🔴 Bakırhan, ”Herkesi bu tarihi çağrıya destek vermeye, katkı sunmaya, yol haritasını açıklamaya, Türkiye’nin çatışmasız demokratik bir cumhuriyet olması için elini taşın altına koymaya çağırıyorum.” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Manisa İl Örgütü 2. Olağan Kongresi’ne katıldı.
Kongrede konuşma yapan Bakırhan, 27 Şubat’ta Öcalan’ın yaptığı çağrıya ilişkin şunları söyledi:
“27 Şubat gerçekten Türkiye için bir milattır. Çatışmaların ve silahın devreden çıkacağının, demokratik siyasetin önünün açılacağının, artık demokratik yol ve yöntemlerle mücadele etmenin miladıdır. 27 Şubat aslında 50 yıldır süren, bu topraklarda ekonominin, enerjimizin yok olmasına neden olan Kürt meselesinin sonucuydu. Örgütünü kuran Sayın Öcalan, 50 yıl sonra artık hukuki ve siyasi zemin oluşturulursa silahları bırakma çağrısı yaptı. Yüzyıldır inkar eden, yok sayan, dilimize bile yasak koyan bu sistem artık dönüşmek ve değişmek zorundadır. Sayın Öcalan aslında Türkiye’deki siyasete, devlete, demokratik topluma, herkese değişim ve dönüşüm çağrısı yaptı. 50 yıldır silahla mücadele yürüten bir örgütü feshediyor, ‘değiş’ diyor, ‘dönüş’ diyor. 50 yıldır hak arama mücadelesini yürüttüğü o aracı artık ortadan kaldırıyor. Yani devletin elindeki terör sopasını, Kürt sopasını alıyor.
“Sabotajlara uğramaması için bu çağrıya sahip çıkmalıdır”
Bu çağrı aslında yeni yapılmadı. 93’lerden günümüze kadar onlarca defa çağrı yapıldı. 93’te Sayın Öcalan rahmetli Özal’ın göndermiş olduğu bir heyetle görüşürken aslında ‘Ben artık silah yerine demokratik siyasetle mücadelemi yürüteceğim’ demişti ama Özal şaibeli bir biçimde yaşamını yitirince o süreç günümüze kadar devam etti. Ne oldu 30 yılda? Türkiye’nin 3-4 trilyon doları gitti, gençlerimiz gitti, canlarımız gitti. İşte Sayın Öcalan gençler için tabut yapma yerine çözüm masası yapmaya çalışıyor. Bu çağrı sadece kendi örgütüne değil, siyasete, iktidara, demokrasi mücadelesi yürüten hepimizedir. Dolayısıyla bu çağrının amacına ulaşması için, 93’lerdeki gibi sabotajlara uğramaması için, sonrası yapılan çağrılarda provokasyonların olmaması için bu çağrıya sahip çıkmalıdır. Bu çağrıyı hep birlikte sahipleneceğiz. Bu çağrıyla birlikte hepimiz kendimizi değiştireceğiz. Demokratik siyaseti daha güçlü bir biçimde yapacağız.
“Herkesi elini taşın altına koymaya çağırıyorum”
Bir çağrı var, Türkiye’nin buna ihtiyacı var ama bu çağrıya karşı çıkan kimi çevreler de var. Silah ve çatışma ortadan kaldırılsın demenin neyi kötüdür. Ama birileri ‘silah ve çatışma devam etsin’ diyor. Herkesi bu tarihi çağrıya destek vermeye, katkı sunmaya, yol haritasını açıklamaya, Türkiye’nin çatışmasız demokratik bir cumhuriyet olması için elini taşın altına koymaya çağırıyorum. Komşunuza gidin, mahallenize gidin, kavga, savaş ve çatışma isteyenler ile barış isteyenleri iyi anlatın. Sayın Öcalan’ın gençler için hazırlanan tabutları ortadan kaldırmaya çalıştığını ama 3-5 oy uğruna Türk ve Kürt gençlerinin yaşamını yitirmesini isteyenleri iyi teşhir edin, iyi anlatın.
