Umur Hozatlı : Umutları öldürme; İmamoğlu değil, “iman oğlu” ol

Yazarlar

Erdoğan, 30 Mart 2014 seçimleri sırasında Trabzon’da yaptığı mitingde şöyle diyordu: “Ali Şükrü Bey Trabzon’un meclisteki ilk mebusuydu. 1920’de meclis açılırken Trabzon’u temsil etmek üzere oradaydı. Ali Şükrü Bey, Osmanlı’nın kahraman bir subayı olduğu kadar en yürekli vekillerinden biriydi. Her türlü haksızlığa karşı çıkıyordu. Esarete, korkaklığa tahammülü yoktu. Ne yaptılar biliyor musunuz? Bu kahraman Trabzonlu’yu tam 91 yıl önce Ankara’da alçakça şehit ettiler.”

Erdoğan’ın daha önce de 2013’te yine Trabzon’daki bir mitinginde övdüğü Ali Şükrü Bey’in hikayesi neydi?

Tek partili Cumhuriyet’in ilk meclisinde iki grup vardı, birinci grubun başını Atatürk, ikinci grubun başını Ali Şükrü Bey çekiyordu. Atatürk’le Ali Şükrü Bey arasında ciddi tartışmalar yaşanıyordu, en çok da Lozan Anlaşması konusunda uzlaşamıyorlardı, bir keresinde mecliste birbirlerinin üzerine dahi yürümüşlerdi. Ayrıca basında karşılıklı tartışıyor, tartışmaların yansıması halk nazarında Atatürk’ün itibarını zedeliyordu.

Bu sürecin sonunda bir gün, Atatürk’ün muhafız alayının komutanı, Ali Şükrü Bey’i Ankara’da evine davet etti, Şükrü Bey gitti ve misafir olduğu o evde boğularak öldürüldü. Öldüren kişi, Atatürk’ün baş koruması ve muhafız alayının komutanı Topal Osman’dı.

Topal Osman insanı dehşete düşüren bir adamdı. Gerçek biyografisi, Osmanlı’nın sonları ile Cumhuriyet’in başlarındaki Türkiye’nin “azınlıklar profili”ni anlatır.

Peki kim bu Topal Osman?

Kısaca aktarayım…

Birincisi; Erdoğan’ın 2013 ve 14’te Trabzon’da alenen “hain” ilan ettiği Topal Osman ile AKP’nin bugünlerde “kahraman” ilan ederek İmamoğlu’na karşı seçim malzemesi yaptığı, koz olarak kullandığı, hatta İstanbul seçiminde cankurtaran simidi haline getirdiği Topal Osman aynı Topal Osman. AKP’nin çıkarcı, omurgasız ve helal-haram bilmeyen siyaset tarzının en iyi örneklerinden biri oldu.

İşte bu Topal Osman ilk kez Birinci Dünya Savaşı sırasında ortaya çıktı. Abdülhamit döneminde devlet destekli çete başı olan Halil Halit’e öykünüyordu. Ekseriyeti Rum, geriye kalanın çoğu Ermeni olan Giresun’da 100 adamla çete kurmuş, ardından Trabzon Hapishanesi’ni basıp katillerden, tecavüzcülerden, hırsızlardan oluşan 150 adam daha çetesine katarak Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk teröristi, ilk çete başı olmuştu.

“Topal” lakabı bir çatışmada bacağından aldığı yaradan geliyor.

Atatürk’ün izini ve Kazım Karabekir’in bizzat desteğiyle çete sayısını 800’e çıkarmıştı. Denilebilir ki bu çetesiyle Ermeni, Rum ve Kürtler’i Atatürk’ün resmi ordusu kadar katletmiştir.

1915 Ermeni Soykırımı’nda Ermeniler’e, 1919’dan 23’e kadar Karadeniz Bölgesi’nde Rumlar’a, 1921’de Koçgiri’de Kürtler’e soykırım uyguladı.

