Ayasofya’nin ibadete açılması ile dünyaya ‘Ülkemizde bir hukuk sistemi var, hukuk karar verdi’ mesajı veren iktidar kanadı, içeride ise ‘Direndik, oyunları bozduk ve fetih gerçekleşti’ diyerek epik güzellemeler yapıyor…
Ayasofya için dış dünyaya, ‘Hukukun kararı, bizimle ilgisi yok’ edilgenliği, içeride; ‘Ben yaptım, fetih gerçekleşti’ etkenliğine dönüşüyor…
AKP’nin dışarıda ekonomik olarak kredisi biterken, içeride ise toplumun sunduğu siyasi kredi tükenme noktasına geldi. Yeni bir hikâyeye ihtiyacı olan AKP, Ayasofya ile elindeki son krediyi de bana göre olumsuz bir biçimde ziyan etti.
Hani derler ya hem camiden oldu, hem kiliseden…
Artık topluma sunacak bir vaatleri kalmadığından hem nalına, hem mıhına vuruyorlar.
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasının toplumsal anlamda büyük bir heyecana ve mutluluğa sebep olduğu şeklindeki değerlendirmelerde doğru değil. AKP’li yöneticiler ve sosyal medyadaki trollerinin dışında iddia edildiği bir sevinç gerçekleşmedi.
Neredeyse İstanbul’da Ayasofya’nın etrafına toplanan bir grup dışında kararın Türkiye’nin başka bir yerinde kutlandığına dair herhangi bir gelişme yaşanmadı.
AKP’nin ve siyasal İslamcıların 100 yıldır camilere ilişkin amaç ve hedefleri ise tamamen gerçekleşmiş oldu. Taksim meydanına cami yapmak, Çamlıca tepesine cami ve Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi muhafazakâr Türkiye toplumunun en büyük arzusuydu.
Ancak Taksim ve Çamlıca’da bile muhafazakâr kesimin gösterdiği sevinç refleks yerini Ayasofya’da daha olgun bir bekleyişe terk etti…
Bunun sebebi ise AKP tabanı artık yapılanlara daha bir temkinli ve şüphe ile bakmaya başladı.
Ayasofya’nın ibadete açılması kısa vadede AKP’ye kazandırdı gibi görünse de, uzun vadede AKP, hem camiden, hem de kiliseden oldu. Bunu yaşayarak göreceğiz.
Şimdi 15 Temmuz ve 24 Temmuz tarihlerinde Ayasofya rüzgârı estirilmeye çalışılacak. İhtişamlı geçmişin taklidi simülasyonlarla milliyetçi, muhafazakâr tabanın yeniden toparlanması ve DEVA ile Gelecek Partisine kaymaya başlayan geniş kitleler için bol keseden din ve milliyetçilik nutukları atılacak.
Türk milleti bunu yer mi, diye sorarsanız bence yemez(!)