33 uluslararası hukuk örgütü, katledilen Diyarbakıor Baro Başkanı Tahir Elçi’nin faillerinin yargılandığı ve 12 Haziran’da karara çıkması beklenen davadaki ihlallere dikkat çekerek adalet talep etti.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Amed’in Sûr ilçesinde katledilmesine ilişkin görülen ve 12 Haziran’da karara çıkması beklenen davaya ilişkin 33 uluslararası hukuk örgütü ortak açıklama yaptı. Dosyadaki adaletsizliklere dikkat çekilen açıklamada dosyanın arka planına ilişkin bilgiler de verildi.
Tahir Elçi önde gelen ve uluslararası saygınlığa sahip bir insan hakları avukatı olduğunun belirtildiği açıklamada şu bilgilere yer verildi:
“Öldürüldüğü sırada Diyarbakır Barosu Başkanıydı. Elçi, Kürt köylerinin zorla boşaltılması, zorla kaybettirme, toplu infaz, güvenlik güçleri ve/ya da devletle bağlantılı güçlerce uygulanan işkence ve kötü muameleyle ilgili birçok önemli davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımıştı. Devlet güvenlik güçleriyle PKK arasında uzun süredir devam eden silahlı çatışma esnasında sivillere yönelik insan hakları ihlallerinde hesap verebilirlik ilkesinin hayata geçmesi için çalıştı. Ekim 2015’te hükümet yanlısı haber kanalları tarafından hedef gösterildi ve devletin ‘Kürt meselesinin’ çözülmesinde silahlı şiddeti yeniden kullanmaya başlamasını kamuoyu önünde sorguladığı için taciz edildi ve ölüm tehdidi aldı. Yanı sıra, ‘terörist propaganda’ yapmakla itham edildi. Elçi 28 Kasım 2015 günü bir basın konferansı verdiği sırada öldürüldü. İki PKK milisinin polisten kaçışı esnasında silah kullanıldı, bu esnada Tahir Elçi silahla vurularak öldürüldü.”
Elçi’nin ölümünün ardından bağımsız ve etkin bir soruşturma yürütülmediğine yer veren açıklamada, “2 Mart 2021’de Altı BM Özel Raportörüne gönderilen bir mektupta vurgulandığı gibi Elçi’nin vurulmasına cevaben yapılanlarda ciddi kusurlar var” diyerek şunları sıraladı:
*Olay yeri soruşturmasının başlatılması çok geciktirildi (olaydan 110 gün sonra); bu nedenle önemli kanıtlar ortadan kalktı;
*Olay yerindeki polislere şüpheli muamelesi yapılmadı;
*Gerçek bir soruşturma yürütülmedi ve ancak Londra merkezli bağımsız bir grup (Forensic Architecture) tarafından hazırlanan bağımsız bir rapor 2019 yılında yayınlandıktan sonra polislerin kovuşturulmasına başlandı;
*İddianamede savcının olayları tarif etmesi, fiillerin ve suçun hukuki açıdan sınıflandırılması ve polisler için talep edilen cezanın niteliği gibi ciddi sorunlar bulunuyordu.
Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle iddianame 20 Mart 2020’de nihayet tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı üç polis memuru için ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçlaması ile 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası ve bir milis için ‘iki polis memurunu öldürmek’, ‘bir polis memurunu öldürmeye teşebbüs’ ve ‘Elçi’yi olası kastla öldürmek’ suçlamasıyla üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.”
DURUŞMALARDA ADİL YARGILANMA HAKKI BİRÇOK KEZ İHLAL EDİLDİ
Davanın 21 Ekim 2020’den itibaren 9 duruşmasının görüldüğünün belirtildiği açıklamada, bu duruşmalarda adil yargılanma hakkının birçok kez ihlal edildiği ifade edildi.
