Oktay Candemir: Türkiye beka sorunu yok, zeka sorunu var

Yazarlar

Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan ve tarihte kurulmuş 16 büyük Türk devletini temsil eden yıldızlarla Türkler sürekli övünç duyar. Hatta milliyetçi Türkler her söze başladıklarına ‘Biz tarihte 16 devlet kurmuş bir milletiz’ diyerek efelenmeye başlar.

Konu Kürtler olduğunda özellikle bunu söylerler, çünkü Kürtlerin ‘500 yıldır devlet kuramadığını’ bildikleri için ‘Kürtlerin köksüz olduğunu bir millet olmadığını’ söyleyerek Kürtlerin devletsizliğini inkârcı siyasetlerine gerekçe yaparlar.

Okulda Türk tarihi böyle kahramanlıklarla dolu anlatıldığından Türklerin büyük bir kısmı 16 Türk devletinin nasıl yıkıldığını da bilmez. Çünkü bu devletlerin kuruluşu ne kadar destansı olsa da, yıkılışları ise oldukça hazindir.

İlginç olan husus ise şu: Tarihte kurulmuş olan bu devletlerin neredeyse yarısını Çin’liler yıkmıştır. Ama bugün Türk devlet erkinin ve toplumunun büyük kısmı ABD ve Avrupa’ya karşı Çin’i destekliyor.

Oysa tarihe baktığında ABD’nin Türkiye’ye çok büyük destekleri olmuştur. Türkiye’yi 2. Dünya Savaşı’na girmediği halde girdiği kıtlıktan Marshall Planı çerçevesinde sunulan maddi destekler kurtarmıştır.

Türkiye’yi NATO’ya alan ABD, Türkiye ordusunu modernize etmiştir. Hatta bugün ABD karşıtı olan ve ülkeyi yöneten ülkücü ile İslamcılar, 80 öncesi Sol’a karşı ortak operasyonlar düzenlemiştir.

Geçen gün,  Youtube’ta bir Türk doktor, koronavirüs hastalığını anlatırken, bunun Çin’i devirmek için oynanan bir ABD oyunu olduğunu ve Türk halkının bu biyolojik savaşta Çin’in yanında olması gerektiğini anlatıyordu.

Doğu Perinçek sahiden görünmez, gizli güçlere mi sahiptir nedir… Konuştu, konuştu ve sonunda Türk toplumunun büyük kısmını ABD karşıtı ve Çin sevici yapmayı başardı.

Kimse ona ‘Sen bu gücü nereden alıyorsun’ diye soramıyor. Geçenlerde Gazeteci İsmail Saymaz ile TV tartışmasında Saymaz, ‘Çıkar göster’ diyecek diye bayağı bir endişelenmiştim(!)

Çin’in bugün Türkün anayurdu sayılan Doğu Türkistan’da Türklere yaptığı zulme rağmen, ABD karşısında Çin’i desteklemelerinin tek sebebi ABD’nin bugün Kürtlerle kurduğu ilişkiden başka bir şey değil…

‘Kürt bir şey olmasın da… Varsın Doğu Türkistan yerler bir olsun’ Doğu Türkistan’da Türklerin gördüğü zulme yine en çok Kürtler üzülüyor.

Dünyada 200 milyon Türk yaşıyor ve hala ‘Türk-Kürt kardeştir’ diyoruz. Tamam, kardeş olmasına olalım da Kürtlerin sayısı 40 milyon iken bu kadar büyük bir nüfus ile kardeş olmak çok adilane değil galiba. Bu kadar büyük bir nüfusla bir şeyi paylaşamazsın.

‘Kardeşiz’ diyoruz da, o zaman biz,  Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan Türkleri ile de kardeş oluyoruz. Hatta yavru vatan KKTC’da bizim kardeşimiz olduğu için oralarda da hak iddia edebiliriz (!)

Amma velakin, Zencan Türklerinin bu kardeşliğimizden haberi yok ve derhal onlara ulaşıp, bin yıllık kardeşliğimizi anlatmamız lazım. Adamların konudan haberi yok(!)

Bugüne kadar Kürt sorununun çözülmemesinin sebeplerinden biri de 200 milyon Türk kardeşimizin sadece 50 milyonu ile ilgilenip, kalan 150 milyona bunu anlatmamış olmamız.

Hatta biz Kürtler bununla yetinmedik de, çeperi daha da büyüterek ‘Halkların Kardeşliği’ dedik. İyi de etmişiz ama bunu Bhutan, Tonga ve Tuvalu’ya nasıl anlatacağız.

Haliyle Kürt sorunu değil ama Kürdün sorunu çok büyük çok… Epey işimiz var (!)

‘Allah bu kardeşliğimizi arttırsın’ onun şakası bile olmaz ama ne zaman ki Mahsun Kırmızıgül,  bademcikleri görünene kadar ağzını açarak ‘Hepimiz kardeşiz’ türküsünü söyledi, ben o gün bugündür bu kardeşlik işinden biraz soğudum.

O gün Mahsun’un bu türküsünü alkışlayanlar, 4 sene sonra ‘Biz Kardeşiz, Kürtçe klip çekecem’ dediği için Ahmet Kaya’yı linç etti.

Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça (…)

Neyse (…) Konumuz bu değildi zaten. Yazımızın başına dönersek,

Tarihte ilk Türk devleti olan Büyük Hun İmparatorluğu, iç isyanlar sonucu önce Doğu ve Batı Hun diye ikiye ayrılmış, sonra Doğu Hunları kendi içinde Kuzey ve Güney Hun diye bölünmüş ve iyice zayıflayan Türk devletini Çinliler ele geçirmiştir.

2. Türk Devleti Göktürkler ise Türk boyları devlete isyan etmiş ve iç ayaklanmalar sonucunda Doğu ve Batı Göktürkler olarak ikiye ayrılarak bölünmüştür.

Madem bölünmeye bu kadar karşısın o zaman niye tarihinde bölünmüş devletlerinle bu kadar gurur duyup, birde Cumhurbaşkanlığı forsuna işliyorsun.

Bugünkü bölünme fobisi ta o günlere dayanıyor, bu yüzden de dağa taşa ‘Vatan Bölünmez’ yazıyorlar. Bir kısmı işin farkında tabi.

Avarlar, Uygurlar, Hazarlar, Karahanlılar, Gazneniler, Selçuklular, Harzemşahlar, Altınordu, Timurlar, Baburlar, Osmanlılar… Hepsinin yıkılış sebeplere baktığımızda Siyasi çekişmeler,  İç isyanlar, Türk boyları arasındaki anlaşmazlıklar,  taht kavgası, kardeş kavgası ve dışa bağımlılık var.

Peki, 16. Türk devletinde bu saydıklarımın hemen hepsi yaşanıyor mu? Evet yaşanıyor. ‘Türk boyları arasında ki kavgalar’  hariç neredeyse tamamı günümüzün sorunlarını teşkil ediyor…

Bugün de 17. Türk devletini nasıl bir hal içinde olduğuna ve mevcut gidişatın nereye evrileceğine ilişkin ilgisiz ve fikirsizdirler. Sürekli geçmişiyle övünen bir nesil yetiştirildiği için 23 Nisan ve 19 Mayıs gibi bayramlar coşkuyla kutlanmaya devam ediyor.

Yukarıda saydığımız sebeplerden her biri ayrı ayrı 16. Türk devletinin yıkılışına sebep olurken, şu anda Türkiye’de 16 devletin yıkılmasına sebep olan ayrı ayrı sorunların hepsi aynı zaman dilimi içinde yaşanıyor.

Bu kadar sorunu bünyesinde taşıyan bir devletin geçmişten ders çıkararak geleceğe yürümesi gerekirken tam tersi bir şeyler yapılıyor ve ısrarla önceki 16 devletin yıkılmasına neden olan politikalarla yola devam ediliyor.

Lise yıllarımda Milli Güvenlik dersi vardı. Kel-Kemalist bir paşa öğretmen olarak derse girer, ders sırasında savaşa başlar,  ders bittiğinde paşa paşa evine giderdi. Türk devletlerinin yıkılış sebebinin tamamen ‘Dış güçler’ olduğunu anlatır dururdu. ‘İyi de Paşam, kardeşler taht için birbirini öldürmüş, dış güçler ne alaka’ diyecek olurduk ki…

90’lı yıllar, her yer faili meçhul, işkence… Önce yutkunur, sonra söylemekten vazgeçerdik.

Şimdi diyeceksiniz ki, ne diyorsun yani ‘Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak mı?’ Bunu ben söylemiyorum, sürekli olarak ‘Devletin bekası tehlikede’ diyen siyasetçiler, böyle bir durum varmış gibi ‘Acaba yıkılacak mıyız’ endişesini tetikliyor.

Ben tam aksine Türkiye’nin daha güzel bir geleceğe ve barışa evrilmesi için söylüyorum bunları.

Hani şöyle başlayan cümleler vardır ya: “ Türklerin 800 yıllık bir devlet geleneği var”… Var olmasına var ama nasıl bir gelenektir ki, koca Osmanlı İmparatorluğu bile yıkılmıştır.  Bu gelenek belli ki pek hayra alamet değil.

Güçlü bir devlet sürekli çevresi ile savaş halinde olan değil, tam aksine içeride ve dışarıda herkes ile barış içinde olandır. Türkiye Devletinin bugün yapması gereken de budur, kendi içinde özgürlükleri sağlarsan ‘Dış güçler’  dediğimiz olgu bizim için birer mizah konusu olur. Umarız ve dileriz ki Türkiye en kısa sürede demokrasi ve özgürlükler ülkesine dönüşür.

Türkiye’nin bekası da sanırım özgürlüklerin ve demokratik hayatın gelişmesiyle kurtulur.

Türkiye’nin beka sorunu yok, sadece zekâ zorunu var. Akıllı olursak bu ülkeyi hep birlikte güzel bir geleceğe taşırız.

İlginizi Çekebilir

Efkan Şeşen: Dijital dünyada herkes kendine bir pencere açacak
Temel Demirer: 2020’nin 18 Mayıs’ında Ona Dair

Öne Çıkanlar