İHD Batman şubesi ve kayıp yakınları, Diyarbakır’da kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in akıbetini sordu.
“İHD Batman Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 586’ncı haftasında, 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır ili Lice ilçesi Sarnığ Köyü yakınlarında gözaltında kaybedilen Ahmet Tekin’in akıbetini sormak için toplandı.
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınlarının yaptığı basın açıklamasını İHD Batman Şube Eş Başkanı Av. Devran Yıldız okudu.
İnsan hakları savunucuları ve kayıp aileleri olarak her Cumartesi düzenlediğimiz “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” barışçıl anma eylemimizin bu haftasında kayıplarımızın faillerinin bulunması ve yargılanması için yine bu alanda bir aradayız.
Bizler kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak, ülkenin gerçek bir demokratikleşme sürecine dönüşebilmesi için gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması gerektiğine inanıyoruz.
Bu hafta 1994 yılı Mayıs ayında Diyarbakır ili Lice ilçesi Sarnığ Köyü yakınlarında gözaltında kaybedilen Ahmet Tekin’in akıbetini sormak için toplandık.
Ahmet Tekin, 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır’dan Lice’ye giderken bulunduğu araç, Sarnığ Köyü yakınlarında yol kontrolü yapan askerler tarafından durdurulur. Aracı durduran askerler, minibüs şoförü ve yolculara “Siz gidin Ahmet bizim misafirimizdir” diyerek, Tekin’i gözaltına alır. Bu tarihten sonra Ahmet Tekin’den bir daha haber alınamaz.
Aile, Lice’de savcılığa başvurarak çocuklarının bulunmasını ister. Ancak dosya görevsizlik kararıyla Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’na gönderilir.
Tekin’in kardeşi Bedri Tekin beyanlarında: “Ağabeyim gözaltına alındıktan sonra onu Lice Jandarma Komutanlığı’nda gören görgü tanıkları var. Annem de ağabeyimin durumunu sormak için gittiği komutanlıkta Ahmet’i gözleri bağlı bir şekilde askerlerin arasında sorguya götürülürken görmüş.
Bu sırada annem bağırarak, ağlamaya başlıyor. Annem feryat edince, adının Şahabettin olduğunu sandığımız yüzbaşı annemi darp etmişti. Annemin gözü aldığı darbeler sonucu şişip morarmıştı. Ancak tüm girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Ağabeyimden o tarihten itibaren bir daha haber alamadık.”
Bizler; gözaltında kaybetmenin, savaş politikalarının insanlık dışı uygulaması ve sonucu olduğunu biliyoruz. Hukukun işlemesini ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz.
Kayıplarımızın akıbetini sorgularken, onlara dair bir izi bulunmadan, hakikatler ortaya çıkarılmadan ve adalet sağlanmadan bu mücadeleden asla geri adım atmayacağımızı belirtiyoruz.”