Önce ekmeğinizi çalarlar sonra özgürlüğünüzü. Çalanlar doymak bilmez, oylarınızı, iradenizi yaşamlarınızı çalarlar. Çalmalarında sınır yoktur.Dilinizi kimliğinizi kültürünüzü tarihinizi çalarlar.En kötüsü Elif Şafak’ın yazdığı gibi, ”İnsanların dileklerini çalmak,cüzdanlarını çalmaktan daha fenadır’’.
Despotik rejimler bir birine benzer. Şahı Mollası, Darbecisi, Diktatörü, Sultanı, Tek adamı rejimleri hep aynıdır. Bakmayın adlarının başlarında Cumhuriyet yazılı olmasına. Muhalif olanlara asi, şaki, terörist derler.
2019 yılında zalimlik ve adaletsizlik rekoru kırıldı.Başkanlık rejimi çalanlar ve zalimler rejimi oldu. OHAL ve KHK’lar, dokunulmazlıkların kaldırılması tutuklamalar, belediye başkanlarının görevden alınması kayyumlar, açlık grevleri, ekonomik kriz zamlar,kadınların öldürülmesi, seçimler hileler kötülüklerin toplandığı günler oldu.
Suriye sınırına 850 km. Duvar çekmeleri yetmedi,Rojava’yı işgal etmek için savaşı başlattılar. Çalanların çocukları Bankamatik Teskere alır,yoksulun çocuğu ölsün diye Libya’ya savaşa gider.
Çalanlara bizde hırsız denir, derler ki günahların anasıdır. Kürtçe bir söz var ‘’diz diza dizanın’’ (hırsız hırsızı bilir) Bu konuda çok veciz güzel sözler var.V.Hugo hırsız olmadan zengin olunmaz demişti. U.K.Le Guin ‘’ bir hırsız yaratmak için bir sahip yaratın,suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun’’ demişti.
Çalanlar çaldıkça onlar için çanlarda çalmaya başlıyor. Belediyeden kayyumdan işçinin emeğinden kaskından baretinden tabutundan çalıyorlar. Doğayı çalıyorlar,rüzgarları,dereleri suları.Kelebeklere arılara kuşlara düşmandırlar. En güzel endemik çiçekler yok olsun isterler. Biraz daha fazla kazanmak için havayı zehirler. Alianoı antik kentini sular altında bıraktılar,şimdi Hasankeyfi sular altında bırakıyorlar. Tabiata, ekolojiye,tarihe kültüre düşmandırlar.
Çalanlar yaparak satarak devrederek çalmayı çok seviyorlar. Köprü, Havalimanı, yollar, Kanal İstanbul, ihaleler çalıyorlar ‘’Rant Dansını’’ en iyi onlar bilir.Millete küfür etmede üstlerine yoktur.Özelleştirip vatanı satarlar yabancılara. vatansever edalarında ortalıkta dolaşmalarına bakmayın,çalanlar kutuları ve para sayma makinelerini çok severler.
Çalanlar gençlerden korkarlar yarınlarını çalarlar.Sınav sorularını çalarlar,sonra memur olmak istediklerinde yine soruları çalarlar. Üniversiteyi bitirmiş işsizler ordusundan,asker milis, cihadist yaratmaya bayılırlar.
Kürt düşmanı kesildiler, Alevilere azınlıklra muhaliflere tahammül edemiyorlar. Kadınların başkaldırısı Las Tasis dansı bile onları çıldırtıyor. İşçi emekçi, memur köylü, esnaf ve kadınlara karşı acımasızdırlar. Neron Firavin Nemrut onların yanında melek kalır.
Çalanlar bayrak şehit gazi vatan nutukları atarak çalarlar.Çalanların çocukları çok cicidir.Bankamatikten teskere alır,çaldıkları paralarla hava atarlar.Savaşta onlar yaşar, yoksulların çocukları ölür.
Çalanlar için din iman kuran vazgeçilmezdir.Suçlarını günahlarını örtmek için her şeyi kullanırlar.
Çalanlar darbecileri çok sever ortak olurlar,darbeden sonra daha çok severler.Fırsat bu fırsat deyip yüzbinlerin işini çalarlar.Onbinleri cezaevine atıp hayatlarını çalarlar.OHAL rejimini daim kılıp KHK’larla fetvalarla fermanlarla memleketi zaptu rapt altına almaya,makubleye kaşık çalmaya bayılırlar.
Çalanlar Fetö muhalifini Fetodan cezalandırır, düşmanı Ergenekon Balyozla ittifak yapar, derin devletin en derinleriyle çalmak için gizli anlaşmalar yaparlar. Kumpas deyip eski ortaklarının mallarını çalarlar.Daha önce hapse attıklarıyla kol kola girer,beraber olduklarına saldırırlar.
Hırsızdan Kadı olmaz derler, bizde çalanlar hem savcı hem hakim oldular. Herkese acımasızca ceza vermede üstlerine yoktur. Gazeteci bilim insanı,aydın sanatçı sol muhalif Kürt görünce İŞİD’leşiyorlar.İdam idam diye meydanlarda nara atıyorlar.
Çalanlar adaletsizliğin şaha kalktığı günlerde yüksek koruma konvoylarıyla yollara çıkarlar. Kendilerini kalelerinde kuşatılmış hissederler. Statükoya önce karşı çıkar sonra sahip çıkarlar. Çıkarları için zulüm uygulamak çalmanın en iyi yoludur. Yarattıkları korku imparatorluğunda çalma huyundan asla vazgeçmezler. M.Gorki diyor ki ‘’Eskiden bir adamı hırsızlık yapınca hapse atarlardı, şimdi doğruyu söylediği için hapsediyorlar’’.
Çalanların medyaları,bankaları, kredileri, şak şakçıları, yalakaları çoktur.Hele dönek olanların yağcılıkları şaşaa ve şatafatları ibreti alemliktir. Çok çalan konuşunca canlı yayında hepsi esas duruşa geçer.Hırsızlık çalmaktır, çalanı söyelemeyen de hırsızdır.
Çalanların çalamadıkları şeyler vardır.Mesela umudu çalamıyorlar,onuru çalamıyorlar,insanlığı çalamıyorlar. Bir Arap ata sözü vardır ‘’Hırsızlar kavga ederken, çaldıkları yere dökülür’’ diye. Kavga etmeye başladılar dökülüyorlar.
Çalanlar bir gün çaldıklarının ellerinden alınacağını bildikleri için çok korkarlar.Paralarını mücevherlerini altınlarını,senetlerini yabancı ülke bankalarına yatırırlar.Bir gün insanlığa karşı suçlardan yargılanacaklarından korkarlar. Şehir yasaklarında yakıp yıktıkları bodrumlardan F-16 larla katlettikleri Roboski’li çocukların analarından çok korkuyorlar.
Yeni bir yıla giriyoruz. Kartlarda, mektuplarda, telefonda, sosyal medyada mesajlarda adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış, umut, sağlık, esenlik mutluluk dilekleriyle yüklüyüz.
Herşeye rağmen yeni bir yıla umutla giriyoruz. Özgürlük olmadan asla diyoruz. En önemlisi yeni yılda insanlık kazanacak, çalanlar kaybedecek gidecek…