Kemal Okutan: Yeni yıl için temenni yeterli mi?

Yazarlar

Alışkanlıktır; yılbaşında yeni yılın barış, özgürlük ve demokrasiye vesile olmasını istemek, temennide bulunmak. Elbette bu insani değerleri istemek, temmenide bulunmakta  zarar yok, istenebilir, temmenide bulanabilinir.Peki istemek ve temmenide bullunmak yeterli midir? Hele  hele kas-katı bir rejimden sadece istemek ve temmenide bulunmak yeterli midir? Bu rejimde yasalarda bir virgül değişikliği yapmanın bile çok ağır bedeller gerektiriyorsa bunları oturduğumuz yerden istemek ne işe yarıyacaktır? Ne kazandıracaktır?Kaldı ki insanoğlu bu ulvi değerlere kolay kolay ulaşmadı, bu değerleri kolay kazanmadı, kolay elde etmedi. İnsanlık bunları elde etmek için çok ağır bedeller ödedi, çok can yandı,milyonların hayatına mal oldu… milyonlar aç kaldı,işkence gördü, giyotinden geçirildi, zindanlarda çürüdü, idam sehpalarında can verdi…Köleci Roma imparatorluğundan, Fransız ihtilaline, ordan bütün sınıf ve ulusal kurtuluş hareketlerine kadar insanoğlu kanı canı pahasına bu değerleri kazandı.Evet bu insani değerlere bu kadar ağır bedeller karşılığında ulaşıldı. Ama ne yazık ki dünyanın bazı yerlerinde bazı halklar demokrasi,özgürlükle birlikte barış içerisinde  yaşarken, bizim coğrafyamız başta olmak üzere birçok yerde insanlığın önemli bir kesimi bu değerlerden yoksun yaşanmaktadırlar.Peki Kürt coğrafyamız neden hala hakkettiği özgürlük,barış ve demokrasiye ulaşmadı?Hala neden insanlarımız lime lime ediliyor?Neden hala annelerimiz çocuklarının kemiklerine ulaşmak için sokaklarda hak arıyor? Neden ana sütü kadar helal olan dilimiz eğitım dili olarak kabul edilmiyor? Neden medeniyetin beşiği olan topraklarımızda dünyanın unuttuğu anadilini özgürce kullanma hakkı bizde kullanılamıyor ve neden hala anadilimizin ismi bile anılmıyor; Kürtçeye bilinmeyen bir dil deniyor?Coğrafyamız kaderimiz midir?Yoksa üzerinde oturduğumuz coğrafyanın dünyanın en zengin madenlerine sahip olmasının bedelini mi ödüyoruz?Ya da bizi baskı altında tutan devletler dünyanın en gaddar devletleri olmasından mı kaynaklanıyor?Unutulmamalıdır ki Kürtler herhangi bir halk değildir, emperyalistlerin coğrafyamızı dörde bölerek bizi mahkum ettiği devletler de İsveç, Norveç gibi demokratik devletler değildir.Peki Kürtler nasıl bir halk? Coğrafyası dörde bolünmüş, dili yasaklanmış, tarihinden,köklerinden koparılmış, yok sayılmış,bölge bölge, il il,köy köy,mezhep mezhep bolünmüş bir halk.

Sadece bu da değil beyni parçalanmış,atomize olmuş bir halkKahramanı da haini de bol olan bir halktan bahsediyoruz.İşte tüm bu nedenler düşünüldüğünde ağır bedellere rağmen istenilen sonuçlara ulaşılamamış olabilir.Ama Apé Musa’nın dediği gibi eksi kırklardan Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliği’nin gündemine orturmuş , Rusya’nın, ABD’nin politikalarını belirlerken Kürtleri hesaba katmak zorunda kaldığı bir halk gerçekliğine ulaşılmıştır.Yine eşinden dayak yiyen kadından özgür kadın kişiliği yaratılmış, ağasının elini öpen Kürt’ten haklarını arıyan Kürt ortaya çıkarılmıştır.Bütün dünya demokrasi güçlerinin dikkatini çeken bir Rojava gerçekliği ortadayken kazanımları küçümsemek, ödenen bedelere en hafif deyimiyle haksızlık etmek demektirDemokrasi, özgürlük, barış uğruna küçüçük katkı bile sunan herkesin yeni yılını kutluyorum.

İlginizi Çekebilir

Fırat Aydınkaya: Beşikçi’nin Soruları Üzerine Notlar; “Bediüzzamanın ‘Türk’ Kimliğine Bakışı”
Temel Demirer: Gelmekte Olan Gelecek(sizlik) Mi?

Öne Çıkanlar