Açıklamada ihlaller şöyle sıralandı:
* İstihbarat güçlerinin muhtemel ihmali ve sorumluluğuyla ilgili belli başlı kanıtların ve basın açıklaması sırasındaki güvenlik önlemlerinin soruşturulması taleplerinin uygun ve tatmin edici nedenler sunulmadan reddedilmesi;
* Video kayıtlarıyla oynanması ve kayıp kamera görüntüleriyle ilgili açıklama taleplerinin yanıtsız bırakılması;
*Ölüme neden olan ateşin nereden açıldığını tespit etmek için olayı yeniden canlandırmak üzere olay yerine gitme taleplerinin uygun ve tatmin edici nedenler sunulmadan reddedilmesi;
*Sanıkların duruşmalarda şahsen bulunmaktan muaf tutulması;
*Mahkemenin Elçi ailesinin avukatlarının açıklamalarına sistematik ve düşmanca müdahalede bulunması ve onları mahkeme salonunda çıkarmakla tehdit etmesi;
*Duruşmaların keyfî olarak ertelenmesi ve katılan adına yapılan talepleri ele alırken sergiledikleri sistematik önyargılı davranışlar nedeniyle katılanca yapılan hakimlerin reddedilmesi taleplerinin reddi ve bu kararlarla ilgili makul olması bir yana herhangi bir neden gösterilmemesi.
*Ayrıca 14 Temmuz 2021 tarihinde görülen üçüncü duruşmada tanık ifadeleriyle ilgili olarak gündeme getirilen işkence ve kötü muameleyle ilgili bildirimlerden dolayı ayrıca endişeliyiz. The Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, Hakimler ve Savcılar Kuruluna iki savcıyla ilgili bu temelde şikâyette bulunmuştur. Ancak, Kurul herhangi bir neden göstermeden şikâyeti reddetmiş ve olayı yeniden incelenmesi talebini geri çevirmiştir. Bu şikayet Kurulun Genel Meclisinde gözden geçirilmek için beklemeye alınmıştır.
*25 Nisan 2024’te, savcı Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu esas hakkındaki mütalaada hangi polis memurunun silahından çıkan kurşunun ölüme sebebiyet verdiğini tespit etmenin imkânsız olduğu gerekçesiyle, üç polis memurunun beraatini talep etmiştir
*Bir sonraki duruşma 12 Haziran 2024’te görülecek ve bunun muhtemelen son duruşma olacağı anlaşılıyor.”
ADALET TALEPLERİ SIRALANDI
Ortak açıklamada Adalet talepleri de şöyle sıralandı:
“Uluslararası hukuk kapsamında, devletlerin insan haklar ihlalleri için etkin giderim sağlama sorumluluğu vardır; buna adalete erişim hakkı da dahildir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için devletler hızlı, tarafsız ve etkin soruşturmanın yürütülmesini garanti etmelidir; böylelikle bütün sorumlular uluslararası standartlar gereğince adaletin karşısına çıkartılmalıdır. Bu, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Sözleşmenin (MSHS) 2(3) ve 6. maddelerinde güvence altına alınmıştır. Bu sözleşmeye Türkiye devlet düzeyinde taraftır. Hukuka aykırı bir eylem sonucu gerçekleşmiş olması muhtemel ölümlerin soruşturulmasıyla ilgili uluslararası hukuk standartları ayrıca BM Hukuk Dışı Ölümün Soruşturulmasına İlişkin Minnesota Protokolünde düzenlenmiştir.
BM İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşmenin 12. ve 13. maddeleri uyarınca işkence iddiasının olduğu durumlarda ya da işkencenin gerçekleştiğine inandıracak makul bulgular bulunduğunda, uzman makamlarca hızlı ve tarafsız soruşturma yürütülmelidir.
Son olarak, BM Avukatların Rolüne Dair Temel İlkelerin 17. maddesinde avukatların mesleklerini icra etmelerinden dolayı güvenliklerinin tehdit edildiği durumlarda yetkililerce korunmaları gerektiği belirtilir. Bu ilkeye göre yetkililer, avukatlara yönelik saldırıların faillerini gereğince soruşturmalı, tutuklamalı ve kovuşturmalıdır.
