🔴 Suriye Geçiş Döneminin HTŞ’li Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Perşembe günü imzaladığı ve ülkenin beş yıllık geçiş sürecinde yürürlükte olacak anayasa bildirgesine anayasa hukukçularından tepki geldi.
Anayasa beyannamesine göre, Şara gelecekteki meclis üyelerinin “üçte birini” atayacak ve kalan parlamenterleri seçecek seçim kurulunun üyelerini seçmek için de bir komite oluşturacak. Yargıyı “bağımsız” olarak niteleyen bildirge, geçici cumhurbaşkanına ülkenin en yüksek yargı organı olan Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin üyelerini de atama yetkisi tanıyor.
Dallah “Eğer cumhurbaşkanı doğrudan ya da dolaylı olarak Halk Meclisi üyelerini seçecekse, Anayasa Mahkemesi üyelerini atayacaksa, kuvvetler ayrılığı prensibinden geriye ne kaldı?” ifadelerini kullandı. Hukuk uzmanı “Kuvvetlerin tek bir kişinin elinde toplanması kaçınılmaz olarak karar verme yetkisinin de tekelleşmesine yol açacaktır” dedi.
Önceki anayasalardan esinlenerek hazırlanan anayasa bildirgesinde demokrasiden söz edilmiyor. Önceki anayasadan farklı olarak fıkıh, yasamanın “temel bir kaynağı” yerine, yasamanın “temel kaynağı” olarak tanımlanıyor. Önceki anayasadaki gibi devlet başkanının İslam dinine mensup olması şartı sürdürülüyor, Arapça tek resmi dil olarak tanımlanıyor. Bildirge Suriye’deki azınlıklar için hiçbir yasal güvence ya da koruma sağlamıyor.
Suriye Arap Cumhuriyeti, Suriye İslam Cumhuriyeti’ne mi dönüşüyor?
Paris Schiller Üniversitesi profesörü Tigrane Yegavian da “Suriye’deki azınlıklar olayların gidişatından son derecede endişeli, zira her şey Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kademeli olarak Suriye İslam Cumhuriyeti’ne dönüşme sürecine işaret ediyor” dedi. Yegavian “Yeni rejimin haklı olarak tehdidi altında hisseden azınlıklara güven verebilecek tek şey, eğitim ve adalet alanlarında özerkliğin garanti edildiği bir tür federalleşmedir” görüşünü savundu.
Beşar Esad döneminde yeni bir anayasa hazırlamak üzere Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulan komisyonun eski üyesi olan hukukçu Tarık el Kurdi ise “Bildirgenin 54 yıllık diktatörlük ve 14 yıllık yıkıcı savaşın ardından Suriye için zor bir zamanda geldiğini” belirterek “Bildirgenin realist bir biçimde ele alınması gerekli ve bildirge istikrarlı ülkelerin anayasalarıyla karşılaştırılmamalı” diye konuştu.