31 Mart yerel seçimlerinin sadece bir yerel seçim olmadığını belitmem gerekir. Halk sandık başına giderken sadece yerel yöneticilerimi seçeyim diye gitmedi. Azgınlaşan dizginsiz devlet terörünü sınırlandırmak, AKP-MHP-ERGENEKON faşizmine ders vermek, savaş politikasına karşı çıkmak için de sandık başına gitti ve oy kullandı.
Kürtler açısından kendini yönetme istemi bu seçimlere damgasını vurdu. Özgürlüğünün paradigma ile sağlanacağıa inanarak statü elde etme istemini dile getirdi. Kürt halkı Kürdistan’da özellikle son dokuz yılın hesabını sordu.Dilini, kültürünü yok sayan, 100 yıllık rejimin en despotik uygulamalarını frenlemek için oyunu DEM Parti’ye verdi. Özgürlüğe giden yoldaki taşları ayıklamanın heyecanıyla oyunu gönül rahatlığıyla DEM Parti’ye kullandı. Ben kendi kimliğimle, kültürümle kendim olarak yaşayacağım demek için DEM Parti’ye oy verdi.Bunun için kürt coğrafyasını kızıla boyadı.
Kürt halkı için durum kısaca böyle…
Peki metropeller için seçim sonuçları nasıl okunmalı? Türkiye metropellerinde göçe tabii tutulan Kürtler ve diğer halklar neden CHP’ye oy verdi. Metropol Kürtleri DEM Parti’nin kent uzlaşısı sağlanan yerlerde DEM Parti politikasına evet dedi. Kent uzlaşısı sağlanmayan yerlerde ise yine mevcut hükümetin savaş politikalarına, ekonomi siyasetine ,dış siyasetine hayır demek anlamında bir kısım kürt seçmen CHP’ye oy verdi.
Türkiye’de yaşayan diğer halklar açısından durum biraz daha farklıdır. Bir cümle ile ifade edersek CHP kazanmadı, AKP ve kirli ortakları kaybetti. CHP gerçekten sosyal-demokrat bir parti olsa seçimde birinci parti olması anlaşılır olurdu. Ama durum böyle değil. CHP sosyal demokrat bir parti olarak birinci parti olmadı.
Her şeyden evvel CHP’nin kuruluş kodları, tarihsel geçmişi kuranların asker oluşu ve tüm pratiği sosyal demokrat bir parti olmasının önünde engeldir.
Şunu sorabiliriz.CHP AKP’den farklı olarak seçim vaadlerinde birşey söyleyebildi mi? Ekonomik, siyasi,sosyal politikalarında herhangi bir farklılık var mıdır?Seçim beyennamesinde sistemi değişime ve dönüşüme zorlayacak bir politika ile halkın önüne çıktı mı? Bu soruların tümünün cevabı hayır’dır. Rejim alternatifi olarak en doğru proğrama sahip olan DEM Parti ve bileşenleriydi.
Bazıları CHP’yi cesaretlendirelim diyor. Haydi cesaretlendirelim bakalım.
Haydi CHP! Aslan CHP! Ha cesaret! CHP kürtleri ayrı bir halk olduğunu kabul et. 1920’lerin katliamcı, asimilasyoncu, tekçi anlayışıyla hesaplaş. Kürtlerin kendi coğrafyasında kendilerini yönetme hakkını tanı. Kürtlerin kendi ana dillerinde eğitim yapmalarını destekle. Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştireceğini söyle. Rojava ve Başura saldırı ve işgal politikasına karşı çıkacağım de. Haksızlıkların, hukuksuzlukların, ekonomik iflasın nedeni olan Kürt sorununu nasıl çözeceğini açıkla…
Bunları yaparsan gelecek seçimde iktidarsın.Ha cesaret, ha cesaret!
Demokrasinin, barışın, özgürlüğün yolunu VAN gösterdi. Faşizm koşullarında tek çözüm VAN çözümüdür. Herkes bu çözüme odaklanmalı.
Mevcut DEM Parti etrafında gelişen rejim karşıtı cephe daha da geliştirilmeli.Bileşen politikasının eksiklikleri ortaya çıkarılmalı ve daha da büyütülmelidir. DEM Parti paradigması sadece Kürt coğrafyasında değil Anadolu’da da kitlelere kavratılmalıdır. Sadece seçim için değil mücadelenin ve VAN pratiğinin hayata geçirilmesi zorunludur.
Umut büyümüştür. Bu umudun sönmesine razı olunamaz. Bu umut geliştirilemezse barış,özgürlük, eşitlik mücadelesinde ilerleme sağlanamaz.
Rejimin kendi içinde alternatif üretmesinin önüne geçmek önümüzdeki en büyük görevdir..