Uluslararası Basın Enstitüsü IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen, Kürt basına karşı ‘’yargı tacizi’’ olduğunu söyleyerek, 26 Nisan’da tutuklanan 3 gazetecinin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen, Mezopotamya Ajansına açıklamalarda bulundu.
İktidarın son yıllarda Kürt medyasını hedef aldığını belirten Griffen, iddia edilen suçlamaların suç teşkil etmediği için gazetecilerin ilk duruşmada tahliye edildiklerini anımsattı. Gazetecilere dönük gözaltı ve tutuklama furyasını “yargı tacizi” olarak değerlendiren Girffen, 14 Mayıs genel seçimleri öncesinde Özgür Basına dönük yaşanan gözaltı ve tutuklamaları hatırlattı. Griffen, “ Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinden hemen önce ise 10 Kürt gazeteci tutuklandı. Daha geriye gidersek, sadece 2022’de en az 25 Kürt gazeteci tutuklandı. Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) veri tabanı, 2022’den bu yana 118 Kürt gazeteci, medya çalışanı veya kuruluşunu hedef alan 43 vaka kaydetti. Bunlar genellikle tutuklama ve hapis cezalarıyla sonuçlanan yasal taciz vakalarıydı” diye belirtti.
Seçimlerden sonra gazetecilere yönelik sistematik taciz ve gözdağı tehdidinin sürdüğünün altını çizen Griffen, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yine Kürt basının iktidar tarafından hedef alındığını belirtti. Türkiye’de yürürlükte olan Basın Kanunu ve Anayasa’ya işaret eden Griffen, tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunarak, “Basın Kanunu ve Anayasa uyarınca tüm gazetecilerin güvenliğini sağlamalarını talep ediyoruz. Görevi kötüye kullandıklarına dair inandırıcı bir kanıt bulunmadığı takdirde Erdoğan Alayumat, Mehmet Aslan ve Esra Solin Dal’ı derhal serbest bırakılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
En son İstanbul merkezli yürütülen bir soruşturma kapsamında 23 Nisan’da Özgür Basın emekçisi 9 gazeteci gözaltına alındı. Gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal ve Mehmet Aslan ile gazeteci Erdoğan Alayumat, 26 Nisan’da çıkarıldığı mahkemece “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı.
Ayrıca Merkezi Fransa olan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye’de basın özgürlüğünün alarm veren bir düzeyde olduğunu belirtiyor. RSF’in 2023’te yayımladığı rapora göre, Türkiye’deki ulusal medya organlarının yüzde 90’ı hükümetin kontrolünde bulunuyor. Bu durum, iktidarın medya üzerindeki güçlü etkisini ve sansürü gözler önüne bir kez daha seriyor. Raporda ayrıca, iktidarın gazetecilere yönelik artan baskı, keyfi gözaltılar ve tutuklamalarında dikkat çekiliyor.
/MA/