürtler dışında Avrupa, ABD ve Kanada’daki bazı muhalif isimlere davetiyelerin çok geç gönderildiği, Türkiye’deki muhaliflere ise davetiyelerin vaktinden çok önceden gönderildiği iddiası ortaya atıldı.
Alman haber ajansı dpa’ya konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir muhalif, Avrupa, ABD ve Kanada’da yaşayan bazı muhalif isimlerin konferansta yer almadıklarına işaret ederek “Bazı muhalif liderler davetiyeyi konferansın başlangıcından 24 ya da 48 saat önce aldı” eleştirisinde bulundu.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin Başkanı Rami Abdülrahman da yine dpa’ya yaptığı açıklamada “Türkiye’ye sadık muhalif aktörlerin erkenden davet edildiklerini” söyledi.
Konferansa fiziken katılan 600 davetlinin yanı sıra çoğu yurt dışından olmak üzere yaklaşık 10 bin kişi de internet üzerinden bağlandı. Katılımcılar arasında sivil toplum kuruluşları, dini cemaat temsilcileri, muhalifler ve sanatçılar da yer aldı.
Şara’dan “silah tekeli” ve “hukukun üstünlüğü” vurgusu
Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı HTŞ’li Şara, konferansta yaptığı konuşmada devletin silah tekeline sahip olmasının önemine vurgu yaptı. Ahmed Şara, “Suriye bölünemez. Suriye bir bütündür ve gücü birliğinde yatmaktadır” dedi, “Silah tekelinin devlette olması ve silah birliği bir lüks değil, bir görev ve zorunluluktur” ifadesini kullandı.
Şara, ülkenin “tarihî yeni bir aşamada” bulunduğunu belirterek hukukun üstünlüğüne de vurgu yaptı. Geçiş dönemi yetkililerinin en önemli görevlerinden birinin Suriyelilere yönelik suç işleyenlerin ortaya çıkarılması olduğunu belirten Şara, “Devletimizi hukukun üstünlüğü üzerine inşa etmek zorundayız. Ve hukuka onu oluşturanlar da saygı duymak zorundadır” dedi.
Şara, vatandaşların haklarının tesis edilmesi, adaletin sağlanması ve suçluların adalete teslim edilmesi için geçiş dönemi yargı organı kurulması için çalışmaların devam ettiğini söyledi.
18 maddelik bildiri
Şara’nın mesajları, konferansın 18 maddelik kapanış bildirgesinde de yer buldu. Suriye’nin bütünlüğü ve egemenliğine bir kez daha vurgu yapılan bildiride, “resmi kurumlar dışında yer alan tüm silahlı yapıların yasa dışı ilan edileceği” yer aldı. Bildiride ayrıca “ırk, din ya da etnisite kaynaklı her tür ayrımcılığın reddedildiği” belirtildi, fırsat eşitliği ilkesine vurgu yapıldı.
Konferansta kabul edilen 18 maddelik bildirinin bir bağlayıcılığı bulunmuyor, ancak devlet kurumlarının reformu ile hazırlanacak anayasa taslağının temellerini oluşturacak tavsiyeler içeriyor.
Geçici meclis ve anayasa komitesi oluşturulacak
Beşar Esad rejiminin devrildiği 8 Aralık’tan bu yana ülkede meclis ve anayasa bulunmuyor. Bildiride bu kurumların yerini alacak geçici nitelikte yapılar oluşturulması tavsiyesi yer aldı. Buna göre “siyasi istikrarın güvence altına alınması hedefiyle, geçiş dönemine rehberlik edecek ve yasal boşluğu önleyecek bir geçici anayasal bildiri” hazırlanacak.
Bildiride ayrıca meclisin görevlerini üstlenecek, yetkinlik ve adil temsiliyet esası üzerine kurulu geçici bir yasama konseyi oluşturulması, ayrıca kalıcı anayasanın taslağını hazırlamak üzere bir anayasa komitesi kurulması tavsiyesi yer aldı.
Suriye’de yürütme görevini üstlenmek üzere 1 Mart’ta yeni bir hükümet oluşturulması hedefleniyor. HTŞ lideri Şara, ay başında yaptığı bir açıklamada, ülkede seçimler düzenlenmesinin dört ila beş yıl, yeni anayasa yazılmasının da iki ila üç yıl zaman alabileceğini belirtmişti.
Hak ve özgürlükler ile ekonomi
Bildiride etnik ve mezhepsel bölünme reddedildi, tüm vatandaşlara eşit fırsat vurgusu yapıldı. İfade özgürlüğü, kadın hakları, çocuklar ve engellilerin korunması dahil olmak üzere insan haklarının güvence altına alınması da bildiride yer aldı.
Ekonomi alanında da ekonomik büyümeyi teşvik edecek politikaların benimsenmesi, yatırımların korunması, tarım ve sanayinin desteklenmesi çağrısına yer verildi. Bildiride, Esad rejimi döneminde Suriye’ye karşı yürürlüğe sokulan uluslararası yaptırımların kaldırılması çağrısına da bir kez daha vurgu yapıldı, yaptırımların halkın çilesini derinleştirdiğine ve yeniden imar çabalarını zorlaştırdığına işaret edildi.
İsrail’e “Suriye’den çekil” çağrısı
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun “Suriye ordusunun Şam’ın güneyinde konuşlanmasına izin vermeyecekleri” yönündeki açıklaması da konferansta büyük tepki çekti. Bildiride, Netanyahu’nun “kışkırtıcı açıklamalarının” reddedildiği, “İsrail’in Suriye topraklarına yönelik istilasının kınandığı” yer aldı. İsrail’in Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiği ve uluslararası hukuka aykırı davrandığına yer verilen bildiride İsrail askerlerinin derhal ve koşulsuz olarak Suriye topraklarından çekilmesi talep edildi.
Konferans devam ederken başta Şam ve güneydeki Süveyda kenti olmak üzere ülkenin çeşitli kentlerinde İsrail’e karşı protesto gösterileri düzenlendi.