“Anadilin pazarlığı olmaz”
Kardeşim demokrasinin pazarlığı olmaz, anadilin pazarlığı olmaz, Alevinin inancının pazarlığı olmaz. ‘Silah bırak’ çağrısı yapıldı, silahın bırakılması için de kimi gereklerin yerine getirilmesi gerekiyor. Demokrasinin şartı mı olur? Bir şartımız var ‘Türkiye demokratik olsun’ diyoruz. Hala tutuklamalar devam ediyor. Kayyım atamalarını yakın zamanda gördünüz. Bu işler böyle olmaz. Bu işler samimiyet ister, disiplin ister, saygı ister. Barış samimiyetle olur. Bu tür uygulamaların olumsuzlukların da bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor.
50 yıllık bir sorunu çözüyorsunuz. 200 yıldır devam eden, son 50 yıldır büyük bir acıya ve yoksulluğa sebebiyet vermiş bir sorunu 12 metrekarede tuttuğunuz bir insan nasıl müzakere etsin? Bu müzakerenin başarıya ulaşması için kimi şeyler yapmak gerekmiyor mu? ‘Sayın Öcalan’ın yaşam ve müzakere koşullarını değiştirin’ diyoruz, bu da şarttır diyoruz. Sayın Öcalan bize çok önemli bir şey söyledi. Dedi ki ‘bu kayyım ve operasyonlar provokasyondur.’ Bunu yapanlar bu süreci bozmaya çalışıyor. Bu silah ve çatışmanın devreden çıktığı çağrı bir son değil, başlangıçtır. Bir görüşmeyle, bir çağrıyla bu barış süreci bir ayda, 3 ayda çözülmez. Dolayısıyla barış mücadelesinin başarıya ulaşması için, cezaevlerindeki tutsakların, Selahattin’lerin, Figen’lerin, Leyla’ların, Ayşe Gökkan’ların, milletvekillerinin, belediye eş başkanlarının bizimle birlikte burada olması için daha fazla mücadele edeceğiz.
“Erdoğan ve Özel daha fazla sorumluluk almalıdır”
Sayın Bahçeli’nin çağrısıyla başladı. O durduğu yerdedir ama Sayın Cumhurbaşkanı henüz yeni topa girdi. Sayın Cumhurbaşkanı’nı daha fazla sorumluluk almaya davet ediyoruz. Bu meselenin çözümü konusunda Türkiye’nin barışına kavuşması için yürütmenin başı olarak sorumluluk almaya davet ediyoruz. Sayın Özgür Özel’i Türkiye’nin birinci muhalefet partisinin genel başkanı olarak daha fazla sorumluluk almaya davet ediyoruz. Sayın Özel’e memleketi Manisa’dan şu çağrıyı yapmak istiyorum, Cumhuriyetin kurucu partisi olarak sizleri cumhuriyetin ikinci yüzyılında cumhuriyeti demokrasi ile duyarlı hale getirecek bir pratiğe, bir söyleme, bir yol haritasına davet ediyorum. Herkesi barış mücadelesine destek verecek bir çalışmaya, çabaya el birliğiyle destek vermeye çağırıyoruz.
“Suriye’deki Alevi katliamını kınıyoruz”
Son Alevi katliamını Suriye’de gördük. En başta Alevi katliamını kınıyoruz. Suriye ne çektiyse tekçilikten çekti. Şimdi o tekçilik yeni rejim tarafından devam ettiriliyor. Demokratik bir Suriye yerine Kürdü, Dürziyi, Arabı, Aleviyi dışlayan antidemokratik bir rejim inşa edilmeye çalışılıyor. Bir günde bin 100 silahsız sivil genç, kadın hunharca vahşi bir şekilde katlediliyor. Bunu kınıyoruz. Bu rejimi uyarıyoruz. Bizler Kürtler, emekçiler, ezilenler olarak, Alevi yurttaşlarımızın yanında olduğumuzu, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu katliam ve dışlayıcı tavır emin olun endişelerimizi arttırdı. Bu katliamcı mantık yarın Kürde de bunu yapar, başka bir halka da yapar. HTŞ ile yakın ilişkisi olduğunu söyleyen günübirlik araçlarla gidip gelen Türkiye iktidarını da uyarmak istiyorum. Gerçekten bu dar, bu katliamcı zihniyet üzerinde bir etkiniz varsa bu katliamları durdurun, Alevi katliamlarını durdurun. HTŞ üzerinde bir etkiniz varsa ona Suriye’nin demokratik bir cumhuriyet olması için harcayın. Aksi halde insanlar sizlere kuşkuyla bakmak zorunda kalacaklardır.”
/ma-rd/