FEDA, Şeyh Sait, Seyit Rıza ve Deniz Gezmişleri hatırlatarak Kobani Davası’nda çıkan sonuçları İstiklal Mahkemelerine benzetti.
FEDA yaptığı açıklamada şöyle dedi:
”Türk devletinin tek adamının, yargıyı kullanarak açtırdığı Kobani kumpas davası sonuçlandırıldı
Türk devletinin tek adamının, yargıyı kullanarak açtırdığı Kobani kumpas davası sonuçlandırıldı. Sarayın hakimlerinden oluşan mahkeme yargılanan özgürlük ve demokrasi mücadelesinin değerli savunucularının ellerinden alınmış olan özgürlüklerinin gasp edilmesinin devamına karar verildi.
Bu dava Kürt halkına karşı sürdürülen savaşın ve soykırımın devamı olarak açılmış ve aynı amaca hizmet edecek şekilde sonuçlandırılmıştır. Dünya âlem biliyor ki Kobani davası denilen bu ucube davayla demokratik siyaset, özgürlük, barış ve eşit yurttaşlık talebi yargılanmıştır.
Tıpkı yüz yıl önce istiklal mahkemeleriyle muhalif olanların yargındık gibi. Aynı şekilde Kürt halkının değerli önderleri Şeyh Sait ve Seyit Rızanın, 1971’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, 12. eylül de onlarca devrimci insanın zorla idam edilmesi gibi. Ve yine Türk devleti hep yaptığı gibi, bu davadan da hukuku ayaklar altına almıştır. Bağlı olduğu, uluslararası kurallara uymamış, AİHM yasalarını hiçe saymıştır.
Kısacası Türk yargısı, Türk devleti adına aldığı bu kararlarla Kürtlerden, Alevilerden demokrasi mücadelesi yürüten herkesten intikam almak, hakları ve özgürlükleri için direnenlere göz dağı vermek istemiştir.
Alınan bu kararların etkisi bundan ibaret değildir. Türk devleti, aldığı bu kararlarla, ezilen halklara, ezilen inançlara ve ezilen toplumsal kesimlere karşı sürdürdüğü savaşı tırmandırmak istediğini ortaya koymuştur. Böyle olduğu içindir ki aynı günün akşamında Türk devletinin cumhurbaşkanı, Kürtlere karşı her sürdürülen savaşta yüzlerce kürtün kanına girmiş olan Jitem’i kuranları affetmiştir. Yine bugünlerde Türk devleti kendi içinde besleyip büyüttüğü eroinci mafya çetelerini koruyup kollamaya çalışmakta, bunun için bir birbirleriyle çatışmaktadırlar.
Aynı anda yaşanan bu gelişmelerin hiç birisi tesadüf değildir. Bir yanda Jitemciler affedilerek Kobani kumpas davasında alınan hukuksuz kararlara yönelik olarak ortaya çıkan tepkileri zayıflatmak, öte yanda çetelerle ilgili devlet içi çatışmaları köpürterek gündemi bulanıklaştırmak istemektedirler.
Tecritti sürdüren savaşı yaygınlaştırmaya ve derinleştirmeye çalışan Ergenekoncular affeden, mafya çeteleriyle iş tutan Türk devleti, Kobani kumpas davasında özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi yürüten HDP’li yöneticilerine cezalar vererek faşizmi tırmandırmak istediğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Türk devletinin aldığı bu kararlar, Alevilere, Kürtlere ve demokrasi güçlerine karşı sürdürülen savaşın daha ileri taşıması, Kürtlerin hak taleplerinin şiddetle bastırılması, Aleviliğin inkâr edilmesi, kinci ve ırkçı nesil yetiştirmesi, tek adam sisteminin kalıcılaştırılması, yoksulluğun derinleştirilmesi demektir.
O nedenle Türk devletinin Kobani kumpasa davasında aldığı bu savaş ve zulüm kararları bir avuç harami dışında bütün topluma yapılmış bir zulümdür.
O nedenle Kürt halkı, Aleviler ve bütün demokrasi güçleri, faşizmin bu saldırısını alınan bu kararlarla yapılan bu Yezit zulmünü kabul etmeyeceklerdir.
Bizler de FEDA olarak bu zorbalığı kabul etmiyoruz. HDP yöneticilerini zorla içerde tutulan esirler olarak görüyoruz. Ezilen bütün toplumsal grupları siyasal sosyal kurumları bu davada alınan kararları kabul etmeyerek arkadaşların özgürlüğü için mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
