Urfa ili Siverek ilçesi Çeltik Köyü’nde 15 Haziran günü vahşice katledilen Zozan ve Meral İzol’un kuzeni tanınmış Kürt sivil toplum aktivisti ve Kürtçe öğretmeni Keya İzol, ’yaşanan vahşet bir insanlık suçudur’ diyor.
Saldırgan tarafın AKP ve devletin kolluk güçleriyle yakın temas içinde olduklarına ve bu nedenle bazı failler hakkında yasal işlem yapılmadığına dikkat çekiyor.
Günay ASLAN
Belli bir hiyerarşi, karar mekanizması, aidiyet duygusu ile belirlenmiş ve benimsenmiş bazı ortak prensiplerden bakıldığında İzol diye bir aşiret yapısından söz edilemeyeceğini belirtiyor.
‘Yaşananlar Kürt toplumunu çok yakından ilgilendiren bir sorun. Resmi devlet bilinçli olarak sahiplenmiyor. Kürtlerin kendi devlet mekanizması olmadığı gibi toplumsal dinamikleri de baskı altında. Ülkesi işgal altındaki bir topluluğun içine düştüğü duruma bakın bir. Vatandaşını korumakla yükümlü bir devlet ne görevini yerine getiriyor ne de Kürtlerin bu konularda etkin olmasına izin veriyor’ görüşünü ifade ediyor…
46 yıldır İsveç’te yaşayan Keya İzol’a Siverek Katliamı’na ilişkin yönelttiğim sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:
Öncelikle geçmiş olsun, başınız sağolsun. Sanırım hem katledilenler hem de katiller sizin akrabalarınız. Öldürülenler Zozan, Hakko, Meral ve Musa Serhat İzol ile saldırganlar Bülent, Serhat ile eski milletvekili Zülfikar İzol ile yakınlık dereceniz nedir?
Teşekkür ederim ve ayrıca evet, bahsettiğiniz olayın iki tarafı da akrabam. Olayda öldürülen Zozan ve Meral öz teyzem kızları. Zozan’ın ailesi 1990 larda bölgedeki devletle işbirliği içinde olan Bucak aşiretinin baskıları nedeniyle Aydın Söke’ye sürgüne zorlanmış, iki oğlu da şehit olmuş. Büyük zorluklara maruz kalmış bir aile. Saldırıyı gerçekleştirenler de aynı aşirete mensup kesimler. Amca çocukları arasındaki toprak anlaşmazlığının geldiği son nokta…
Olayı ne zaman duydunuz ? Olay iddia edildiği gibi bir aile husumeti, bir arazi meselesi midir? Olayın gerçek nedeni sizce nedir?
Olayı bir saat sonra duydum. Başta kimlerin öldürüldüğü tam olarak belli değildi. Daha sonra olayın detayları, ölenlerin bilgileri kesinleşti. Olayın herhangi bir siyasi yönü kesinlikle yok. Tamamiyle amca çocukları arasındaki toprak anlaşmazlığı olduğu kesin. Ancak saldırgan tarafı yani öldüren tarafın AKP ve devletin kolluk güçleriyle yakın temas içinde oldukları bölgedeki herkes tarafından zaten biliniyordu.
Zaten olaydan sonra da bu gerçek su yüzüne çıktı. Çünkü faillerin bir kısmı ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamış.
Uzun yıllara dayanan bu husumet neden çözülemedi? Aşiret içi ilişki ve çelişkilerde nasıl bir yöntem izleniyor da sorun bu aşamaya geldi?
İşin gerçeği dışarıdan görüldüğü gibi değil. Örneğin aşiret deniliyor. Gerçeğinde ne feodal ne de modern anlamda bir yapıdan bahsedemeyiz. İzol aşireti diye bir yapıdan bahsetmek çok zor. Ne aşiretin karar vereni ne de karara uyanı diye bir şeyden bahsetmek olanaksız. Daha çok aynı soyadı taşıyan ya da aynı aşirete mensup olduğunu söyleyen kesimlerden bahsedebiliriz. Halbuki sosyolojik temelde bir aşiret söz konusu olduğunda belli bir hiyerarşi, karar mekanizması, aidiyet ve belirlenmiş, benimsenmiş bazı ortak prensiplerden bahsetmemiz gerekir.
İzol aşiretinde bu saydıklarımın hiçbiri yok. Dolayısıyla bunlardan ortak bir aşiret olarak bahsetmek yanlış bence. Bu konuyla ilgili çok şey yazılabilir ancak konu bu değil. Zaten olaydan sonra da halen ’aşiret’ içinde herhangi bir çözüm girişiminden bahsedemiyoruz. Klasik anlamdaki aşiret yapılarının aksine.