Ocak 1921’de TKP lideri Mustafa Suphi ve 14 arkadaşını Karadeniz’de katletti.

Yani devletin özel bir katliam çetesinin başıydı…

Acımasızdı, gaddardı, vahşiydi, işkenceciydi…

Kendini ve adamlarını öldürdüğü Rum, Kürt ve Ermeniler’in ganimetleriyle zengin etmişti.

Dönemin önemli gazetecilerinden Falih Rıfkı Atay şöyle diyor Topal Osman için: “Basılan her Türk evine karşı 3 Rum evini basmak, mezarını kendine kazdırıp diri diri adam gömmek, vapur kazanlarında kömür yerine canlı adam yakmak gibi zulüm ve işkenceleri ile bölgeyi Rumlar’dan tamamen temizledi. Görevinde ne kadar başarılı olduğunu Genelkurmay raporlarından anlarız.”

Peki sonra ne oldu?

Atatürk’ün özel bir katliam çetesinin başı olarak kullandığı, kendi muhafız alayının komutanı yaptığı, sıkça görüştüğü Topal Osman Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’i öldürünce hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Kararı ve yakalama emrini Atatürk bizzat vermişti. Topal Osman bunu duyunca 1 Nisan 1923 gecesi çetesiyle birlikte Atatürk’ün bulunduğu Çankaya Köşkü’nü bastı. Bir iddiaya göre Atatürk son anda kaçıp İstasyon Caddesi’ndeki eve sığınarak kurtuldu.

General Rauf Orbay’ın “Yakın Tarihimiz” adlı anılarında yazdığına göre Topal Osman Çankaya Köşkü’ndeki çatışmada yaralı olarak yakalandı ve o halde olmasına ragmen anında başı kesilerek öldürüldü. Bunun, özellikle Atatürk hakkında itiraflarda bulunmaması için yapıldığı söyleniyor. General Ali Fuat Cebesoy’un da bu yönde imaları oldukça güçlü.

Topal Osman meselesi bir gerçeği de ortaya çıkardı bugünlerde; CHP’nin konuşan adamlarının çoğunun cahil olduğunu! Doğrudur, pek çoğu günlük siyasette iyi hatiptir, güzel konuşurlar ancak özellikle tarih ve dik duran siyaset stratejisi konusunda zayıflar. Topal Osman gibi Cumhuriyet’in ilk çete başı ve teröristi olan, Atatürk’ü öldürmek için Çankaya Köşkü’nü dahi basmış olan bu adamı AKP’ye karşı siyaset yapayım darken savundular.

Belki de tıynetlerinde var bu; nihayetinde Atatürk’ün Ermeniler’e, Rumlar’a ve Kürtler’e karşı özel olarak yetiştirdiği bir katliamcı, bir soykırımcıdır Topal Osman. O zamanın CHP’sinin has adamıydı nihayetinde.

Ancak İmamoğlu’nun fark yaratması gerek; Rum, Pontus, Topal Osman tartışmaları arasında Topal Osman’ı sahiplenen pozisyona düşmesi ciddi bir sıkıntıdır. Bunu bu aşamada siyasetteki acemiliğine vermek isteriz zira AKP-MHP faşizmine karşı onu destekleyen Ermeni, Rum, Kürt, Gürcü, Çerkez, Alevi, Musevi, Hıristiyan vs. toplumlar için İmamoğlu değil, “iman oğlu” olması gerekir, zaruridir.

Zira samimi ve istikrarlı bir “iman oğlu” olmazsa, akıbeti bir zamanların İsmail Cem’i, Mustafa Sarıgül’ü, Cem Boyner’i, Cem Uzan’ı gibi olur.

Bu da, zor-bela yeşeren bir umudun çabuk ölümü demektir.

/Nupel/

İlginizi Çekebilir

Hüseyin Topgider : Ortadoğu’da ikinci perde açılırken
Günay Aslan : Yeniden düşünme zamanı

Öne Çıkanlar