Bir kez daha Türkiye makamlarını aşağıdakileri temin etmeye çağırıyoruz:
* Tahir Elçi’nin öldürülmesinden sorumlu olan herkes adalet karşısına çıkartılsın, duruşmalar uluslararası hukuka uygun bir şekilde yürütülsün ve sorumlular suçlu bulundukları takdirde işledikleri suçun ağırlığına uygun ceza alsın;
* Elçi ailesinin kanıt ve tanıklarla ilgili önemli talepleri mahkemece dikkate alınsın;
*Adli makamlar, Elçi ailesinin avukatlarının konuşmaları ve taleplerini dile getirmeleri için fırsat vermek ve Elçi ailesine ya da avukatlarına düşmanca herhangi bir tutumdan kaçınmak dahil olmak üzere silahların eşitliğini sağlasın ve davadaki uygunsuz önyargı ve ciddi prosedür ihlallerini düzeltsin;
*Tanıklara işkence ve kötü muameleye dair şikâyetler bağımsız ve tarafsız bir yargı birimi tarafından incelensin ve güvenilir bir şikayet olduğunun tespiti halinde bu beyanlar dosyadan çıkartılsın;
*Elçi’nin ailesine ve sevdiklerine maruz kaldıkları ihlaller karşısında uluslararası hukuk gereğince uygun giderim sağlansın.”
İMZACI 33 KURUM
Açıklamada imzası bulunan kurumların isimleri şöyle: Almanya Barosu (Deutscher Anwaltverein, German Bar Association, DAV), Amerikan Hukukçular Derneği (American Association of Jurists, Asociación Americana de Juristas, AAJ) , Avrupa Baro ve Hukuk Toplulukları Konseyi (the Council of Bars and Law Societies of Europe, CCBE) , Avrupa Barolar Federasyonu (the European Bars Federation, FBE), Avrupalı Demokrat Avukatlar (European Democratic Lawyers, AED), Avukatlar için Avukatlar (Lawyers for Lawyers), Avukatlara Saldırılar İzleme Komitesi (Monitoring Committee on Attacks on Lawyers), Bangladeş Demokratik Avukatlar Derneği (Democratic Lawyers Association of Bangladesh, DLAB) , Brüksel Barosu – İnsan Hakları Enstitüsü (Institut des droits de l’homme du barreau de Bruxelles), Brüksel Barosu (Ordre des avocats du barreau de Bruxelles) , Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği, Almanya (the Republican Lawyers Association/Republikanische Anwältinnen- und Anwälteverein, RAV, Germany), Demokrasi ve Dünyada İnsan Hakları için Avrupalı Hukukçular Derneği (European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights, ELDH), Demokratik Avukatlar Derneği, Almanya (Association of Democratic Lawyers/Vereinigung Demokratischer Juristinnen und Juristen, VDJ, Germany), Demokratik Avukatlar Uluslararası Derneği (International Association of Democratic Lawyers, IADL) ,Halkın Avukatları Ulusal Birliği, Filipinler (National Union of People’s Lawyers, Philippines, NUPL), Halkın Avukatları Uluslararası Derneği (International Association of People’s Lawyers, IAPL) , Halkın Avukatları Uluslararası Derneği – Avustralya Şubesi (International Association of People’s Lawyers, Australian Branch), Hindistan Avukatlar Derneği (Indian Association of Lawyers), İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi (Bar Human Rights Committee of England and Wales, BHRC), İngiltere ve Galler Hukuk Topluluğu (the Law Society of England and Wales), İtalyan Demokratik Hukukçular (Italian Democratic Lawyers/Giuristi Democratici), Levros Hukuk Merkezi (Legal Centre Lesvos), Nantes Barosu, Fransa (Ordre des Avocats du Barreau de Nantes), Rennes Barosu, Fransa (Ordre des Avocats du Barreau de Rennes), Rotterdam Barosu, Hollanda (Rotterdam Bar Association, the Netherlands), Seine-Saint Denis Barosu, Fransa (the Bar Association of Seine-Saint Denis, France), Sınır Tanımayan Savunma – Avukat Dayanışması, Fransa (Défense sans frontière avocats solidaires/Defence Without Borders – Lawyers in Solidarity, DSF-AS, France), Tehlikedeki Avukatlar için Uluslararası Gözlemevi (International Observatory for Lawyers in Danger, OIAD), Tehlikedeki Avukatlar İzleme, İtalya Ceza Baroları Birliği (Osservatorio Avvocati Minacciati, UCPI, Observatory Endangered Lawyers – Italian Union of Criminal Chambers), Turin Barosu, İtalya (Turin Bar Association, Italy), Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (Turkey Human Rights Litigation Support Project, TLSP), Uluslararası Barolar Derneği İnsan Hakları Enstitüsü (the International Bar Association’s Human Rights Institute, IBAHRI), Uygulamada İnsan Hakları (Human Rights in Practice).
/Kaynak: Mezopotamya Ajansı/