Cinayetler vahşice işlendi. Kürt geleneklerinde genelde dövüş kavga anında kadına el kaldırılmaz ancak, bunlar önce kadınları hedef alıyor? Kadına yönelik bu öfke neden?
Herkesin paylaştığı ve gerçek olduğuna inandığı bu tez acaba ne kadar gerçekçi? Özellikle Kürt toplumunun günümüzde geldiği noktaya baktığımızda bu tür gelenek dışı olayların yaşandığına şahit olabiliyoruz. İster Kürt geleneğinde olsun ister olmasın. Bu akıl dışı vahşet bir hepimizin ortak paydası olan insani değerleri yerle bir eden bir insanlık suçu. Saldırganların esas amacı sadece birilerini ortadan kaldırmak değil aksine o birilerinin tüm aile üyelerini topyekun ortadan kaldırmak.
İşin en acımasız yanı bu. Böylesi bir yaklaşımın hiçbir tutarlı yönü olamaz. Çağdışıdır, barbardır ve her açıdan ve şiddetle kınanmalıdır. Bu olayda ortaya çıkan başka bir gerçek ise, hedefte özellikle iki kadın var çünkü o kadınlar korkusuzca kendi haklarının en öncü savunucuları olmasıdır.
Öte yandan bunca kin ve acımasızlık nereden geliyor? Cenaze töreni yapılmasına, insanların yaslarını tutmasına dahi izin verilmiyor? Neden, niçin?
Bu zorbalığın geldiği en son nokta. Gerçi Kürt toplumu buna yabancı değil. Son dönemlerde katledilen Kürt gençlerin cenaze töreni yasaklanmadı mı? Devletin kolluk güçleri katlettikleri cenazelere işkence yapan zorbalar değil mi? Yani, toplumun geldiği nokta bu. Zaten anormal bir hadise gibi de görülmüyor maalesef. Toplumun geniş kesimlerinin tepkisi olsa ne bu olaydaki zorbalar ne de devlet adına suç işleyen kesimler bu tür çağdışı yöntemleri gerçekleştiremezlerdi.
Bunları yapanlar sırtını nereye dayıyor? Bu özgüven, korkusuzluk neye dayanıyor?İdarenin, güvenliğin ve adli makamların tutumları hakkında neler söyleyeceksiniz?
Tabii ki sırtlarını devlete dayamasalar bu zorbalığı yapamazlar. Ordan de destek aldıkları kesin.
Katledilen Zozan’ın iki kızı, Yekbun ve Dilan’ın sosyal medyadaki çabaları sayesinde bu konuda toplumun tüm kesimlerinde büyük bir kamuoyu oluştu. Böylece zorbaların ve arkasındaki adli makamların da işleri haliyle zorlaştı. Yine de her yönüyle bu işin takipçisi olmamız gerekiyor.
Vahşete maruz kalan insanlara bölgedeki barolardan, stk’lardan ve siyasi partilerden yeterli destek gelmediği, sahiplenilmediği gözleniyor. Nedir sizce bunun nedenleri?
Evet, bölgedekiler belki korkularından bu olaya fazla bulaşmak istemeyebilirler. Çünkü saldırganlar boş durmayıp tehditlerini sürdürüyorlar. Kesinlikle daha fazla sahiplenme olmalıdır. Bu ve buna benzeri hadiseler eğer yeterince toplumsal tepki oluşturamıyorsa hep devam edecektir. Gittikçe dozacı artacak ve kural, yasa tanımayan bir hal alacaktır. Bu yüzden toplumsal tepki çok önemli ve aynı zamanda zorbalığı durdurabilecek yegane güç.
Bundan sonrasına ilişkin neler olabilir. Öksüz kalan bu çocuklar, tehdit altındaki diğer aile bireylerinin can güvenliği ve geleceği konusunda neler düşünüyorsunuz?
Geriye kalanlar için çok zor bir dönem olacak. Herkesin bu konuda duyarlı olmasını umuyorum. Vatandaşı oldukları devletin bu konuda yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor.
Olay Kürt toplumunu çok yakından ilgilendiren bir sorun. Resmi devlet bilinçli olarak sahiplenmiyor. Kürtlerin kendi devlet mekanizması olmadığı gibi toplumsal dinamikleri de baskı altında. Ülkesi işgal altındaki bir topluluğun içine düştüğü duruma bakın bir. Vatandaşını korumakla yükümlü bir devlet ne görevini yerine getiriyor ne de Kürtlerin bu konularda etkin olmasına izin veriyor. Bu olayda da bariz bir şekilde ortaya çıktı ki Kürt toplumu kendi göbeğini kendisinin kesmesinden başka bir yol yok…